Türk Eğitim-Sen Bor Şube Temsilcisi Oktay Kılıççeker, tarafından yapılan basın açıklaması…

   Türk Eğitim-Sen olarak 19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı kutlamalarının Başkent dışındaki il ve ilçelerde bundan sonra sadece okullarda yapılacağı talimatını veren Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer ve Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Emin Zararsız hakkında Ankara Nöbetçi Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduk.

Sendikamız ayrıca Milli Eğitim Bakanlığı’na 11.01.2012 tarih, 817 sayı ve Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı konu işleminin yürütmesinin durdurulması ve iptali için Danıştay’da dava açtı.

Türk Eğitim-Sen olarak bu konunun çözümlenmesi, geçmiş yıllarda olduğu gibi 19 Mayıs kutlamalarının hak ettiği gibi coşku içinde kullanılmasının sağlanması, gençlere armağan edilen bugünün yine gençler tarafından halkın iştirak edeceği şekilde kutlanmasının sağlanması hususunda Başbakanlığa yazı da yazdık. Başbakanlığa yazdığımız yazıda yetkilerini aşan Müsteşar Emin Zararsız ile ilgili soruşturma açılmasını istedik.

Suç duyurusunun gerekçesinde; bu talimatın 17.03.1981 tarih ve 2429 sayılı Kanunun 4. Maddesine, bu kanun maddesi uyarınca düzenlenen01.10.1981 tarih ve 17475 sayılı Resmi Gazete de Ulusal ve Resmi Bayramlarda Yapılacak Törenler Yönetmeliğine, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile Atatürk'ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramının tarihî önemine yaraşır coşku ve katılımla anma etkinlikleri, tören ve gösterilere yönelik yapılacak kutlamalara ilişkin usul ve esasları düzenlemek amacı ile yayımlanan Ulusal Egemenlik Ve Çocuk Bayramı  İle Atatürk'ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı  Kutlama Yönergesine aykırılık arz ettiği belirtildi.

Suç duyurusunda ise şöyle denildi: “Şüpheliler görevlerinin gereklerine aykırı davranarak suç işlemektedir. Yukarıda belirttiğimiz ve aşağıda belirtilecek olan yasa hükümlerine kasıtlı olarak aykırı davranmaktadırlar. Böylelikle milli hafızamız silinmek istemekte; kurtuluş savaşı ve sonuçları ortan kaldırmak istenmektedir. Tesis edilen bu işlemde “..Kanun ve Yönetmelikte kutlamaların öğrencilerin katılımıyla yapılacağına dair bir hüküm de bulunmamaktadır” denilmektedir. Konu ile ilgili kanun, yönetmelik, yönerge ve genelge hükümleri aşağıda tek tek ele alınmıştır. Bu maddeler incelendiğinde şüphelilerin yetkisini aştığı kanuna, yönetmeliğe, yönergeye ve genelgeye aykırı davrandığı görülecektir.

Millete mal olmuş bir milli bayramı coşkuyla kutlamaya engel olmak Milli Eğitim Bakanlığının işi değildir. Tam tersine Milli Eğitim Bakanlığı milli bayramların milli bir coşku ve heyecanla kutlanmasını sağlamakla görevlidir. Bu bayramlara öğrencilerin katılımının sağlanmasını boşa giden bir zaman olarak görmek bakanlığın milli değerlerimize bakış açısını göstermektedir ki bu durum çok acıdır. Hele ki bu uygulamaları güya alınan duyumlar, ciddiyetsiz ve komik gerekçeler ile makul hale getirmek kabul edilemez. Tesis edilen işlemde kutlama törenlerinin hazırlık döneminin mevsim olarak soğuk bir zamana denk gelmesi nedeniyle sağlık sorunlarına yol açtığı, çalışma süresinin uzun olması sebebiyle öğrencilerin derslere ilgisinin azaldığı, motivasyonlarının düştüğü, kutlamalara gönüllü olmayan öğrenci velilerinin okullarla olan ilişkilerinin bozulduğu, yönünde alınan duyumlar gerekçe gösterilmiştir.

 Bir takım kurum, kuruluş ve okul açılışlarında, siyasilerin okul ziyaretlerinde öğrenciler kış demeden, soğuk demeden, yağmur ve kar demeden bu siyasetçilerin yaptığı konuşmaları dinlemek zorunda bırakıldıkları ve bu nedenle yaşadıkları zor anların sıkça medyada yer aldığı bilinmektedir. Bu durumları nedense görmeyen bakanlığın bu göz yaşartıcı hassasiyeti ulusumuzun kurtuluşunun başlangıcı olan 19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramında göstermesi de ayrıca değerlendirilmesi gereken bir durumdur.

