İnsan hayatını düzenleyen genel geçer kurallar vardır. Bu kurallar hayatı daha kolay ve daha yaşanılır kılan kurallardır. Herkesin sınırlarını bildiği kimsenin haddini aşmadığı bir dünyada yaşamayı hangimiz arzu etmeyiz. Ne yazık ki binlerce yıllık kültürel birikimlerle oluşmuş bu kurallar çoğu zaman çiğnenmekte ve adab-ı muaşeret kurallarına riayet edilmemektedir. Bu yazımızda yaşadığımız hayatta bu konuda karşılaştığımız bazı sıkıntıları dile getirmek istiyorum.
1- İnsani ilişkilerde ikiyüzlü tavırlar, insanların selamı sabahı kesmeleri, birbirlerine kaldırmayacakları şakalar yapmaları, birbirlerine çirkin lakaplar takmaları, dedikodu ve gıybet yapmak, hasetlikten ve çekememezlikten dolayı başkalarının kuyusunu kazmak, araştırıp sormadan birilerinin dolduruşuyla önyargı içine girme, bir yerde konuşulan lafı başka yere taşıma, başkalarının kusurlarını araştırma, insanlara tepeden bakıp küçümseme, yalan söylemeyi alışkanlık haline getirme..
 
2- Trafik adabına uymamak. Trafik ışıklarına uygun hareket etmemek, hatalı sollama yapmak, hız sınırlarını aşmak, trafikte hemen tartışmaya başlayıp sabırsızlıkla insanlara sopalarla bıçakla saldırmak, teknik kusurları olan araçlarla trafiğe çıkmak, içkiliyken araç kullanmak, araç sürerken başka işlerle meşgul olmak, yol hakkına riayet etmemek.
Tüm bunların sonucunda sonu ölümle biten hadiseler yaşanmaktadır. Telafisi imkânsız belalar bizi bulmaktadır. Bundan dolayı trafik adabı hayati derecede önemlidir.
 
3- Cami adabına riayet edilmemesi, camide telefonla konuşmak, camide dünya kelamı konuşmak, camide iyice yayılarak oturmak, kötü kokularla camiye gitmek, öne geçmek için insanları çiğnemek, namaz kılanların önünden geçmek gibi cami adabına uymayan sıkıntılarla karşılaşıyoruz. Bu konuda daha dikkatli olmak ve kul hakkına girmemek hayati derecede önemlidir.
 
4- Çevre bilincine sahip olmama, çöpleri olur olmaz yere atma, kamu malına zarar verme, hastanede, postanede, bankada vb. yerlerde sıraya uymama, sokak hayvanlarına zarar verme, gürültü yapma, ağaçlara ve bitkilere zarar verme, akan suları kirletme, caddede yürürken başkalarının yol hakkını çalma,  kaldırıma araç park etme, yaya yolunu kullananlar varken aracın hızını artırarak geçme, otobüslerde yaşlılara ve hastalara yer vermeme gibi yanlış hareketler insanların yaşam enerjisini çalıp kötülüğü yaygın hale getirmektedir. Sırf bu ve benzer kurallara uyulmadığı için toplumda sevgisizlik bir çığ gibi büyümektedir.
 
5- Başkalarının mahremiyetine saygı göstermeme, güçlüye ve makam sahibine gösterilen saygıyı zayıflara göstermeme, menfaate dayalı dostluk kurup menfaat bitince diyalogu kesme, kendi namusuna önem verdiği kadar başkalarının namusuna önem vermeme, yapılan kötülükler karşısında suskun kalma, kötüyse benim kötüm mantığıyla kendi çevresinin yanlışlarına sahip çıkma gibi adapsızlıklar toplum hayatını kilitleyip insanları bir arada tutan değerleri bir bir aşındırmaktadır.
 
Tüm bu adab-ı muaşerete aykırı davranışlar çoğumuzun hayatını cehenneme çevirip hayatı yaşanmaz kılmaktadır. Burada bir kısmını yazdığımız bu adab-ı muaşarete aykırı davranışlar bir bumerang gibi dönecek ve eninde sonunda bu kuralları çiğneyen insanlara da zarar verecektir. Bu dünya etme bulma dünyasıdır. Üç günlük hayat için kimsenin hakkını yemeye kimseye zulmetmeye gerek yoktur. Edebin olmadığı yerde her şey boştur.