Bir güvercin uçurdum Necef ilinden
Derdimi söyleyen dilim nerdedir
Bir gül açtı Hacı Bektaş gülünden
Kerbela’dan esen yelim nerdedir
 
Ali’nin yarası başkadır başka
Düşenler yanmaz mı ateşi aşka
Kan ile boyanmış üstünde hırka
Ebu Turab öldüyse ölüm nerdedir
 
Ümmü Gülsüm ağlar karalar bağlar
Ayrılık gününde yıkılır dağlar
Geçti mi söyleyin o güzel çağlar
Haber sal dağlara külüm nerdedir
 
Ali’nin gözleri doğuştan sürmeli
Saçlarını güneşle tutup örmeli                                                                     
Ali varken söyle kimi sevmeli
Resulün ordusunda erim nerdedir
 
Zülfikar iki dilli çelikten ejder
Destanlar kitabının başıdır Hayber
Haydar-ı Kerrar’ın yaranı Kamber
Haber sal turnalar Ali’m nerdedir
 
Ben bilirim Kerbela’nın yolunu
Zalimler Ehl-i Beytin kesti kolunu
Katranla sıvadılar nurlu yolunu
Vakitsiz solan gülüm nerdedir
 
Hasanla Hüseyin bahçenin gülü
Gül ile doldurdu kalpteki çölü
Nerde babasının güzel Düldül’ü
Yoluna serilen kilim nerdedir
 
Hak nurundan ayan Ali’nin yüzü
İlmin kapısıdır doğrudur özü
Açılmaz kapıları açar her sözü
Kerbela çölünde yârim nerdedir
 
Gayri felek serim koydum meydana
Bir canım var feda olsun canana
Ateş yoktur benim ile yanana
Erenlerin yanında yerim nerdedir