Özkan: Milli Eğitim, AKP’nin siyasi ve ticari hesaplarıyla şekillenemez.
 
Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim-İş) Niğde Şubesi Başkanı Timur Özkan’ın basın açıklaması yaptı.
 
Timur Özkan açıklamasında ; Milli Eğitim Bakanlığı, bilimsel veriler ve toplumsal ihtiyaçlar gözetilerek oluşturulması gereken eğitim politikalarını yine iktidarın siyasal hedefleri ve piyasa gereksinimlerine göre şekillendirmeye devam ediyor.
 
Bakanlığın, dershane ve etüt merkezlerinin kapatılmasını içeren bir yasa taslağı hazırladığı basına yansımıştır. Ancak, ağırlıklı olarak dershanelerin kapatılması üzerinden tartışılan yasa taslağı, eğitim sisteminin sorunlarını daha da derinleştirecek düzenlemeler içermektedir.
 
Kamuoyundan özellikle gizlenen taslağın basına yansımasının ardından Bakanlık, dershanelerin özel okula dönüştürülmesi için birçok alternatif ve teşviklerin öngörüldüğünü açıklamıştır. Yani, AKP hükümeti eğitim sistemini sermaye sınıfının çıkarları doğrultusunda şekillendirmeye devam edecektir.
 
Eğitim politikaları konusunda iktidarın ve eğitimden sorumlu kurumların, görevlerini yerine getiremedikleri ortadadır. AKP iktidarı döneminde orta öğretim iflas etmiş, dershane sayısı yüzde 100 artmış, devlet liseleri sadece diploma alınan kurumlar haline getirilmiştir. 
 
Öncelikle yapılması gereken, eğitimin niteliğini olumsuz yönde etkileyen sınavlara endeksli yapının değiştirilmesidir. Sınav başarısının dershanelere endekslendiği bir yapıda dershane sistemi dışında kalan öğrencilerin sınav kazanması neredeyse imkansız hale gelmiştir. İlköğretimden üniversiteye kadar yapılan sınavlarda çocuklarımız ve gençlerimiz resmen yarıştırılmakta, birbirleriyle rekabet etmeleri istenmektedir. Piyasacı eğitim anlayışının örneği olan bu anlayış bir an önce terk edilmeli, öğrencilere çok yönlü bilgi ve beceri kazandıracak nitelikli bir eğitim anlayışı benimsenmelidir.
 
 
 
KADROLAŞMAYA YENİ KILIF: ÖĞRETMENE MÜLAKAT!
 
MEB söz konusu taslakla, öğretmen alımlarında KPSS ve alan sınavına ek olarak sözlü sınav getiriyor.
 
Sözlü sınav, yapısı ve doğası gereği asla objektif değildir. Çünkü sözlü sınav yapanların; adayları tamamen kendi kişisel değer yargılarına göre ölçmeleri ve değerlendirmeleri esasına dayanmaktadır. Dini inanç ve politik görüş de sınavı yapanların kişisel değer yargılarının içinde yoğunlukla yer almaktadır. Bu yüzden sözlü sınav kamu yönetiminde bir değerlendirme ölçütü olarak kullanılamaz.
 
Bununla birlikte MEB’in planladığı sözlü sınavlar, siyasi iktidarların devlet yapısı içinde kadrolaşmalarının sınav görüntüsü altında meşru ve güvenli aracı olarak kullanılmasının bir sürecidir.
 
MEB’in uygulamaya koyduğu sözlü sınavlarda değerlendirmenin, tamamen inanç, mezhep yoğunluğu ve politik görüş yakınlığı ölçülerine uygun yapıldığı son dönemlerde MEB’in yaptığı bütün sözlü sınavlarda ispatlanmıştır. Yönetici atamalarının ardından, öğretmen alımlarında da siyasi iktidarın tamamen siyasi kadrolaşma hedefine yönelik sözlü sınav uygulamak istemis kabul edilemez bir durumdur.
 
İktidarda bulunduğu 11 yıllık sürede Milli Eğitimin rotasını değiştiren, en önemli kadrolaşmayı da Milli Eğitim Bakanlığı’nda gerçekleştiren AKP’yi bir kez daha uyarıyoruz, bilimsel ve parasız eğitimi tasfiye etme, adım adım gerici ve ticarileştirilmiş bir eğitim sistemini yaratma çabasından vazgeçin.”dedi. 



Editör: TE Bilişim