Dünya Demir Leydi’ye de kalmadı

Abone Ol
SULTAN SÜLEYMAN’A KALMAYAN DÜNYA DEMİR LEYDİ’YE DE KALMADI!
 
 
 
 İngiliz emperyalizminin yakın dönem tarihinde önemli rol oynayan 20. Yüz yıl İngiltere’sin de kesintisiz en uzun süre başbakanlık görevinde kalan Margaret Thatcher, 87 yaşında öldü. Demir Leydi lakaplı Thatcher, 1979-1989 yılları arasında uyguladığı neo liberal politikalar nedeniyle işçi ve emekçilerin kararlı bir düşmanı olarak tanınmıştı.
 
    İktidarda kaldığı uzun seneler boyunca ülkesinin ve uluslararası sermayenin koçbaşı olan Margaret Hilda Thatcher, 13 Ekim 1925'te dünyaya geldi. Üniversitede kimya eğitimi gördü. 1947-1951 yılları arasında kimi özel şirketlerde kimyager olarak çalıştı. Ardından hukuk eğitimi aldı. Gerici ve muhafazakâr fikirlere sahip olan “Demir Leydi”, siyaset sahnesine İngiltere'nin en tutucu partilerinden olan Muhafazakâr Parti ile girdi. 1959'da Muhafazakâr Parti'den milletvekili seçildi.
 
     Theatcher, İngiltere'nin dünya egemenlik sahasını ABD'ye kaptırdığı, ama iddialı olmayı sürdürdüğü bir dönemde iktidar merdivenlerinde hızla tırmanışa geçti. 1961-1964 yılları arasında Sosyal Güvenlik Bakanlığı yaptı. 1970-1974 yılları arasında da Eğitim ve Bilim Bakanlığı'nı üstlendi. Emperyalist siyaset sahnesinde yıldızı parlayan Teatcher, 1974'te Muhafazakâr Parti'nin başkanlığını elde etti. Muhafazakâr Parti, 1979 yılı seçimlerinde diğer İngiliz düzen partilerini geride bırakarak seçimi kazandı. Margaret Hilda Thatcher böylece İngiltere tarihinde "ilk kadın başbakan" olma unvanını kazandı. Bu Avrupa siyasi tarihi bakımından da ilk oldu.
 
     Theatcher'ın başbakanlık koltuğuna oturduğu dönem, 1973 dünya ekonomik krizinin bütün emperyalist ülke ekonomilerini de vurduğu ve bu krizin atlatılması için “ekonomist stratejistlerin” arayışlarını hızlandırdığı bir dönemdi. Avrupa egemen sermayesi, ezilenlerin onlarca yıllık mücadele ve ağır bedellerle kazandığı haklarını tırpanlamak, “sosyal devlet” fazlalıklarından kurtulmak ve böylece krizin yükünü çalışanlara yükleyerek atlatmak istemişti. Bu dönem ayrıca neo liberal politikaların geliştirildiği, özelleştirme programlarının önlem adı altında yürürlüğe konulduğu bir dönemdi.
 
      İşçi ve emekçi sınıfların karşısına, emperyalist egemenlerin kararlı savunucusu, neoliberal soygun politikalarının ısrarlı bir uygulayıcısı olarak çıkan Teatcher, bu emek düşmanı kimliğiyle "Demir Leydi" sıfatını kazandı. İktidarda olduğu dönem boyunca sosyal hakların tırpanlanması, özelleştirme, serbest pazar ekonomisini yaşama geçiren ve neoliberal politikaların uygulayıcısı olarak emperyalist egemenlere örnek teşkil etti.
 
     Theatcher, iktidar koltuğuna oturduğu andan itibaren İngiliz imparatorluk hayallerinin yeniden yaşama geçmesi için ne yapılması gerekiyorsa onu yaptı. Halklar karşısındaki sömürgeci politikalarının en sert uygulayıcısı oldu. İrlanda'nın bağımsızlığı için savaşan İrlanda Kurtuluş Ordusu (IRA) militanlarına karşı her türlü kirli savaş yöntemlerine başvurdu. Cezaevlerinde siyasal konumları yok sayılan İRA militanlarına savaş açtı.
 
     Kuzey İrlanda'nın Maze Cezaevi'nde Bobby Sands'ın da aralarında yer aldığı siyasi tutukluların, 1981 yılında başlattıkları ölüm orucu direnişine karşı İngiltere'nin sömürgeci karanlık tarihine uygun bir tavır aldı. 27 yaşındaki Bobby Sands, cezaevindeyken İngiliz parlamentosuna milletvekili seçilmesine karşın serbest bırakılmadı, ölüm orucunun 66. gününde yaşamını yitirdi. Sands'la birlikte 10 yoldaşı daha ölüm orucunda yaşama veda etti.
Margaret Theatcher ve Muhafazakâr partisi bu cinayetlerin birinci derecede sorumlusu olarak tarihteki yerini aldı.
 
      Kendi ülkesindeki işçi ve emekçilerin düşmanı, İrlanda halkının özgürlük talebini yok ve hor gören Theatcher İngiliz sermayedarların yayılmacı taleplerine uygun politikalar geliştirerek “dünya egemenliği” peşinde koşturmasıyla da dünya halklarının haklı öfkesini kazanmış oldu. İngiliz emperyal yayılmacılığı sonucunda 1830 yılında işgal ettiği Falkland Adaları'nı Arjantin'in geri almak istemesi üzerine Nisan 1982′de adaları yeniden işgal etti. İngiltere emperyalist ordusunun işgal ettiği Falkland Adaları'nı geri alması eski dünya egemenliği emellerinin canlandırılmasına vesile yapıldı.
 
     Theatcher'in siyasi ve ekonomik politikaları, ortaya koyduğu performansı, dünya halkları ve emekçi sınıflarının acımasız düşmanı çizgisiyle “Thatcherizm'le” nitelendirildi. ABD ile stratejik bağlaşmanın adımlarını atarken, nükleer cruise füzelerinin İngiliz adalarına yerleştirilmesine de izin verdi, ABD'nin bu üslerden Libya'yı bombalamasına destek oldu. Doğu bloku ülkeleri diye adlandırılan Doğu Avrupa devletleriyle başbakanlığı süresince sürekli yıkıcı ve gerilimi artırıcı bir yol izleyen Thatcher dünya emekçi halklarının düşmanı olarak tarihin çöp tenekesinde nefretle anılacaklar listesinde her daim yer alacak.