Bu gün 3 Mayıs Türkçüler Günü.... Borhaber.net olarak  Türkçüler gününüzü kutlarız...

Bu gün için İsrafil Kumbasar'ın bir köşe yazısını sunuyoruz.


Atatürk’ün Türk milliyetçiliği temelleri üzerine oturttuğu Türkiye Cumhuriyeti devleti, İsmet İnönü döneminde köklü bir şekilde ‘eksen’ değiştirmeye başlamıştı.

Savaştan önce Hitler’e göz kırpmayı ve savaştan sonra ise Stalin’e şirin görünmeyi ‘devlet politikası’ haline getiren Milli Şef’in, eğitimde ‘Türk milli kültürü’ yerine ‘enternasyonal kültürü’ esas alması, devlet idaresinden Atatürk’ün izlerini silmeye kalkışması, milliyetçi-vatansever Türk gençliğinde büyük bir tedirginlik yaratıyordu.

İstanbul’da edebiyat öğretmenliği yapan ve ‘Orkun’ adında bir dergi çıkaran Hüseyin Nihal Atsız, dönemin Başbakanı Sükrü Saraçoğlu’na bir mektup göndererek, ‘gayrimilli’ gidişata dur denilmesini istedi.

Orkun dergisinde  “Başbakana Açık Mektup” başlığı altında yayınlanan mektup, devlet içinde yuvalanmaya başlayan Sovyet işbirlikçilerini rahatsız etti.

Atsız hakkında hakaret davası açıldı.

***

3 Mayıs1944 tarihinde yapılan duruşma için Ankara’ya giden Atsız, yurdun dört bir tarafından gelen binlerce genç tarafından karşılandı.
Mahkeme binasına sokulmayan
gençler, Ankara sokaklarına yayılarak davanın açılmasına neden olan Türk düşmanlarına gereken dersi verdiler.
Mahkeme, Atsız’a 6 ay hapis cezası verdi.

Olaylara karışan gençler gözaltına alındı.

Olayları, ‘hükümete karşı isyan’ olarak nitelendiren İnönü, 19 Mayıs Bayramı’nda Türk milliyetçilerini hedef gösteren bir konuşma yaptı.

Konuşmanın ardından ‘milliyetçilik’ aleyhine yoğun bir propaganda kampanyası başlatıldı, Atsız ve arkadaşlarının evlerine ‘gece yarısı’ baskınları düzenlendi.

Orkun dergisine abone olanlar, bu dergide bir tek yazıları çıkmış olanlar, hatta Atsız’a sokakta bir defa selam vermiş olanlar bile tutuklandı.

***

Aralarında Alparslan Türkeş, Zeki Velidi Togan, Nejdet Sancar, Orhan Şaik Gökyay, Reha Oğuz Türkkan, Fethi Tevetoğlu, Hikmet Tanyu, İsmet Tümtürk, Muzaffer Eriş, Said Bilgiç ve Osman Yüksel Serdengeçti’nin de bulunduğu sanıklardan bazıları ‘tabutluk’ adı verilen ve ‘500’er mumluk’ ampuller ile aydınlatılan hücrelere tıkılarak insanlık dışı işkencelerden geçirildi.

Tırnakları sökülenlerden biri de Türkeş’ti.

23 sanık hakkında ‘ihtilal hazırlığı’ yaptıkları ve halkı ‘hükümete karşı’ isyana sevk ettikleri gerekçesiyle İstanbul 1’inci Sıkıyönetim Mahkemesi’nde dava açıldı.

‘Türkçülük-Turancılık’ adı ile tarihe geçen ve 3 yıldan fazla süren davada, 10 kişiye on yıla kadar çeşitli hapis cezası verildi; Türkeş ise 9 ay 10 gün hapse mahkum oldu.

Karar, Yüksek Askeri Mahkeme’den döndü.

Yenilenen yargılama, 31 Mart 1947 tarihinde bütün sanıkların beraati ile sonuçlandı.

***

Yıllar sonra Türkçülük ve Turancılık davasını savunanları Milliyetçi Hareket Partisi çatısı altında örgütleyen Alparslan Türkeş, Türk milliyetçiliğini çarmıha germek isteyen ‘İnönü eksenli’ devlet politikalarına meydan okumak için 3 Mayıs tarihini ‘milli gün’ ilan etti.

Türkeş vefat edinceye kadar 3 Mayıs, bütün MHP teşkilatlarında ve yan kuruluşlarında ‘3 Mayıs Türkçüler Günü’ olarak kutlandı.

Türkeş, 30 Nisan 1976 tarihli Millet gazetesinde, 3 Mayıs’ın önemini şöyle anlatıyordu:

“3 Mayıs, bundan otuz iki yıl önce idealist ve vatanperver bir grubun o devrin dikta rejimine karşı başlattığı kutsal gayeli bir hareketin ilk adımıdır.

3 Mayıs, Türk milliyetçilerinin ‘yabancı kültüre’ ve ‘yabancı ideolojilere’ karşı baş kaldırmasıdır.

3 Mayıs, ‘kendi milli kültürümüzü’ çağdaş gelişmelerle yeniden yoğurma hareketidir.

3 Mayıs, ülkücü hareketin dönüm noktasıdır.”


İsrafil K.KUMBASAR

Editör: TE Bilişim