Eğitim

Eğitim Sendikaları İş Bırakma Eyleminde

Abone Ol

Niğde'de Eğitim Sendikaları iş bırakma eylemi yaptı. Eylemin ardından Niğde Cumhuriyet Meydanında basın açıklaması yapıldı. Milli Eğitim çalışanlarının yönetici atamaları, ek ders talepleri, ekonomik ve sosyal haklar, eğitimde taşeronlaşma, Üniversite çalışanlarının sorunları, devlet okullarına yapılan haksızlıklar, sınavlar gibi Eğitim alanında aksayan, sorun oluşturan bir çok eğitim merkezli konulara tepki göstermek amacıyla geçtiğimiz gün tüm Türkiye’de olduğu gibi Niğde’de iş bırakma eylemi yapıldı.

Eylemin ardından, Niğde Cumhuriyet Meydanında toplanan Türk Eğitim-Sen ve Eğitim İş sendikası yöneticileri ortak basın açıklaması yaptılar. Ortak basın açıklamasını, Türk Eğitim-Sen adına, İhsan Uğraş, Eğitim-İş Sendikası adına ise Timur Özkan okudu. Her iki sendika haricinde Aktif Eğitim Sen sendikası da meydanda bir basın açıklaması yaptı. Ellerinde birbirinden ilginç dövizler taşıyan Sendika üyeleri sık sık Milli Eğitim Bakanı, Akp ve Hükümet aleyhine sloganlar attılar.

Niğde Cumhuriyet Meydanında yapılan basın açıklamalarında, ilk olarak Türk Eğitim-Sen Niğde Şube Başkanı İhsan Uğraş, “ Bugün, Milli Eğitimdeki haksızlıklara, hukuk tanımazlığa, adam kayırmalara karşı isyanın doruğa çıktığı gündür. Bugün, Hz. Ömer adaletini elinin tersiyle itenlere, Milli Eğitimde ayrımcılık kokan uygulamalara, yılların emeğiyle elde edilmiş makamların yandaşlara, torpillilere, sırtı kalın olanlara peşkeş çekilmesine “dur” denildiği gündür. Bugün, eğitim çalışanlarının ekonomik ve sosyal haklarının tırpanlanmasının, öğretmenlerin itibar kaybetmesine neden olan uygulamaların, akademik zam sözü verilmesine rağmen bu sözünün arkasında durmayanların, çalışanlara enflasyon farkını dahi çok görenlerin, gelir dağılımındaki adaletsizliğin protesto edildiği gündür.”dedi.

Uğraş konuşmasının devamında ; Bugün tüm Türkiye genelinde sendikacılığın evrensel asgari standartlarını karakterinde taşıyan bütün sendikaların da desteğiyle iş bırakıyoruz. Okullarımızda bugün ziller çalmıyor, eğitim çalışanları işbaşı yapmıyor. Bugün yandaş yönetici atamalarına hayır demek için, Sendikamızın nöbet ücretleri ile ilgili 6 saat ek ders talebinin yerine getirilmesi için, Eğitim çalışanlarının ekonomik ve sosyal hakları için, İlk defa alamadığımız enflasyon farkı için, Üniversite çalışanlarının ekonomik ve sosyal hakları için, 4/C’lilerin kadroya alınması için, Taşeronlaşmaya karşı durmak için, Akademik zam sözünün yerine getirilmesi için, Özel okulları teşvik edip, imkânsızlıklarla cebelleşen devlet okullarına üvey evlat muamelesi yapıldığı için, Öğretmenlerin ve diğer eğitim çalışanlarının kaybettiği itibarları için, Daha demokratik üniversite için alanlardayız!” dedi ve başlıklar halinde verdiği eğitim sorunlarını tek tek ayrıntılı anlattı. .

Eyleme katılan bir başka sendika olan Eğitim-İş Sendikası Niğde Şube Başkanı Timur Özkan ise Milli Eğitimde yapılan yönetici atamalarına dikkat çekerek Tamamen yandaşlarını kayırma amacını taşıyan, değerlendirme kriterleri belli olmayan bir mülakat yöntemiyle yöneticiler kıyıma uğratılmıştır. İktidarın taşeronluğunu yapan Hükümet-Sen kendi kadrolarına yer açabilmek için bu kıyımda etkin rol almıştır.

AKP'nin bu yandaş kadro merakı, yalnızca yöneticilerle sınırlı değildir. Yeni torba yasayla yandaş öğretmen dönemi de başlatılmıştır. Aday öğretmenlerimiz ilk yıl performans değerlendirmesine tabi tutulacak ve sonra da şaibeli bir "mülakattan" sonra kadro güvencesi kazanabileceklerdir. Mülakatta aranacak temel ölçüt de yandaşlık olacaktır. Böylece AKP torba yasalarla devlet memurlarının iş güvencelerini ortadan kaldırmaya, kapitalizmin en acımasız emek sömürüsü olan taşeronluk sisteminin içerisine eğitim emekçilerini de almaya çalışmaktadır. Sürgün siyasetinin bir uzantısı olarak bugün öğretmenlerimiz "rotasyon tehdidiyle" karşı karşıyadır.

