Sevemeyen bir kalp arızalıdır. Zahirde atsa bile hakikatte onu durmuş bil.

Sevgisiz insanların hali çölde büyüyen diken gibidir ne kendine ne de başkalarına bir faydası dokunmaz.

Ruh özgür yaratılmıştır. Bedense ruhun hapishanesidir. Tüm mahkûmlar hapisten kurtulmak ister. Yalnızca insandır kendi mahkûmluğuna tapan. Ve  hapishanesini putlaştıran.

Ebediyet bir denizse dünya ve içindekilerin ömrü bu denizde bir kum tanesi kadar bile değil. Buna rağmen zavallı insanlığın döktüğü her kan bu gelip geçici âlem için. Bu ne büyük bir gaflettir.

Bizim ölüm dediğimiz beden hapishanesinin yıkılması ruhun özgür kalmasıdır.  
  
Korku ve ümit kalbin kanatlarıdır. Ne mutlu aşk ile pervaz edenlere.
          
Ölümün çemberinde ip atlayan insanlık kaderin çelmesiyle yere düşecektir.

Gönlüne küsmüş adamların durumu dağa küsen tavşanın durumuna benziyor. Ne gönlün ne de dağın haberi var. Bir avuç toprağın raksı olsa gerek yaşamak...

Sadece dünya hayatını hedeflemek kuşa değil kuşun gölgesine okunu atan avcının yaptığını yapmaktır. Hakikatte bu dünya sadece bir gölgedir.    

Hz. Ali'nin ilim bir noktaydı cahiller onu çoğalttı sözü, insanın ebedi hayatına yaramayacak malumat yığınlarını genel kültür diye biriktiren insanların suratına tokat gibi inmeli. Önce kendini bilmeli insan. Nokta
İnsanlar başkalarını merak ettikleri kadar kendilerini merak etselerdi hakikat sırrı her gönülde tecelli ederdi.
Bu kelimeler bu yaşananlar bu eller ne varsa hepsi yalan. Sadece bir avuntu. Hz. Âdem keşke o yasak meyveyi yemeseydi.   
 
Zahirde aynıymış gibi görünen birçok şey hakikatte birbirine zıttır. Bu noktada birçok kişi işin ledün kısmını göremediği için hep aldanmaya mahkûmdur. Biraz Hızır bakışı gerekli.

Dünya hayatının bir oyun ve eğlenceden ibaret olduğunu unutan birçok kişi gurur ve gafletin ağlarında bir sinek gibi çırpınıp durmaktadırlar.      
     
Allahtan başkasına acizliğini gösteren insan düşmana kalenin anahtarını teslim eden komutan gibidir.