Niğde Genç Bireyler Derneği Başkanı Ömer Kıymazer yaptığı basın açıklamasında;

Her gün artan “Kadına Şiddet” olayının son kurbanı çocuğunun önünde boğazı kesilen Emine Bulut oldu. Fakat şu bir gerçek ki bu olaylar gerekli yasa düzenlemeleri ve yaptırımlar olmadıkça son bulmayacaktır.

Kadına yapılan şiddet bir insan hakkı ihlalidir. BM Kadınlara Yönelik Şiddetin Önlenmesi Bildirgesinde ve Avrupa Konseyi İstanbul Sözleşmesinde kadına yönelik şiddet “kamusal veya özel yaşamda kadınlara fiziksel, cinsel veya psikolojik acı, ıstırap veren ya da verebilecek olan cinsiyete dayanan bir eylem, tehdit, zorlama, keyfi olarak özgürlükten, ekonomik gereksinimlerden yoksun bırakma” olarak tanımlanıyor. İstanbul Sözleşmesinin önsözünde, kadınlara yönelik şiddetin, erkekler ve kadınlar arasındaki eşitlikçi olmayan güç ilişkilerinin dışa vurumu olduğu, kadınlara karşı ayrımcılık yapılmasına yol açtığı ve kadınların ilerlemelerinin önünde engel olduğu, bu nedenle şiddeti önlemenin bir devlet politikası olması gerektiği vurgulanıyor.

Hangi yasayı getirir isek getirelim ailede ve toplumda bu yetiştirilme sorunları aşılmadan, temel eğitimde, hatta anasınıfında bu yönde eğitim metotlarıyla dersler verilmeden, toplumsal cinsiyet eşitliği sağlanmadan yasaların bir anlamı kalmamakta, her gün çığ gibi büyüyen kadına yönelik salt şiddet, öldürme fiillerinin önüne geçilememektedir.

Çünkü TCK’da mevcut olup Hâkimin takdirine bırakılan; “haksız tahrik indirimi” ve “iyi hal indirimi” ne dair maddelerin, erkek terörüne maruz kalan şiddet mağduru kadınlarda, özellikle de tecavüz ve taciz mağduru kadın dosyalarında maddelerin gerekçelerine, amacına, kapsamına ve mehaz kanunlardaki uygulama şekilleri ile uluslararası sözleşmeler hükümlerinin de dikkate alınarak toplumsal cinsiyet bakış açısından kurtulmuş olarak hukuka uygun uygulanması toplumsal tepkiler ile sağlanmalıdır.

Erkek egemen zihniyet, kadın erkek eşitliğini göz ardı eden yönetim anlayışı, şiddetin önlenmesi konusunda yasaların yaşamama geçirilememesi karşısında, kadına yönelik şiddetle mücadele için hazırlanan Ulusal Eylem Planı hızla ve kararlı bir devlet politikasıyla hayata geçirilmelidir” dedi.

GEBİDER Başkanı Ömer Kıymazer açıklamasının devamında;  Kadının güçlenmesi, ailede ve toplumda BİREY olarak dikkate alınması, toplumda zihniyet değişikliğinin sağlanmasına yönelik eğitimin her kademesinde toplumsal cinsiyet eşitliği verilmesiyle şiddetin önlenmesinde önemli gelişme mümkün olacaktır. Kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığın sona erdirilmesi için;

-Devletin kadınlara yönelik her türlü şiddet eylemini açık bir şekilde kınamasını,

-Şiddete uğrayan kadınlar için başvuru ve sığınma evlerinin sayısının artırılmasını, ücretsiz danışmanlık, psikolojik ve tıbbi destek ve yasal yardım yapılmasını,

-Cinsiyet ayrımcı politikalar, yasalar ve uygulamaların kaldırılmasını, eylem ve eğitim projelerinin kadın örgütleriyle birlikte yaşama geçirilmesini,

-Aile içi şiddeti ve genel olarak kadın ve çocuklara yönelik şiddeti önlemek için kampanyalar, ana-baba eğitim programları başlatılmasını,

-Kadınların ekonomik özgürlüğü için çalışmasının önündeki engellerin kaldırılmasını, sosyal güvenlik, parasız eğitim ve parasız sağlık haklarından yararlanılmasının sağlanmasını,

-Medyanın, kadın ve çocuklara yönelik şiddeti teşvik edici yayınlar üzerinde kendi oto-denetim mekanizmasını kurarak kadın ve çocuklara yönelik şiddeti bir malzeme olarak kullanmaktan vazgeçmesini,

-Evde, sokakta, işyerinde yaşanan kadına yönelik şiddetin sorumlularının yargılanmasını ve caydırıcı yasal tedbirler alınmasını istiyoruz” dedi.

Kıymazer; Niğde Genç Bireyler Derneği (GEBİDER) olarak kuruluş tüzüğümüzde de yer alan amaçlar doğrultusunda daha çok çalışıp kadına şiddet olaylarını daha yakından takip edeceğimizi belirtir ve daha gür bir sesle “Güçlü ve sağlam bir toplum için kadına şiddete HAYIR” diyoruz.” diyerek açıklamasını sonlandırdı.

Editör: TE Bilişim