MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli “kesin ihraç istemiyle tedbirli” olarak disipline verdi Fethiye’nin başarılı Belediye Başkanı Behçet Saatcı’yı.. Gözü pek Ülkücü Saatcı, kuru gürültülere pabuç bırakmadı ve bastı istifayı.. Fırsat vermedi Devlet Bahçeli’nin tekmelemesine.. Belediyedeki çalışma arkadaşları Ülküdaşları da yalnız bırakmadı Saatcı’yı, makam, para-pul hesabı yapmadılar.“Şöyle 5 dakika beklesek de Devlet Bey beni aday yapar mı?.. Belediye Başkanlığı koltuğu bana nasip olur mu?..” diye hiç düşünmediler.
İstifanın hemen ardından Behçet Saatcı’yı telefonla aradım. Oldukça rahattı ama sesindeki burukluğu algılamamak da mümkün değildi. “Allah hakkınızda hayırlısını versin” dedim. Başkanla kısa bir sohbetten sonra sorulara geçtim. Saatcı önce, “Gerekeni yaptım. Şimdi bir bakacağım. 3-5 gün bir geçsin şimdi daha dün istifa ettik. Şu an bir susayım” dedi. İki soruyla bitirdim telefon söyleşisini;
–İstifanızı açıkladıktan sonra nasıl tepkiler geldi?
“Hiç öyle abartıyla işim olmaz. Ülkenin dört bir yanından gerçekten müthiş bir teveccüh var. Biz Ülkücülüğümüzü bırakmadık ki. Şu an bizi ihraç edecek olan partimizden ihraçtan önce istifa ettik. Ama müthiş bir teveccüh var. Hem Fethiyelilerden, hem yurdun dört bir köşesinden, her meslek grubundan, emeklisinden, muvazzafından, valisinden, yardımcısından hepsinden müthiş bir teveccüh var. Allah insanların sevgisinden uzaklaştırmasın gerisi önemli değil. Makamlar, mevkiler bugün var yarın yok. Ben konuşmamda da onu ifade etmeye çalıştım. Partilerden ihraç edilmek önemli değil. Önemli olan gönüllerden ihraç edilmemek. Gönüllerde yerin varsa gerisi kolay zaten.”
–Tekrar adaylık düşünceniz var mı?
“Yok, yok bırakmayız. Mücadeleyi bırakır mıyım? Bizim 40 yıllık geçmişimizi rencide etmeyecek, geleceğimizi ipotek altına almayacak, bizi sevenleri üzmeyecek şekilde bir orta yol bulacağız, devam edeceğiz. Bırakmak var mı?”
Görünürde, bir ironi yüzünden yuvasından oldu Behçet Saatçi… Bence, Kürtçe ilan bahane edildi. Devlet Bahçeli de Balgat Paşaları da neyin ne olduğunu bal gibi biliyorlar.
“Bilge lider”e körü körüne, sorgusuz sualsiz itaat edenlerin tepkilerini şimdiden duyar gibiyim.
Eleştirilere her zamanki gibi; saygım sonsuz..
O zaman, sizi 14 Mayıs 2006 tarihine tekrar götüreyim. Hafızam beni yanıltmıyorsa, 2002’den 2009’a kadar MHP Diyarbakır il Başkanlığı yapan Abdullah Arzakçı’nın 14 Mayıs 2006 il kongresinde yaptığı Kürtçe konuşmaya..
Abdullah Arzakçı, Kürtçe, “Allah Devlet Bahçeli’yi başımızdan eksik etmesin” demişti.
Ziya Gökalp Spor Salonu’ndaki kongrede konuşan ve AKP’yi ve Başbakan Erdoğan’ı eleştiren Arzakçı, sözlerini Kürtçe tamamlamıştı. Devlet Bahçeli daha sonra telefonla arayarak il başkanını tebrik etmişti.
Arşivden, o günlerin oldukça sansasyon yaratan haberine tekrar göz atabilirsiniz..
Gelelim 23 Nisan 2008 tarihine. Ankara Ulus’taki tören yapılan ilk TBMM binasına;
Yine o günlerin, gazetelerde büyükçe yer alan haberlerinden hatırlayalım;
“MHP lideri Devlet Bahçeli, Birinci Meclis’te yapılan törenler sırasında karşılaştığı DTP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’a elini uzatarak, ” Gel Hasip, yanıma otur. Birinci Meclis’in renkleri tamamlansın “ dedi. Bahçeli’nin daveti üzerine Kaplan, DTP Grup Başkanı’nın törende bulunmaması nedeniyle, Ahmet Türk’e ayrılan koltuğa oturdu.”
Bu günün(!) ardından yaptığı basın toplantısında Öcalan’ın Avukatı Hasip Kaplan aynen şunları söylüyordu;
“Bahçeli, Grup toplantılarında en sert eleştirmesine rağmen, Meclis’te her karşılaştığımızda uzlaşı, diyalogdan yana tavır göstermiştir. Bundan ana muhalefet ve iktidar partileri de ders çıkarmalıdır.”
Hasip Kaplan, o günlerde (Tayyip Erdoğan’ın bugünkü demokratikleşme paketinin içinde yer alan) Meclis Başkanlığı’na henüz verdiği, adı değiştirilen köy, mezra isimlerinin eski isimlerinin de kullanılması için kanun teklifini anlatıyordu.
Şimdii!..
MHP Genel Merkezinden önceki gün yapılan ve “…Söz konusu eylemin, Siyasi Partiler Kanunu’nun 81’inci maddesine aykırılık teşkil etmesi nedeniyle Milliyetçi Hareket Partisi Tüzüğü’nün “Kesin Çıkarma Cezasını Gerektiren Haller Başlıklı” 78/4.b maddesinde yer alan “Siyasi Partiler Kanunu’nca yasaklanmış konuları ihlal etmek suretiyle parti hakkında kanuni takibata yol açacak davranışlarda bulunmak” maddesi doğrultusunda ve Milliyetçi Hareket Partisi Tüzüğü’nün 81’inci maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak tedbirli olarak kesin ihraç istemiyle disiplin kuruluna sevkine karar verilmiş olup..” diye devam eden açıklamayı tekrar önümüze koyup, samimice derin derin düşünmemiz gerektiğine inanıyorum.
Yoksa, yandaş medyanın devamlı gazladığı “Sarıgül kavgası”na dalıp giderken ve MHP’nin hâlâ bulamadığı(!) İstanbul adayıyla bırakın AKP iktidarını yıkmayı surlarda bir delik bile açmaya kimsenin gücü olamaz!..