Demokrasinin olmazsa olmaz kurallarına bağlı olarak hayatımızdan “Yaşasın ya da kahrolsun” sloganlarını silmek zorundayız. Burada Önemli olan çıkar uğruna siyasi tercih değil, ortak görüşte buluşabilmektir.

 Bu ülkede yaşayan herkesimin farklı yönlerini kusur değil şans olarak görmeliyiz ve karşılıklı anlayış ve hoş görümüzü sergileyebilmeliyiz. Yanlış görüşlerden uzak, açık fikirli, herkesi kucaklayan bir anlayışı tercih etmeliyiz. Kamplaşmaların hiçbir kimseye yararı yoktur.

Demokrasinin kuralları içinde yasaklar olmamalı. Halkı ile barışık, uzlaşmayı esas alan değerleri benimseyen, yolsuzluklara kapalı, hukukun egemen olduğu, insan haklarına saygılı, sosyal bir hukuk devletini ön planda tutmalıyız. Bu ülkede fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür, insanların yaşam tarzına fırsat vermeliyiz.

Yönetimde ve hizmette güçlüyü haklı değil, haklıyı güçlü kılmak gerekir. Devlete bağlı, insan haklarına saygılı olmak vatanseverliğin gereğidir.

Bana değmeyen yılan bin yaşasın” anlayışı doğru değildir. Bu yılan bir gün bize de size de dokunur. Özgürlük pahalıdır, bedeli de ağır olur.

Toplumda farklı düşünceler, farklı görüşler olabilir. Bu farklılıklar devleti yıkmağa ve menfaate dayanırsa o zaman tehlikeli ve zararlıdır.

            Devlet yönetiminde dikensiz bir gül bahçesi beklemek yanlıştır. Vatandaşa sorarsanız; “en iyisini yukarıdakiler bilir” cevabını alırsınız. Her şeyi devletten beklemek de doğru değildir. Böyle bir demokrasi anlayışı olmaz ve olmamalıdır.

 Demokrasi gömleği bazı kesimler için dar, bazılarına da oldukça geniş geliyor. Balık suda yaşar da suyun değerini bilmez. Ne zaman sudan dışarıya fırlar, işte onun kıyameti o zaman kopar. Demokrasi ve hürriyet güzel şeydir, bunun değerini bilmek gerekir.

Dış güçlerin maşası olanlar, sokakları ve iş yerlerini yine yakıp yıkmağa başladılar. Bu tehlikeli oyunu oynayanlar kime yâda kimlere hizmet etmektedir? Onların gayeleri bu milletin sabrını taşırmaktır. Bunca tecrübelerden sonra yanlış adımlar atılmamalı.

Irak parçalandı, Libya büyük bedeller ödedi. Mısır kan ağlıyor. Suriye bir bataklığın içine sürüklenmiş durumda. Etnik sınıflar ve mezhep çatışmalarını planlayan senaristler şimdi de bu oyunlarını Türkiye’nin üzerinde kurgulama niyeti ve çabası içindedirler.

Ülkede kargaşa çıkarmağa çalışanlar, demokrasinin faziletini, hürriyetin ne büyük nimet olduğunu anladıkları zaman iş işten geçmiş olacaktır.