Suriye konusunda Milliyet gazetesinden Fikret Bila’ya açıklamalar yapan Dış İşleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun açıklamaları bir çok açıdan skandal niteliği taşıyor.

Ortadoğu’da sınırların dış müdahaleler ile değiştirilmesi ve milli-devletlerin yıkılarak yeniden şekillenmesi sürecinin yaşandığı bir dönemde Dış İşleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, “Sınırları Propoganda filmine benzetiyorum. (Sinan Çetin’in yapımcısı olduğu Kemal Sunal’ın ve Metin Akpınar’ın başrollerini paylaştığı film) Kamışlı ile Musul birbirinden ayrı düşer. Yanlış örülmüş duvarlar o sınırları belirlemiş. Saygı duyalım. Ama Avrupa’daki sınırlar gibi önemsiz kılalım. Ekonomik ve kültürel sınırlar doğallaşmalı” demektedir.

Bu açıklama eğer Suriye’nin kuzeyine el koymak için hazırlıklarını ilerleten, Irak Ordusu’nun Musul Vilayeti ile Kamışlı bölgelerinin karşı karşıya olduğu Suriye-Irak sınırını aşarak illegal geçişleri engellemek için konuşlanmasını engelleyen Barzani tarafından yapılsa kendi içinde makul karşılanabilir. Ancak Türkiye Cumhuriyeti Dış İşleri bakanının böyle bir açıklama yaparak sınırların değerini böyle bir zaman diliminde göreceleştirmesi neresinden bakılır ise bakılsın stratejik bir körlüktür.

Dış İşleri Bakanı Davutoğlu’nun açıklamasının kabul edilemez ikinci noktası Halep ile ilgili olan boyutudur. Davutoğlu, Halep’in demografik-etnik yapısı ile ilgili olarak: “Nüfusun yüzde 80’i Sunni Arap, yüzde 10’u Kürt, kalanı Hristiyan vb. unsurlardır” demektedir. Bu inanılır gibi bir açıklama değildir. Suriye nüfusunun yüzde 8-10’nunu oluşturan Suriye Türkleri’nin sayısı 1.5-2 milyon arasındadır. Suriye Türklerinin belkemiğini Halep Türkleri oluşturur. Dış İşleri Bakanlığı ile yakın temas içinde olan Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) tarafından hazırlanan “Suriye’de Değişimin Ortaya Çıkardığı Toplum:Suriye Türkmenleri” başlıklı  raporda “Halep’de Şehir merkezinde Hüllük, Kadı Asker, Hayderiyye ve Eşrefiyye önemli Türkmen mahalleleridir. Şehir merkezinde bulunan mahallelere ilaveten; Kurdağı, Azez, Bab, Münbiç, Carablus Kazalarında olmak üzere Halep Bölgesinde toplam 145 Türkmen köyü mevcuttur” denmektedir. Rapora göre Halep’de Türk sayısı 975.000’dir.

Ahmet Davutoğlu bu açıklaması ile Halep’in Türk kimliğini ve yarısına yaklaşan Türk nüfusunu inkar etmiştir. Yarın Suriye’de siyasal yapı tekrar şekillenirken Türklerin siyasal haklarını inkar etmek isteyenler, Davutoğlu’nun bu açıklamasını masanın üzerine koyacaklardır.

Davutoğlu, PKK’nın Suriye’nin kuzeyine yerleşmesi ve buradan Türkiye’ye yönelik terör eylemleri düzenlemesi konusunda ise “Herhangi bir terör unsurunun sınır boylarımızda olmasına izin vermeyiz. Meşru müdafaa sebebi sayılır. Her türlü tedbiri almak bizim hakkımız” cevabını vermiştir. Herhalde Kuzey Irak’tan sınır boylarımızdan hemen 1 ile 10 kilometre kadar uzaklıktaki PKK kamplarında yerleşik olan ve Başbakan Erdoğan’ın sınıra gittiği zaman çömelmesine neden olan PKK kamplarındaki PKK’lılar bu açıklama üzerine çok korkmuşlardır. Irak’taki PKK kamplarına karşı meşru müdafaa hakkımızı savunmayan AKP Hükümetinin Suriye’de meşru müdafaa hakkımızı savunacağına inanmak oldukça zordur.

Sonuç itibarı ile Dış İşleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun dış politikası bir iflas zemininde devam etmektedir.