Ankara günlerinde çevreci Ziraat Yüksek Mühendisi Şafak Oktay ile Niğde ve çevre sorunlarını konuştuk.


Ziraat Yüksek Mühendisi Şafak Oktay, “Ben Atatürk Kültür Merkezi’nde tanıtım günleri yapan tüm illerin Belediye Başkanları ve yetkilileri ile görüşerek o illerin yeşillendirilmesi için neler yapılabilir bunları araştırıyorum. Dünya’ya örnek ekolojik kent Kırgızistan’ın Bişkek kentidir. Niğde’nin ekolojik kent olması şehirleşme yapısına göre zor görünüyor. Fakat yeni yapılacak alanlarda bu sağlana bilir. Ekolojik kent geniş caddeleri olan, cadde kenarları ağaçlandırılmalı, yaya geçitleri yoldan iki metre evlerde dört metre içerden yapılmış muazzam bir yapı. Yerel yönetimler şehirlerinin ekolojik değerine önem göstermeli ve buna göre şehir planlaması yapılmalı” diye konuştu.

Niğde’nin yakınlarında ki dağların boşluğu dikkat çekici diyen Oktay, “Dağları nasıl ağaçlandırmalıyız buna bakmak lazım. Ağaçlandırma kanunu diye bir kanun var Orman İl Müdürlükleri, Niğde Belediyesi ve Valilik işbirliği yaparak öğrencilerinde desteğini alarak beş yıllık projelerle dağları ağaçlandırmalıdır. Bu sosyal bir sorumluluk projesidir ve yapılmalıdır. Ağaçsız alanlar tespit edilmeli ve bir an önce ağaçlandırma çalışmaları başlatılmalıdır. Demirkazık dağlarının eteklerinin de ağaçsız olduğunu öğrendim bu kısımlarında ağaçlandırılması çok önemlidir.”

 

ARITMA TESİSLERİ ÖNEMLİDİR

Akkaya Barajı’na da değinen Şafak Oktay, “Öğrendiğime göre bir Akkaya Barajı varmış. Bir dönem çok büyük sıkıntılar yapmış şehre kokular salmış şimdi yeni bir temizleme çalışması başlatılmış. Arıtma tesisleri önemlidir. Atık su için vatandaştan alınan paralar yeni atık su tesislerinin kurulması ile değerlendirilmelidir. Bir an önce bu temizleme çalışmaları bitirilmeli ve Niğde ve çevresi bu kötü koku ve çevre felaketinden kurtulmalıdır” diyerek dikkatleri atık su tesislerine ve çalıştırılmasına çekti.

Türkiye’nin buğday ekiminin önemine de değinen Şafak, “Daha önce çiftçilerimiz daha çok ekip biçiyordu. Çeşitli desteklerle ekmez hale geldiler. Bizler çevre dernekleri olarak büyük çaba sarf ettik bu konuda. 2002 yılında 21 milyon ton buğday üretildiğinde yağışlar çoktu. 2007 yılında bu rakam 14 milyon tona kadar düştü. Bu düşüşün sonunda da en kurak yılı yaşadık. Büyük çaba sarf ettiğimiz yüzlük ekim ile 2011 yılında üretimi devletinde teşviki ile 30 milyon tona kadar çıkardık. Ekolojide düzelme başladı. Son 30 yılın en yüksek yağışı kaydedildi. Hidroelektrik santraller tam kapasite çalışıyor ve ithalat azaldı” diye konuştu.

Oksijene çok ihtiyacımız var. Ekim sonunda ekilen buğday tarlaları en ufak bir yağmur ile yeşerir diyen Şafak “Yeşeren bu buğdaylar 10 cm olur bir halı gibi kaplar bunlar oksijen ve nem verir. Kışın yağmur ve kar bulutlarını bunlar oluşturur. Niğde de orman olmadığı için ekim dikime büyük önem verilmelidir. Çiftçi üretmeli ve ekimlerle erozyonda önlenir” dedi.


Editör: TE Bilişim