Bor Badak köyünde petrol bulunmuştu…

 Heveslenmiştik…

Ardından, Ereğli ve Niğde-Bor havzasında 8 milyar ton şeyl (petrol üretebilen kaya) rezervi bulunmuş dünya duymuştu…

Sevinmiştik…

2014 Yerel seçimler öncesi, dünyanın en büyük altın rezervinin Bor Balcı (Cücü) köyünde olduğuna dair haberlere hazır olun…

Kandırıldık…

Çinliler Bor’da 100 fabrikalık endüstri merkezi kuruyorlardı… Yüzlerce Borlu genç istihdam edilecekti…

Umutlanmıştık…

Makedonya’da seçkin bir merkez, Gostivar kenti ile Bor İlçemiz kardeş şehir oldu… Ama sadece “oldu” ile kaldı… Ötesi hiç gelmedi, ticaret, eğitim, turizm, kültür konularında yapılması gereken o kadar çok konu var ki… Kimseden bir şey duymadık, ilgilenen çabalayan bir yetkili, üzerine vazife çıkaran bir söz sahibi bile görmedik…

Yazık ettik…

Akkaya Barajının b.ku çıktı, kışları bile kokuyor… Yaz günlerini siz düşününün… Yazın Borlu kafasında maske ile gezecek… Buradan taahhüt ediyoruz maskeler bizden…  Bu konu da zamana yayıldı, sert tedbir ve çözümler üretilemedi…

Seyrettik...

Geleneksel Bor Diribağ Şenliklerimiz vardı… Farkında mısınız geçtiğimiz yıl yapılmadı… Kimse de neden yapılmıyor?  Demedi…

 Bekledik…

Bor'un bütün mahalle muhtarları için bir önceki dönem konteynırdan muhtarlık merkezleri kurulmuştu… Birkaç muhtar hariç kullanan olmadı… Depremde Van’a gönderilebilirdi… Çürüyor…

Görmedik…

Bor İlçemize fakülte istiyorduk… İstemekle kaldık… Alternatif isteklerde bulunmadık… Borlu yöneticilerden bu konuda bir demeç dahi gelmedi…

Suskunduk…

Bor şehir merkezindeki askeri lojmanlar, Emniyet Müdürlüğü yapılmak üzere yıkıldı… Yakında ihale edilecek… Ama bir tane bile müteahhit, inşaat mühendisi, böylesi  daracık yere, trafiğe engel olacak bir yere, hatta rantı yüksek olan başka şekilde değerlendirilebilecek bir yere Emniyet Müdürlüğü olmaz, şimdiki yerine ne oldu…  yer mi yok demedi…

Yutkunduk…

Bor Askeri fabrika sessiz sedasız küçüldü, onlarca işçi çevre illere gönderildi… Her işçi Bor ekonomisinden bir şeyler götürdü…

Fark etmedik…

Çok uzun yıllar oldu, Bor’a atanan bir kaymakamın bir  proje getirip üzerinde çalışmalar yaptığına,  sıradanlığın dışına çıktığına…

Şahit olmadık…

Bor Havaalanın yıllar evvel temeli atıldı… Tamamlanması için kampanyalar yapıldı.  Bu havaalanının üstüne olumsuz raporu olan Nevşehir Havaalanı işletmeye açıldı… Daha bir çok komşu-komşu illere havaalanı açıldı… Bize gelince Nevşehir’e, Kayseri’ye gidin uçun dendi…

Yıkıldık…

Bor ilçesini, tarım şehri yapalım… Olmadı… Turizm, kültür şehri yapalım… Olmadı… Sanayi şehri yapalım… Olmadı…  “Geçti Bor’un Pazarı, Sür Eşeğini Niğde’ye” deyişinden utanan meclis üyeleri tanıdık… Bor Şehri, Nur Şehri yapalım dedik…

Beceriksizdik…

Bor hep muhalefete oynadı, işte bu sefer iktidar olduk… Marka şehir olacağız dedik… Var olan markamız bile yok olmaya yüz tuttu…

Takmadık…

Bor bir konuda çok uyumlu… Muhalefet ve iktidarın etkisizlikte bu kadar uyumlu olduğu bir başka yer yoktur…  Tencere ve kapağı gibi aşk yaşanıyor… Sadece bunlar mı? Oda başkanları…

 Lay lay loom!...

Kafasını azıcık kaldıran birisi oldu mu , “Hoop dedik… Kimin adamısın?… Arkanda kim var?... Amacın ne kardeşim… Derin işler yapıyorsun… Tuu kaka bu adam” deyip… Potansiyel rakip görmek… Benim adamım, onun adamı, ben yaptım, hayır ben yaptım deyip…

Karaladık…

Ama ümitliyim… Bor’daki çarka çomak sokacak birisi, birileri… çıkıyor…çıkacak...

Mecburuz…

Sadece geçen zamana….

Üzülüyoruz…

 

Sağlıkla kalın