Yaşanan CIA tarihinde bir ilk. 

CIA Başkanları bir yıl içinde aynı ülkeye acil koduyla üç kere ziyaret ediyor ve her seferinde teamül dışı olarak o devletin Başbakanı ile bir araya geliyor. 

Bu ülke Türkiye, görüşülen Başbakanda Recep Tayyip Erdoğan’dır. 

Hatırlayın, geçen yıl Mart ayında önce o dönem CIA Başkanı olan Leon Panetta Ankara’ya gelmiş ve 5 tam gün kalmıştı. 

Temmuz ayında Panetta’nın görevi devretmesiyle yeni atanan David Petraeus ilk dış temasını yine Ankara’ya yaptı. 

Ve bugün aynı Petraeus yine başkentimizde ve Başbakan’la masada, üstelik bir gün ara ile iki görüşme yaptı...

İlginçtir, ne kamuoyu ne muhalefet Tayyip Bey’e “sen MİT Müsteşarı mısın, CIA ile neden sen muhatap oluyorsun” sorusunu bile sormuyor. 

Yine bu bir yıl içinde ABD’den gelenler sadece CIA Başkanları değil, hatırlayın Dışişleri Bakanı’ndan Savunma Bakanı ve Başkan Yardımcısına kadar Beyaz Saray’ın A Takımı da Türkiye’deydi. 

Peki ama bayram değil seyran değil bu ziyaretler niçin mi? 

Hiç kuşkunuz olmasın Türkiye’nin başını belaya sokmak için... 

Öyle çünkü koskoca Paxamericana Ankara’nın lehine olacak bir şey için bu şekilde ziyaret ablukaları yapar mı? 

O ABD ki Türkiye’nin bağımsızlık senedi olan Lozan’ı bile hala tanımayan ve Türkiye’ye parayla sattığı silahların bilgisayar yazılımlarını gizleyip vermeyen ülkedir. 

Peki bir yıl içinde yoğunlaştırılan o baskılar niçin mi? 

Ankara’yı ABD’nin Ortadoğu’da köpeği konumuna getirmek için... 

Bölgemizin yeniden dizaynında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ABD adına önce Suriye, akabinde de İran’a saldırması ve vuruşması için. 

Sızan bilgililere göre Petraeus’un önceki gün yaptığı yıldırım ziyaret aslında taleplerin bildirilmesinden ziyade bir ültimatom niteliğinde imiş. 

Buna göre Washington Suriye bağlamında Ankara’dan artık söz değil, eylem istiyor yani Şam’ın çökertilmesinde fiili adımlar talep ediyor. 

Dahası, İran’a karşı açık bir tavır ve ambargo diye ısrar ediyor. 

Buna ilaveten ABD’yi ne alakadar ediyorsa Yeni Anayasa’da hızlanın diyor. 

Ey okur, milletimizin ve devletimizin başı ciddi manada belada zira Erdoğan ABD’in bu baskı ve tehditlerine şayet direnemezse Türkiye topyekun alev topuna dönecek. 


50 milyon aldı sonra linç ettirdi 

İşte Haçlı, işte Fransa ve işte Sarkozy’nin gerçek yüzü... 

İddia bize ait değil dünyaca ünlü Guardian’da sorgulanıyor: 

Meğer Sarkozy adlı bu Fransız Yahudisi 2007 seçimleri sürecinde Kaddafi’den tamı tamına 50 milyon Avro seçim yardımı almış. 

Meğer Sarkozy seçimi bu para ile kıl payı kazanmış. 

Meğer böyle bir avantayı verdiği için Kaddafi’nin Fransızların ünlü Elyse’e Sarayı’nın bahçesine çadır kurmasına izin verilmiş. 

Ve heyhat aynı Sarkozy bütün dünyanın gözü önünde onu yani Kaddafi’yi linç ettirdi iyi mi. 

Sadece bu olay bile Batı’nın ahlakının ve değerlerlerinin pespayeliğini teyid ve tescil etmiyor mu? 

Tevekelli değilmiş, Libya’lılar yüzyıllar önce hiç güvenmedikleri Haçlı’dan korunmak için Osmanlı’yı ülkelerine boşuna davet etmemişti. 


9 katrilyonluk peşkeş mi? 

4 yılda tamı tamına 15 milyon tablet bilgisayar... 

Kim mi alacak bunu? 

Milli Eğitim Bakanlığımız. 

Malum başlatılan Fatih Projesi kapsamında milyonlarca bilgisayara ihtiyaç var. 

Bunun maliyeti 9 milyar TL ki eski parayla bu 9 Katrilyondur. 

Sıkı durun AKP hükümeti bu bilgisayar alımını kamu ihale kanununun dışında bıraktı... 

Peki bu ne mi demek? 

Hükümet kimi istiyorsa alımı ondan yapacak demektir. 

90’lı yılarda SHP’li Bakan Güler İleri yediği yemek parasını bakanlığa ödetti diye koltuğunu kaybederken şimdi eski parayla 9 katrilyonluk bir satın almada kural ve kanunların dışına çıkılıyor ama medya ile kamuoyundan çıt yok. 

Ey korku sen nelere kadirsin... 


Suriye provokasyonlarına dikkat! 

Suriye’de bir vatandaşımız öldürüldü, hedef anında Beşar Esad. 

Oysa olay anında orada olan diğer vatandaşlarımız açıkladı ki ateş edenler asker değil, Esad’a karşı mücadele eden muhalifler. 

Kazara olayı bizimkiler görmese ihale Esad’da kalacak. 

Altını çizerek yazıyorum önümüzdeki günlerde acaip provakasyonlar olacak ve bunu CIA tezgahlayacak. 

Amacı ise Türk kamuoyunda Suriye’ye karşı kin ve husumet oluştumak. 

Evet bu aralar Suriye’den yeni saldırı haberleri gelebilir, bayrağımız yakılabilir, büyükelçiliğimize saldırılabilir ve Allah korusun esrarengiz suikastler olabilir. 

CIA Başkanları Suriye için ardı ardına üç kez Ankara’ya geliyor ise beli ki bu konu için yapmayacakları çılgınlık yoktur. 

Ey ahali bundan böyle Suriye ile ilgili her habere inanmayın. 

Yeni Mesaj