HelpA Akademi Genel Koordinatörü Klinik Psikolog Gülşah Sam Orhan, ilköğretim öğrencilerinin liseye giriş sınavlarında sistemin sık aralıklarla değişmesinin, çocuklarda “gidişat güvensizliği”ne neden olacağını bildirdi.

Gülşah Sam Orhan, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın, “Öğrencinin yüzü hiç mi gülmeyecek” sloganıyla yola çıkarak, SBS yerine özdeş 36 sınav getirileceği yolunda açıklama yaparken pedagog ve psikologlara yeteri kadar danışmadığı görüşünde olduğunu kaydetti.

Ergenlik seviyesindeki öğrencileri sınav stresinden kurtarmak için sık aralıklarla formüller arandığını, ancak bu çalışmalar yapılırken öğrenci psikolojisi kadar ülke şartlarının da göz önünde tutulması gerektiğinin altını çizen Orhan, şunları söyledi:

“Sayın bakanımızın heyecan ve umutla açıkladığı bu çalışma yani özdeş sınavlar gelişmiş ülkelerde uygulanabilir ancak Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde adil, eşit sonuç vermeyeceği için uygulanamaz. Gelişmekte olan ülkelerde sosyo-ekonomik kültür farklılıkları ne yazık ki ortak seviye tespit sınavlarına izin verir nitelikte değildir. Bugün İstanbul’da Avrupa standartlarında eğitim veren bir kolejle, Şırnak’ta bir köy okulu öğrencisinin öğrenme ve öğrendiğini aktarma olasılığı maalesef aynı değildir. Avrupa standartlarında eğitim veren kolej montesorri sistemi gibi, her öğrenciye bir eğitim koçu gibi eğitim modelleri kullanarak,  öğrenciyi ayrı ayrı modelleyip çalışır ve öğrencinin hem psikolojisine hem de ders durumuna yatırım yapabilir. Oysa doğu veya İç Anadolu’nun bir köyünde okul yöneticisi, bırakın öğrenci ile birebir ilgilenmeyi halen okulu nasıl ısıtacağının tedirginliğinde.”

 

-Ciddi çalıştaylar yapılmalı-

 Gülşah Sam Orhan, eğitim koşullarında pergelin bu denli açık olduğu ortamda psikolog ve pedagoglarla ciddi çalıştaylar yapılarak Türkiye’nin dört bir köşesine hitap edecek, eşit şartlar sağlayacak sistem belirlenmesi gerektiğini ifade ederek, “Önceki dönemlerde fen liseleri dışında başka sınav yoktu. Böylelikle yerleştirmelerde de çok büyük bir sıkıntı yoktu. Şimdi eski formülün üzerinde güncellemeler yapılabilir” dedi.

Orhan, sistemin uzun süreden beri oturmaması, sık aralıklarla değişmesinin bu konuda öğrenciler üzerinde ciddi psikolojik etki bıraktığının altını çizerek, şöyle devam etti:

 

-Kaliteli eğitim alan öğrenci için de sorun var-

 “SBS’de sistemin sık aralıklarla değişmesi, çocuklarda ‘gidişat güvensizliği’ne neden oluyor. Bugün asıl bunun üzerinde durulması gerektiğine inanıyorum. SBS mantığıyla yetişerek ilköğretim son sınıfa gelmiş bir öğrenciyi ele alalım. Psikolojik anlamda kendini SBS mantığına göre bir sınav için motive etti, bu sınava konsantre oldu. Şimdi ise sistem tamamen değişti, bu anlamda çocuğun ilk etapta gidişat güvensizliği ortaya çıkacaktır. Bir sonraki adımda motivasyonu sağlamak için çalışmaya başladığında, sistemin tekrar değişebileceği fikri motivasyonunu düşürecektir. Diğer yandan öğrenci ortalamanın altında eğitim modeline sahip bir okulda öğrenim görüyorsa, kolej öğrencileriyle kendini kıyasladığında merkezi ve standart sınava girecek olma fikri, çocukta eşitsizlik ve değersizlik algısı oluşturacak, bilinçaltı düşük başarıya razı konumda kendini kodlayacaktır. Bir başka durum ise Avrupa standartlarında eğitim modelleriyle öğrenim gören çocuğa aile ve çevrenin beklentisi yükselecek, dış baskıya maruz kalacaktır. Bu da başarısını etkileyecektir. Sonuç itibariyle yeni sistem her koşulda öğrenci psikolojisi için iyi bir sistem değildir.”


Editör: TE Bilişim