Güle güle Türk dünyasının son kahramanı!

Abone Ol
 Tarih 24 Temmuz 1974. Sabah saat 7.00 ya da 7.30 civarı. Dışarıdan gelen müthiş bir gürültü ile cama koştuk. Karşımızdaki kahve tıklım tıklımdı ve vatandaşlar ayağa kalmış hep bir ağızdan slogan atıyorlardı. Öğrendik ki Türk Ordusu Kıbrıs’a asker çıkartmıştı.

O tarihte herkesin evinde televizyon yoktu. Bu nedenle olsa gerek vatandaşlar sabah erkenden kahveye doluşmuş, heyecan içinde, siyah beyaz ekrandan Başbakan Bülent Ecevit’in açıklamalarını dinliyorlardı.

O günleri bugün gibi hatırlarım. Ülke de bir savaş havası esmeye başlamıştı. Her yerde karartma uygulanıyordu. Hatta araçların farları bile mavi yağlı kâğıtlarla kaplanmıştı. Perdelerimiz dışarıya ışık sızmasın diye sıkı sıkıya kapalıydı.

15 Temmuz 1974’ de EOKA Yunanistan’a ilhak kararı aldı ve Kıbrıs Cumhuriyeti’ni ilan etti. Ada’da iki garantör devletten biri olan Türkiye, Rauf Denktaş’ın da yardım çağrısı neticesinde garantör hakkını kullanarak Ada’ya havadan ve denizden çıkartma yaptı.

Türk askerinin adaya girişinden sonra sağlanan barış ile Kıbrıs’ta Türklerin yanı sıra Rumlarında hayatları kurtulmuştur.

Burada Rauf Denktaş’ın bir ömür verdiği mücadelesini, K.Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni (KKTC) ilan edişini, ard arda Kurucu Cumhurbaşkanı seçilmesini, 2005 yılında aday olmamasını ve aday olmaması için bazı malûm zihniyetin nasıl ayağına dolandıklarını anlatmayacağım. Bunları basın günlerdir yazıp, çiziyor. Benim asıl anlatmak istediğim, Rauf Denktaş, Mustafa Kemal Atatürk ile benzeşmektedir ve kurduğu Cumhuriyeti, KKTC Gençliğine emanet etmiştir.

“Kıbrıs Girit Olmasın” adlı kitabının girişinde “Gençliğe Sesleniş” adlı üç sayfalık bir bölüm yer almaktadır. Burada Denktaş, o yıllarda Batı’nın dayattığı “Annan Planı”nın nasıl bir aldatmaca olduğunu açıklamakta ve Kıbrıs Türk Gençliği’ne seslenmektedir. Önemli birkaç paragrafı ve bazı satırları alıyorum:

“Gençler,

Babalarınız, anneleriniz, ablalarınız, dedeleriniz 1955’lerden bu yana can vererek, kan vererek, Kıbrıs’ın Girit misali Yunanistan’a ilhak edilmesini önlediler. Enosis yoluna en aşılmaz engeli, barış’ın en yıkılmaz temelini, KKTC’ ni yerleştirdiler.

Şimdi, bütün mücadele bu engeli ortadan kaldırmak içindir. Bunun adına “Barış, AB, dünya ile bütünleşme” diyorlar. Gerçekte oynanan oyun Girit dramının son perdesidir.

Biliniz Kilise değişmemiştir!

İşte Kilisenin haykırışı! Bunu kalbine yaz ve Kıbrıs’ta, yeniden 1963-1974 felaketini yaşamak istemiyorsan devletine, egemenliğine, anavatanına dört elle sarıl!

Ve son paragrafta:

Evet, değerli gençler!

Biz, size bir devlet bırakıyoruz. 21 yaşında genç, dinamik, Türkiye’nin tanıdığı, 90-100 ülke ile ticari ilişkisi olan bir devlet. Bunu yaşatarak, bunu temel alarak yapılacak bir anlaşma sizin başarınız, gelecek nesillere sizin armağanınız olacaktır. Kısa dönemde size vaat edilen (ve hâlâ verilmemiş olan) rahatlatıcı ‘hediyeler’ için, bu devletten vazgeçerseniz Girit dramının son sayfasını siz yazmış olacaksınız ve tarih hiçbirimizi bağışlamayacaktır.”

*
Rauf Denktaş bir kahramandır. Kıbrıs kahramanıdır ve K.Kıbrıs’ın bağımsızlığı konusunda asla taviz vermemiştir. Kıbrıs’ta iki devletin varlığına inandı ve ölene kadar da bunu savundu.

Kıbrıs tarihine damgasını vuran, Türk dünyasının en önemli liderlerinden ve benimde elini sıkmak şeref ve gururuna nail olduğum son kahraman Rauf Raif Denktaş’a Allah’tan rahmet, ailesine ve Türk dünyasına baş sağlığı diliyorum.