Müsiad Niğde Şubesi Sektör Kurulu Başkanları  Türkiye karşıtı bildiri yayınlayan akademisyenlere sert mesaj yayınladılar.

 

Tarım ve Hayvancılık Sektör Kurulu Başkanı; Murat Karakuzu

İnşaat ve Makine Sektör Kurulu Başkanı; Mücahit Umucu

Basın Yayın ve Medya Sektör Kurulu Başkanı; Can Demiryel

Perakende Sektör Kurulu Başkanı; Hüsamettin Gümüştepe

Sağlık Sektör Kurulu Başkanı; Faruk Erdeniz Ulutaş  ortak mesajlarında şu ifadelere yer verdiler;

‘’Bir milletin akıl ve vicdan hassasiyetlerini ilmiye sınıfı temsil eder. Milletleri bozmanın en kolay ve çabuk yolu yine bozuk zihniyetli akademisyenlerle mümkün olur.

 

Gerekçeler arasında sıralanan gerek insan hak ve özgürlükleri, gerek hukuk bütünlüğü ve gerekse de tüm maddi ve manevi değerler; özünü ne bu milletin tarih vicdanından ne devletin bölünmez bütünlüğü ilkesinden ne de örf ve adetlerinden ilham alabilmektedir. Halkın katında bu gerekçelerin en ufak bir mesnedi dahi olamaz. Beynindeki bilgi yükünü gönlündeki vicdan imbiğinden geçirmekten aciz bir topluluk irfan nimetinden de uzaktır.         

Akademisyenlerin bildirge namıyla paylaştıkları metnin muhatabı Türkiye Cumhuriyeti kamuoyu değildir.  

 

Yakın, yakın derken daha dünkü tarihe baktığımızda PKK’nın Ermeni-ASALA örgütünün bir devamı olduğunu görürüz. Camileri okulları yakan, Kürt vatandaşlarımızın temel hukukunu baskı altında tutan, daha beşikteki bebeğin canına kasteden, bölgeye yapılan yatırımları sabote eden, bölge halkının diniyle, gelenekleriyle dalga geçen bir zihniyetin yerel olduğunu buradaki Kürt halkını temsil ettiğini iddia etmek, bırakın safdilliliği, ne türden bir ahmaklığın ifadesidir.

 

Daha Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun arefesinde “sözde Türk aydınlarından” manda yönetiminden tutun da ari ırk teessüsü için damızlık getirilmesine varan ve toplumu ifsada sürükleyen fikirler sadır olmuştu. Dolayısıyla biz bu zihniyetle henüz tanışmadık. 27 Mayıs’ta öğrenci hareketleriyle, 12 Eylül’de askeri vesayetin alkış sesleriyle, Gezi Parkı Hadiseleri’nde toplumun merkez otoriteye kışkırtılması esnasında uyandık. İstikbalimizin teminatı gençlerimizin, kaynağını dışarıdan alan aydınlar tarafından meydanlara döküldüğünü, kalkışmaların, itişme ve kakışmaların içine çekildiğini gördük. Ve şunu da bildik; bize husumet besleyen odaklar nelerden keyif alıyor, hangi gelişmeler ve değişmeler bunların ağız tadını bozuyor.

 

Kaynağını toplumsal dinamiklerle geliştiremeyen, özünü aziz vatan topraklarından beslemeyen hiçbir fikir aydın değil zifiri karanlıktır. Bilinen bir diğer gerçek de milletin siyasi eğilim görüntüsünün devlet olduğudur. Sözde ehli vicdan aydınlarımız toplum iradesinin de üzerine çıkarak devletimizi dış devletlere şikayet ediyorlar. Bu yanlışın, mandacılık zihniyetiyle bile kıyaslanabilir bir vicdana sahip olmadığını ispat ediyorlar. Cari olan şartların kimi sevindirip kimi üzdüğünü görmek bile bu kanaatimizi netleştirmektedir.       

  

Avukatlığına soyunulmaya çalışılan güç,  Mehmetçiğimiz’e, polisimize kurşun sıkan terördür,  Kürt kardeşlerimizi öldüren yaralayan felakettir, sağlık hizmetlerini sabote eden cerahattir, eğitimi aksatan cehalettir, masumiyet adı altında mürayiliktir, eşitlik namına tefrikadır, hassasiyet kimliğiyle din ve devlet düşmanlığıdır, gizli maksatların, masum insanları kaçırarak bölge rantlarını, itibarını düşürerek yeni yerleşimlerin önünü açma emelidir. 

 

Bu bildirge dökülen şehit kanını çiğnemektedir. Maalesef ağzı olduğu için konuşan insiyatif, acıyla mayalanmış gözyaşına yönünü dönmüştür.

 

Sözde vicdan, sözde demokrasi, sözde hukukun üstünlüğü maskesiyle takiyye yapan bu güruhu devletine ve şahsında milletine ettiği edepsizlikten dolayı kınıyoruz. Zehir tesiri altında bulundurduğu gençliğimizin istikbalinden yana da tedirginliğimizi bu vesileyle ifade etmek isteriz.        

 

Yine bu vesileyle şehitlerimize ve çatışmalarda hayatını kaybetmiş vatandaşlarımıza      , ki dileğimiz onların da şehit mertebesiyle mükafatlandırılmasıdır,  Allah’tan rahmet ve mağfiret diliyoruz. Bölge halkına, şehit yakınlarına başsağlığı diliyoruz, acılarına ortağız. Dualar ediyoruz. Şerefli bir kula yakıştığı gibi…

 

Memleketimizde cari olan zulmü, terörü, hukuksuzluğu, kanunsuzluğu mücadele için hedefine almış olan devletimize ve ilgili birimlerimize itikadımız tam olmakla birlikte kendilerine müjdelenen zafere en yakın zamanda nail olmamızı diliyoruz. Onlara da dua ediyoruz her şerefli vatandaşa yakıştığı gibi’’ dedi.

 

Editör: TE Bilişim