Çocuğun en çok ihtiyacı olan şeyin okul öncesi eğitim olduğunu ifade eden Duygu Karacar süreci şöyle özetledi: ''Akranları ile bir araya gelip sosyal olarak gelişiyorlar. 3 yaş dönemi çocuğun kişilik temellerinin atıldığı bir dönemdir. Çocukları okul öncesi eğitime yönlendirerek, telefon gibi , ipad gibi, laptop gibi elektronik cihazlardan uzak tutmak mümkün. Çocuğun ruhsal ve duygusal yönlerini kontrol etmek amacıyla oyun yönlerini geliştirmelisiniz.

Kural ve gözlem dönemi

4 yaş dolaylarında kural kavramını öğreniyorlar. Artık kural konulmasını anlayabilecek yaşlarda. Çocuğun sınırlara ihtiyacı var. Anne babasının dur demesine ihtiyacı var. Basit kurallar ile sınırlar koyarak onun ihtiyacını bu şekilde karşılayabiliriz. Her çocuğun gelişimi farklıdır ve bu yüzden kategorize edilemez. Çocuğumuza kabul edilebilir veya kabul edilemez davranışlar ile ilgili açıklamalar yapmamız gerekiyor. Dikkati başka bir yöne çekebilir, alternatifler sunabilirsiniz. Ceza ile korkutmamak gerekiyor. Çocuk psikolojisinde cezanın yeri yoktur çünkü korkutarak sorunlar yaratabilir. Çocuklar yaşayarak öğrenir. Çocuğu uyarmak arkadaşları içinde rencide etmek özsaygısını kaybetmesine yol açar. Çocuklara önce bilgi verilmelidir. Bilim, sportif gibi bir çok alanda bilgi verirsek ilgilerini bu doğrultuda geliştirebilirler. Bundan sonraki evre ise gözlem. Gözlem yapıldıktan sonra okuma yazama öğrenimi yapıldıktan sonra ilgi alanına göre yönlendirme yapılmalı.

2 yaşından sonra korkular artar

Çocukların hissettiği korkuların nasıl aşabileceğini de aktaran Karacar; "Korkular yaşamın bir parçası, bizim de en temel duygularımızdan bir tanesidir. Çocuklar da korkar yetişkinler de böyle bir ayrımımız yok. Biz genel olarak daha hafif ve uzun süreli yaşarız korkularımızı bunun adına da kaygı diyoruz. Ebeveynler olarak kaygılarımızı çok fazla yansıtmamalıyız. Çocukların korku yaşamaları çok normal. Korku çocuğun geliştiğini gösteren bir şeydir. Çünkü çocuk korkarak temkinli ve tedbirli olmayı hedefliyordur. 1.5-2 yaşındaki çocuğun belki çok fazla korkusu olmaz, sadece yüksek sesten daha çok korkarlar ya da anne ve babasından ayrı kalmaktan korkarlar. Yaş ilerledikçe korkular da artar çünkü bilişsel olarak gelişen insan aynı zamanda korkularını da artırmaktadır. Yaş dönemine göre korkular değişmektedir.


Duygu ve durum bulaşıcıdır

Çocuklarda yoğun olarak görülen karanlık korkusudur. Burada ebeveynlerin model olmaları gerekiyor. Duygu ve durum bulaşıcıdır ve aynı zamanda anne ve baba korktuğunda çocuğa da yansır. Bu her anlamda böyledir. Sadece karanlıkla alakalı değil, hayatın her anlamındaki bir kaygımız, korkumuz ister istemez çocuğu da etkiliyor" şeklinde konuştu.

Terör ve çocuklar

Okyanus Kolejleri Okul Öncesi Rehberlik Bölüm Başkanı Duygu Karacar, son günlerde artan terör saldırılarının çocuklara nasıl anlatılması gerektiğine dair bir soruya karşılık ise şu cevabı verdi: "Okul öncesi dönemde çocuklar bunu (terör) tam olarak anlamlandıramayabilirler. Daha çok 7 yaşından büyük çocuklar terörün ve bu tarz şiddet olaylarını daha iyi bir şekilde anlamlandırabilir. Birincisi terörü çocuklardan saklayamayız. Çünkü ebeveynin kaygısını ve korkusunu çocuk doğal olarak kendisi de hissetmektedir. Bu konu ile ilgili çocuklara sorular sorabiliriz. Çünkü bu konuda neler biliyor, ne kadar bilgi sahibi böylece anlarız. Biliyorsunuz şu anda teknoloji çağındayız. Çocukların doğru ya da yanlış bilgiye ulaşması oldukça mümkün. Çocuklar korktukları için genelleştirebilirler korkularını ve gelecek ile ilgili kaygılar yaşayabilirler. Basit, kısa ve net açıklamalar yapılmalı, çok fazla detaya inilmemelidir. Tabii ki bizler de bilgilendireceğiz çocuğumuzu. İster istemez güven sorunu yaşıyoruz her yerin güvenli olmadığından bahsediyoruz. Buna örnek olarak; yabancılara kapıyı açma dediğimiz zaman bu dünya tehlikeli bir yer ve kötü insanlar da var bu mesajı vermiş oluyoruz aslında. O yüzden burada dikkat etmemiz gereken şey çocuğun güven duygusunu çok fazla zedelememek. Bilgi verdiğimizde aynı zamanda çocuk temkinli ve tedbirli olacaktır ama bunu bir dezavantajı çocuk gelecek kaygısı yaşayacaktır.

Editör: TE Bilişim