Türk Eğitim-Sen Niğde Şube Başkanı İhsan Uğraş ; “Acemi bakan, acemi bürokrat ve sorumsuz sendika üçlüsünün, öğretmenlerimize yaşattığı bu acıların ne kadar süreceğini, bu acemiler ordusunu göz önüne aldığımızda, söyleyebilmek mümkün görünmemektedir.” dedi.

İhsan Uğraş yaptığı yazılı basın açıklamasında şu görüşlere yer verdi.

 

Adı yeni, kendisi köhne bir anlayışla yapılan 4+4+4 sistemi can yakmaya devam ediyor. Tüm uyarılarımızı göz ardı ederek, “ben yaptım oldu”, anlayışı ile hayata geçirilen yeni sistemin en büyük mağduru öğretmenler oldu.

Binlerce sınıf ve branş öğretmeninin norm kadro fazlası olmasına sebep olan sistemin açtığı yara hala kapatılamadı. Bu yıl binlerce öğretmen yer değiştirmek zorunda bırakıldı.  Norm kadro fazlalığı sebebiyle yer değiştirme işlemleri de devam etmektedir.

Sistemin mucitleri, “öğretmenler asla norm fazlası olmayacak” dese de, bazı sözde sendikalar “onların garantisi biziz”, gibi garantiler verse de, kimse norm kadro fazlası olan öğretmenlerin elinden tutmadı. Bizzat Milli Eğitim Bakanı ve sözde sendika tarafından verilen tüm sözler havada kaldı.

Bu sözde sendikanın temsilcileri bugünlerde, “sistem çok güzel ama işçilik hatası var”, diyerek kendi sorumluluklarından kaçmak, topu Ömer Dinçer’in üzerine atmak için kıvır kıvır kıvırmaktalar. Bunlar en az Milli Eğitim Bakanı ve Hükümet kadar sorumludur. Çünkü, biz Türk Eğitim Sen olarak, ısrarla, “bu sistem öğretmen dengesizliği oluşturacak, binlerce öğretmen yer değiştirmek zorunda kalacaktır”, derken, bunlar, “asla böyle bir ihtimal bulunmamaktadır, bunlar bir bardak suda fırtına koparıyorlar, ortalığı karıştırmak istiyorlar”, diyerek Hükümet ve Bakanlığı uyarmak yerine, Türk Eğitim-Sen’i eleştirme yolunu tercih etmişlerdir.

Geldiğimiz noktada, tüm öngörülerimiz bir bir gerçekleşmiş, yıllar içerisinde oluşan öğretmen dengesi, bir yanlış vuruşla alt üst olmuştur. On yıllar içinde oluşturulan öğretmen dengesinin, birkaç yıl içinde yeniden oluşması çok zor görünmektedir. Bu sebeple, her zaman söylediğimiz gibi, bu kafa ile devam edildiği sürece önümüzdeki yıllarda da öğretmen normları yerine oturmayacak, öğretmenler, bu yıl yaşadıkları sıkıntıları önümüzdeki yıllarda da yaşamaya devam edeceklerdir.

Öğretmen norm fazlalığını engellemenin tek yolunun, norm kadro fazlası olan öğretmenlerin, en az beş yıl bulunduğu okulla ilişiğinin kesilmemesi olduğunu, bu beş yıl içinde sistemin öğretmen dengesinin yeniden oluşabileceğini, defalarca söylemiş, başvurular yapmıştık. Bakanlık tüm uyarılarımıza kulak tıkamış ve öğretmenlerin yaşadığı sıkıntıları seyretmekle yetinmiştir. Bozuk malzeme ile, işçilik probleminin yaşanmasının mutlak olduğunu göremeyen, esasen her konuda burnunun ucunu görmekten uzak, sözde sendika ise, yaşanan bu rezaleti seyretmekten, kendilerini aklamaya çalışmaktan başka hiçbir faaliyet içinde olmamışlardır.

Cumhuriyet tarihi boyunca öğretmenler böyle bir zulüm yaşamadı. Bir yandan aile bütünlüğünü sağlamak, norm kadro fazlası olmaktan kurtulmak için 10-15 yıllık alanını değiştirmek, öğretmenlik mesleğini bırakıp memurluğa geçmek zorumda bırakılanlar, bir yandan bulunduğu ilde, yıllardır çalıştığı okulda norm kadro fazlası olanlar, yöneticilik normu değişenler, norm fazlası duruma düşürülen rehber öğretmenler, okul öncesine gitmesi gereken 60 aylık çocukları okutmak zorunda kalan öğretmenler, aşırı talep yüzünden derslik bulamayan, kalorifer dairelerini dahi dersliğe çevirmek zorunda kalan idareciler vb. problemlerle 2012 yılını geride bıraktık.

Acemi bakan, acemi bürokrat ve sorumsuz sendika üçlüsünün, öğretmenlerimize yaşattığı bu acıların ne kadar süreceğini, bu acemiler ordusunu göz önüne aldığımızda, söyleyebilmek mümkün görünmemektedir. Öğretmenlerimize yaşatılan bu acıların sorumlularını biliyoruz, ancak bedeli öğretmenler ödemektedir. Bedeli ödemesi gerekenler kızarmaz, arsız yüzleriyle ortada gezmeye devam etmektedir.

Bedel ödemek bir yana, yüzlerine taktıkları maskelerle ortalıkta gezenler, başvurdukları yalanlar ile, öğretmenlerimizi bir şey bilmez, bir şey görmez insanlar zannetmektedir. Bu yüzsüzlük, ülkemizde sözde yetkili sendikacılığın geldiği sorumsuzluğu göstermesi açısından tüm eğitim çalışanları tarafından değerlendirilmesi gereken bir durumdur. Bu yaşanan rezaletten sonra, normalde, bir başka ülkede olsa, “Harç bitti, inşaat paydos.” diyerek, kapılarına kilit vurması gerekenlerin, yaptıkları hatanın bedelini ödememesi, hatta sorumlulukları hiç yokmuş gibi davranmaları, hala “Biz erdemliler hareketiyiz” palavraları ile, erdem kavramını bile ne hale getirdiklerini düşünmeden orada burada boy göstermeleri, tüm öğretmen ve eğitim çalışanlarını derinden düşündürmelidir.

Öğretmen ve eğitim çalışanlarından bu kadar uzak bir Milli Eğitim Bakanının da, “biz eğitim felsefesini değiştirdik”, diyecek kadar aymaz bir tavır içinde olmasına, “Kiminle eğitim felsefesini değiştirdin, ailesinden uzak tuttuğun, zorla alan değiştirdiğin, mali haklarını görmezden geldiğin, itibarını yerle bir ettiğiniz öğretmen ile mi?” diye, Türk Eğitim-Sen’den başka hiç kimsenin sormaması da, böylesine diyalogdan uzak bir kişinin hala bakanlık koltuğunda oturuyor olması da, hepimizi yakından ilgilendirmelidir.

Bütün bu duygu ve düşüncelerle, miladi yeni yılın tüm eğitim çalışanlarına hayırlara vesile olmasını;  2013 yılında bu acemiler ordusuna, Allah'tan akıl fikir vermesini diliyoruz.

 

Editör: TE Bilişim