19 Mayıs 1919 günü milli mücadeleyi başlatmak için Atatürk’ün Samsun’a geldiği gün olması sebebiyle aslında Türk milletinin de kurtuluşunun başladığı gündür. Atatürk’ün doğum gününü soranlara, 19 Mayıs demesi bu günün ne denli önemli olduğunun göstergesidir. 19 Mayıs’ın 1937 yılı itibari ileAtatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı ilan edildiğinden beri öğrenciler tarafından çeşitli gösteriler yapılmakta, halkta bu coşkuya ortak olmaktadır. Bu uygulamayı mantık dışı gerekçeler ile kaldırmak, ülkemizin içinde bulunduğu kaos ortamında kafaları daha da karıştırmaktadır. Türk Tarihinde çok önemli yeri bulunan kurtuluş savaşının, hangi şartlarda yapıldığının ve Türkiye Cumhuriyetinin hangi zorluklarda kurulduğunun kavranılması açısından çok önemli olan 19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramıtörenlerinin kitlesel kullanımının iptal edilmesi aynı zamanda genç nesillerin kurutuluş savaşı ve Türk tarihi ile bağlarının kesilmesi gibi bir sonuç doğuracaktır. Ülkemizde ilan edildiği günden itibaren bu kutlamalar öğrencilerimizin katılımı ile görsel bir şölene dönüşmekte halkımızda bu şölene ortak olmaktadır. Bu işlem uygulandığı takdirde halkın katılabileceği alternatif bir kutlama olmayacak, bu önemli gün zamanla değerini yitirecektir.

İlk olarak terör eylemleri gerekçe gösterilerek 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamaları iptal edilmiş, daha sonra Van depremi gerekçe gösterilerek önce 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları iptal edilmiş son olarak da bu işlem ile 19 Mayıs kutlamaları bir anlamda iptal edilmiştir. Gelinen nokta da kafalarda soru işareti ve gelecekle ilgili kaygılarımız artmıştır. Öğrenciler tarafından yapılan kutlama törenleri dışında halkın iştirak edebileceği alternatif bir kutlama töreni de bulunmamaktadır Sorumlu sendikacılık anlayışı gereği asli görevlerini yapmayan şüpheliler hakkında suç duyurusunda bulunma gerekliliği hasıl olmuştur” denildi.

Aziz Valentin Gününü (St. Valentine’s Day) Sevgililer Günü olarak kutlamaktan, Noeli Taksim ve Kızılay meydanlarında coşku ile kutlamaktan rahatsız olmayarak her türlü tedbiri alanların; milli bayramlarımızdan ‘çocuklarımız üşüyor’, ‘derslerinden geri kalıyor’ gibi gerekçelerle rahatsızlıklarını ilan edenlerin takdirini aziz milletimize bırakıyoruz. 

 

Öğrencilerin 2 ay önceden dersten alınmasına fırsat veren problemleri düzeltsinler, öğrencilerin törenlerde milli kıyafetler giymesi yönünde düzenleme yapsınlar. Bunlar ayrı şeylerdir. Ama yapılan hazırlıkların milli değerlerimizi zaafa uğratmak, milli mücadele ruhunu köreltmeye yönelik olduğunu anlamak lazım.Bu kafayla gidersek yarın bayrağın rengi neden kırmızı, kan renginden bayrak mı olur, şiddeti çağrıştırıyor diyenler de çıkacaktır.Kurban bayramında Allah yolunda kan akıtmamızı anlamayan, kurban kesmeyi eşittir şiddet olarak gören kafadan ne farkı var bu uygulamanın biri yüce dinimize biri de milli değerlerimize olumsuzluk katmak, çarpıtmak derdinde. Ancak, bir olayı değerlendirirken filin hortumunu tutup, fili hortuma benzeten amalardan farklı olarak yapılmak istenenin arka planını görebilmek ve nereye götürülmek isteniyoruzu iyi cevaplamak zorundayız.

 

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

                                                     BOR TÜRK EĞİTİM-SEN

                                                       Oktay KILIÇÇEKER

 



Editör: TE Bilişim