CHP Niğde  Milletvekili ve KİT Komisyon Üyesi Ömer  Fethi Gürer “ Şeker  pancarı  ile şeker üretimi ülkemizde binlerce kişiyi direk etkilemektedir. 450 bine ulaşan çiftçi sayısı yanında işçi, nakliyeci ve  yan ürünleri ile hayvancılığın kapsamında olan şeker pancarı stratejik bir üründür. Dünya’da şeker kamışından elde edilen şeker  % 78.5 ,şeker pancarından %21.52dir. Nişasta bazlı  şekerler mısır, buğday gibi bitkilerden yapılmaktadır. Şeker Kurumunun  NBŞ kotasını artırmasının Sayıştay raporunda gerçekçi olmadığı ifade de edilmektedir. Ülkemizde şeker sektörünün tümden ele alınarak araştırılması, şeker pancarı ve NBŞ üretimi ile ihracat ve ithalatı da kapsayacak çok yönlü bir inceleme  için  meclis araştırması istedi.

Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer gerekçede şu görüşlere yer verdi:“ Şeker üreten ülkelerin sektör politikaları; üretimlerinin şeker kamışı ve pancardan olması, ihracat ve  ithalat   yapabilme konumları, rekabet   olanakları ile  değişkenlik göstermektedir. 2001 yılında 4634 sayılı Şeker Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ile   şeker de yeni bir dönem başlamıştır.1987 yılında  nişastadan şeker üretimi tesisleri kurulmaya başlaması ile bu alanda yeni bir süreç de oluşmuştur. 2001 yılında yasa ile oluşturulan Şeker Kurumu ülkenin kendine yetecek düzeyde şeker üretimini ve arzını sağlayacak planlama ve düzenlemeler ile  pancar ve şeker  üreticilerini de  kapsayan bir piyasa düzenleme kurumu olarak  faaliyete başlamıştır. Şeker pancarından şeker üretimi sağlayan ülkeler şeker pancarının ekonomik ve sosyal anlamda faydasını değerlendirerek şeker kamışına göre daha maliyetli olmasına karşın pancardan şeker üretimlerine devam etmektedirler.

Şeker Kanunu’nda yer alan yurt içi tüketiminin yurt içi üretimle karşılanması gerektiği dikkate alındığın da Şeker Kurumu’nun ithal nişasta bazlı şekere izin verme nedeni nedir? Şekerde uygulanan dışalım gümrük vergisinin  % 135’ten 2006 yılında % 20 düzeyine indirilmesinin ithal edilen glikoz miktarında önemli bir artışa neden olduğu da bilinmektedir.

Şeker İş Sendikası’nın 2005-2006 pazarlama yılından başlayarak, nişasta kökenli şeker üreticileri için tespit edilen kotanın artırılmasına ilişkin Şeker Kurulu ve Bakanlar Kurulu kararlarının yürütülmesinin durdurulması ve iptal davaları açtığı bilinendir. 2008-2009 pazarlama yılına ilişkin dava hariç diğer yıllara ait davalarda yürütmeyi durdurma kararı vermektedir. Ancak karar tarihinde pazarlama yılı sona ermiş olduğu için, yargı kararları uygulama dışı kalmaktadır. Şeker talebinin karşılanmasında sorun yaşanmadığında yargının açılan davalarda yürütmeyi durdurma kararı verdiği görülmektedir. Şeker Kurumu’nun nişasta kökenli şeker kotasına ilişkin görüşlerinin belirlenen kriterlere uymadığı yargı kararları ile de görülmektedir. Ülkemizde şeker pancarı, kotalar, nişasta kökenli şeker ile ilgili genel bir inceleme araştırma ve sonuçta gerekli yasal düzenlemeleri de içeren bir çalışmaya ihtiyaç duyulmaktadır. Sorunun çok yönlü ele alınması için Meclis Araştırması açılmasının, Şeker Kurumunun uygulamaları ile şeker sektörünün genel durumunun irdelenmesinin stratejik öneme sahip şeker ürününün geleceği adına da önemli olacağı düşüncesindeyim.”

 
 
Editör: TE Bilişim