Bu ölüm gösterilerine duyduğum infial (tepki) Çavuşesku’yu öldürdükleri vakit başladı. Çavuşesku’nun da adı  “diktatör” dü. Kendilerinin nasıl diktatörler meydana getirdiğini görüyoruz ama bu diktatörlerin bir çoğunda, belki hepsinde, kendi emekleri (!) vardı.
Âdetleridir, çoluk çocuğunu da öldürürler bu adamların. Çavuşesku hadisesinde, karısı da öldürüldü cumhurbaşkanının.
Dünyayı yeniden çizmeye başlamalarının başlangıcıydı. Sonra, bağımsızlıklarını önde tutan bu başkanları silip süpürmek ve onların ülkelerine üsler kurmakta gecikmiyorlar.
Sonra, arada kim var hatırlamıyorum ama, Saddam’ı gördük. Heykelinin boynuna ip bağlayıp devirdiler ve heykelin etrafında  “vahşi” dansları yaptılar. O halktan geriye ne kaldı, araştırıp soruşturmak lazım. Kimini Sünni diye öldürdüler, kimini Şii diye. Kimini polis diye öldürdüler, kimini asker diye. Hiçbir şey demeden, sırf Iraklı oldukları için öldürülen kadınlar, çocuklar, erkekler ayrı...
Bazıları akıllı çıktı bu başkanların, hemen çekilip yurt dışına gittiler. Sonuna kadar ülkelerinde kalmak isteyenleri büyük bir trajedi bekliyordu. Mübarek’i yargılarken kafese koydular. Kaddafi’yi öldürdüler. Bu başkanların oğullarını da öldürmek âdettendi, öldürdüler. Kaddafi’nin Libya’ya ayırdığı altınları vardı. Çölün altında kendi milletine sakladığı su vardı, petrol vardı, Türklere verdiği inşaatlar vardı diyeceğim, vaz geçtim. Kaddafi’nin ölüm halindeki resimlerini dünya televizyonlarına servis ettiler. Canavarlar! 
AB ve ABD “likidite” denilen para sıkıntısı içinde. Suudi’lerin de 2 trilyonluk bir  “rezerv” leri olduğu söyleniyor. Kim bilir sıra o tarafa mı geldi...

Başbakanın yasakları
Başbakan, şehitler konusunda gazetelere otosansür tavsiye etti ya, benim de aklıma, öteki tarafa ne tavsiye etti, yahut bir şey tavsiye etti mi, o geldi. Şimdi Hegel’den mülhem  “ötekileştirme”  lafına ve kavramına çok rağbet var. Bilen de bilmeyen de kullanıyor. Ben şimdi PKK’ya ne diyecektim?  “Berikiler” mi diyecektim?
Evet PKK’ya ve PKK muhiplerine nasıl bir yasak kondu? Nasıl bir otosansür? Onlar tv ekranlarından hiç inmediler. Gazete köşelerinden de. Şimdi kim “öteki” oldu bu durumda? Şehitlerimiz, acılarımız, haklarımız ve infiallerimizle, biz mi oluyoruz? Bu laflarım, kendilerini  “öteki, öteki”  diye anlatıp mağdur propagandası yapanlara.

Çuval
TGB’li gençler, Bodrum’da  “demokratik” bir eylemle, bir ABD askerinin başına çuval geçirmiş. Bodrumluların büyük çoğunluğu bu hareketi onaylıyor. Ben de onaylıyorum.
Bodrumlular onaylamakla yetinmiyorlar. Öyle şeyler anlatıyorlar ki insan, insan olduğundan utanıyor. Tıpkı Kaddafi’nin ölüm fotoğraflarını gördüğünde insanlığından utandığı gibi.
Meğer bu güzelim sahil şehirlerimiz eğlence merkezi olarak hazırlanıyormuş. Usul usul başlamışlar. Bu Conilere civar illerden kadın getiriliyormuş.
Alışveriş merkezlerinden sonra eğlence merkezleri!.. İşleri güçleri, akılları fikirleri,  “satmak” ta. Ne yaparsınız, bilimsel bir gerçek bu. Sermayenin, kapitalizmin, emperyalizmin, sayın sayabildiğiniz kadar, dini, imanı, namusu, şahsiyeti olmuyor, herşeyi satıyor.