Öğretmenlerle ve yöneticilerle ilgili bu kıyım süreci devam ederken çocuklarımız da siyasal iktidarın muhafazakar bir toplum ve tek tip insan yaratma anlayışından payına düşeni almaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı’nın elinde "ortaöğretime geçiş sistemi" son 12 yılda 12 değişiklikle tam bir kaosa dönüştürülmüştür. Öğrencilerimizi yetenek ve başarı düzeyine göre yönlendirebilen bir sisteme geçilememiş, tersine TEOG sınavlarıyla öğrencilerimiz bir kargaşanın içine sokulmuştur. Zoraki bir imam-hatipleştirme, ortaöğretim sisteminin sonucu haline gelmiştir. Tercih yapma özgürlüğü ortadan kaldırıldığı gibi ekonomik ve ulaşım olanakları hiçe sayılarak öğrenci yerleştirmesi yapılmış, nakiller şansa bırakılarak adeta bir “Nakil Toto” oynatılmıştır” dedi.

Eğitim İş Başkanı Timur Özkan konuşmasının devamında ; Devlet anayasal görevlerini bir kenara bırakarak kamu okullarına ödenek ayırmazken, öğrenci başına 3500 TL ödenerek özel okullara devlet kasasından kıyak çekilmektedir. Anayasal ve evrensel bir hak olan eğitim, parayla satılan bir meta konumuna indirgenmektedir. Kamusal ve eşit düzeyde sunulması gereken eğitim hizmeti paralı hale getirilmektedir. Hiçbir ödenek ayrılmayan devlet okulları sahipsiz ve çaresiz bırakılırken özel okullara 600 milyon TL gibi bir rakamın ödenmesi iktidarın artık devlet okullarını gözden çıkardığı anlamına gelmektedir.

Okullarda AKP'nin anladığı bir "inanç öğretisi" egemen kılınmaktadır. İnanç önce siyasallaşmış şimdi eğitim sistemini etkisi altına almıştır. İnanç özgürlüğünü sağlayan laiklik, fiili durum oluşturularak ortadan kaldırılmaya çalışılmaktadır. Laik ve bilimsel eğitim kaldırılmış, yerine "AKP öğretisi" konmuştur. Önce genç kızlarımızın dini duygularını kullanan siyasal iktidar, şimdi 10 yaşındaki çocuklara bile el atmış ve her zaman yaptığı gibi her sıkıştığında başına türban takmaktadır” diyerek eleştirilerine devam etti.

Eylem yapan bir başka sendika ise Aktif Eğitim-Sen üyeleri idi. Sendika üyeleri ellerinde “Eğitim Sıfırlandı” dövizleri ile birlikte basın açıklaması yaptılar. Aktif Eğitim Sendikası Niğde Temsilcisi Mustafa Altınyüzük tarafından yapılan açıklamada Niğde’de yapılan değerlendirmede 75 puanın üzerinde alan 39 idarecinin tamamına yakınının aynı sendikadan olmasının değerlendirmenin objektif olmadığının göstergesi olduğu vurgulandı.

2014-215 Eğitim-öğretim yılının Milli Eğitim Bakanlığı’nın yanlış, yanlı ve maksatlı uygulamaları nedeniyle birçok problemle birlikte başladığını söyleyen Altınyüzük, bu problemlerin kısa vadede çözülmek yerine daha da derinleşme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirtti. Mustafa Altınyüzük açıklamasında şunlara değindi: “Biz, Aktif Eğitimciler Sendikası olarak, ne ülkemizin yarınlarını emanet edeceğimiz çocuklarımızın ne de bugün bu çocuklarımızı emanet ettiğimiz eğitim çalışanlarımızın, iktidarın ve Bakanlığın basiretsiz, hukuksuz ve maksatlı uygulamalarına mahkum edilmesine seyirci kalmayacağız. Bu yüzden, çalışma barışını bozan siyasal ve sendikal kadrolaşmaya, insanlar arasında ayrımcılığı körükleyen ve ötekileştiren her türlü fişlemeye, liyakat yerine yandaşlığı gözeterek yapılan hukuksuz görevlendirme ve tasfiyelere, iyi planlanmamış bir rotasyonla eğitim çalışanlarının hayatlarının alt-üst edilmesine, özel okullara teşvikler verilirken, devlet okullarımızın maddi imkansızlıklara mahkum edilmesine, öğretmenlerimizin asli görevleri dışında nöbet görevi gibi angarya işlere zorlanmasına ‘hayır’ diyoruz.

Özel okullara teşvik sisteminde bazı okulların sudan sebeplerle teşvikten çıkarılmasını doğru bulmadığımızı, bu okullara ülkemizde açılan yabancı okullara verilen değer kadar değer verilmesi gerektiğini savunuyoruz.” dedi. Niğde Emniyet Müdürlüğü Polis ekiplerinin önlem aldığı basın açıklamalarından sonra sendika üyeleri olaysız şekilde dağıldılar.