(Dördüncü Bölüm)
İBN-İ TÜRK VE HARİZMİ

Türk oğlu Türk namıyla anılan, Abdullah İbn-i Cabir, 9.asırda  Cebir ve matematiğin temelini attı. Avrupalı bilim adamları, Türk aliminin adıyla, icat ettiği cebir kitabını Latince’ye çevirdiler. Batılı Rönesansçılar bu büyük alim için “Yeryüzünün en akıllı yedi insanından biridir” diye övgüler yağdırdılar. Çünkü o, logaritmayı buldu. Eski Latin harflerini kullanmak çok zordu. Bugünün rakam sistemini o geliştirdi. Bu yeniliği insanlığa armağan etti. –--------- rakama bir de sıfır ekledi. Bununla bütün hesapların uygulanmasını sağladı. Şemsettin Günaltay “Zulmetten Nura” adlı eserinde; “Cebir, Logaritma, rakamlarla hesap işleri, Trigonometri, Tanjant Ve Kotanjant’ın mucidi, Türk bilgini Abdullah İbn-i Cabir, Harezmi’dir” diyor.

Hilmi Ziya Ülken, “Tercümenin Rolü” adlı eserinde; “Sinüs ve Kosünüs’ü bulan da Merv’li bir Türk olan Hasip Ahmet’tir” diyor. Cebir’in Hendese’ye uyarlanması işlemi Descartes’in değil Türk alimleri olduğu kesin kanıtlarla bilinmektedir. Bugüne kadar bize hep yanlış öğretildi.

Fiziğin kurucusu da Hasan isminde Basra doğumlu bir Türk’tür. İbrahim Alaeddin meşhur adamlar eseri c.2, s. 764’de böyle beyan etmektedir.         

Işık kırılması, güneşin doğuşu-batışı sırasındaki gurubu, fecir ve şafak olaylarını inceleyen, hava tabakasının takriben yüz kilometre kalınlığında olduğunu hesap eden, yerçekimi kanunu kurallarını ortaya koyup, uygulayan Türk bilginlerini yakınen tanıtmak, her Türk gencinin görevi olmalıdır.

ULUĞ BEY (1395-1449)
 Uluğ Bey Semerkant’ta yüksekliği 180 metre olan, olağanüstü güzellikte yapılan rasathanede çalışmalar yaptı. O gün elde edilen bilgiler, bugün bile hayret verici bulunmaktadır. Bu mekanda, kutupların mesafesini ölçmek için birçok alet kullanılmıştır. Bu bina 1908 yılında Rus araştırmacıları tarafından ortaya çıkarıldı. Harfiyatla yer altından çıkarılanlar arasında dantel gibi işlenmiş mermer sütunlar, merdivenler, minyatürlerle süslü duvarlar mimarlık harikası bir eserdi.

Semerkant’ı Hıristiyanlar işgal edince burasının değerini anlamadan, Çan Kulesi yaptılar. O devirlerde Astronomi konusunda çıkmaza düşen Avrupalılar Türk alimlerine elçiler göndererek bilgi alırlardı. Hıristiyan tarihçi Corci Zeydan “İslam Tarihi 3” isimli eserinde;

“Batı dünyası birçok bilim dalını Türk bilim adamlarından aldılar, yararlandılar” demektedir.

EL BİRUNİ (973-1051)
Fransız yazar Carra Vaux, İslam dünyasını incelerken El Biruni için, “O ilimlerin her noktasında görülür. Astronomide önemli çalışmaları vardır. o büyük bir Türk alimidir. Geniş bir zekaya sahiptir” diyor.

El Biruni, dünyanın güneş çevresinde dönüşünü, gün, ay ve yılların bulunuşunu , yerçekimi kanununun mucidi olan Türk bilginidir.