Çekin Halay Düzülsün Ellerin Yari, Dere boyu giderim naciyem,
Sürmeli Gözler Süzülsün Ömrümün Varı, Koyun , kuzu güderim naciyem,
Halaya Girmeyenin Ellerin Yari, İkimizi görmüşler , naciyem ,
Vurun Boynu Üzülsün Ömrümün Varı. Bari inkar edelim naciyem,
* * * *
Bindim Kerpiç Duvara Ellerin Yari, Şöyle olur da gavur dölü böyle olur,
El Ettim Eski Yare Ömrümün Varı. Eller sever yüreğime dert olur,
Eski Yar Söyle Dursun Ellerin Yari,
Can Kurban Yeni Yare Ömrümün Varı. Arabana daş koydum naciyem
* * * * Al yastığa baş koydum naciyem
Güvercin Vurdum Kalkmaz Ellerin Yari, Seni gelecek diye de naciyem,
Kanı Göl Olmuş Akmaz Ömrümün Varı. Sağ yanımı boş koydum naciyem
Eskiden Sevdiğim Yar Ellerin Yari,
Dönüp Yüzüme Bakmaz Ömrümün Varı. Şöyle olur da gavur dölü böyle olur,
Türkünün Kaynağı & Mahlası: Emin Aslan Eller sarar yüreğine dert olur
Çıktım seyreyledim Niğde’yi Bor’u Hey geri de deli gönül hey geri
Acep gezsem mavi donlum var m’ola Adana, İlbeyli, Göksun, Tekir’i
Güzeller durağı Tokat, Engürü Otuz iki sancak, Diyarbekir’i
Acep gezsem mavi donlum var m’ola Acep gezsem mavi donlum var m’ola
Heşiri de deli gönül heşiri Yeşil ördek yayılıyor çimende
Deryada dönüyor kıral yesiri Mehdi günü doğar ahir zamanda
Halep, Trablus, koca Mısır’ı Kürt’te, Hindistan’da, Çin’de, Yemen’de
Acep gezsem mavi donlum var m’ola Acep gezsem mavi donlum var m’ola
Yeşil ördek sulanıyor gölekte Mecliste içerler demi kanyadan
Altın küpe şavk veriyor kulakta Guzel seven murad alır dünyadan
Cennet-i alada, huri, melekte Kayseri’den, Karaman’dan, Konya’dan
Acep gezsem mavi donlum var m’ola Acep gezsem mavi donlum var m’ola
Hacı Bektaş Veli şeyhlerin piri Mardin’den de Karac’oğlan Mardin’den
Konya’da yoklayın Molla Hünkar’ı Çeken bilir ayrılığın derdinden
İçel’den, Antep’den, Gürün’den beri Koçhisar’dan, Hasan Dağın ardından
Acep gezsem mavi donlum var m’ola Acep gezsem mavi donlum var m’ola
Karacaoğlan
Her sabah kalkınca Bor'u özlerim.
Gün batar gurbette içimde tasa,
Özden rüzgarından haber gözlerim.
Firkat basar beni her akşam böyle,
Sıra selvilerden geçip te şöyle,
Çakılbahçeden bir gonca koparıp,
Sinandı bağından eseyim derim.
Seccademi serip yarımadaya,
Gece orda yatıp bakarsak aya,
Yunak'ta soyunup gireyim suya
Bentkavak'a kadar yüzeyim derim.
Çayırlı Camide bir namaz kılıp,
İftihan yoluyla, yedi odaya,
Acıgöl'de durup Kuddüs Babaya,
Bütün sırlarımı vereyim derim.
Gurubu seyredip kayabaşında,
Şıra kaynatayım gala dışında,
Sızgıt dürümünde, arabaşında,
Eski lezzet var mı sorayım derim.
Azrail gelirse şu genç yaşımda,
Bir türkü yakılsın dombul başında,
Okçu suyu içip sabah beşinde,
Bor'da canımı al öleyim derim.
Borlu Ferit derde düştüm hasretle,
Bir gün kavuşursun inşallah dosta,
Paşa camiinde serdiğim posta
Yüzümü, gözümü süreyim derim.
Ferit Ünal
Geçti Bor’un Pazarı
Başta kavak yelleri estiği günler hani?
Beklediğin nişanlar, şerefli günler hani?
Aradığın sevgili şanlı düğünler hani?
Selvi gibi ümitler döndü birer iğdeye
Geçti Bor'un pazarı sür eşeği Niğde'ye
Sende varsa bir cevher onu herkes de bilsin
Kimler böyle züğürdün huzurunda eğilsin?
Süslü bir dairede müdür bile değilsin
Ne çıkar öğrenmişsin mesahayı pi diye
Geçti Bor'un pazarı sür eşeği Niğde'ye
Bilmem ki ne olmaktır gayen maksadın?
Fare gibi kitaplar arasında yaşadın
Ne dans ettin, eğledin, ne de sevdin kız kadın
kim dedi hey serseri gençliğine kıy diye?
Geçti Bor'un pazarı sür eşeği Niğde'ye
Gönül ne çalgı ister, ne eğlence ne de dans
Ne güzel kadınların önlerinde referans
Kapandıkça kapandı bunca yıldır kahpe şans
İhtiyarlık gölgesi perde çekti dideye
Geçti Bor'un pazarı sür eşeği Niğde'ye
Fırsatı iyi kolla olma sakın dangalak;
Keyfine bak! Dünyaya gülerek, oynayarak
Sonra iç şampanyalar, viskiler bardak bardak
Dokunuyor üç kadeh şimdi bizim mideye
Geçti Bor'un pazarı sür eşeği Niğde'ye
Fırsat uçan bir kuştur vaktinde yetişmeyeli
Durmadan eğlenmeli, alıştırıp şişmeli
Yanmadan kavrulmadan mükemmelen pişmeli
Sonra seni almazlar hiçbir yere çiğdiye
Geçti Bor'un pazarı sür eşeği Niğde'ye
Ortaanadolu'nun küçük, şirin köşesi,
Sanki seher yeliyle esilir yeşil Bor'da
Bağların da dinlenir kuşların şakrak sesi,
İlham, gönülde derya, yüzülür Yeşil BOR'da.
Çiçeklenir ağaçlar, yemyeşil olur kırlar.
İpek ipek ibrişim ilkbaharda çayırlar,
Kuzuya mera olur, güzden kuru bayırlar,
Bu mevsimde arzuyla gezilir Yeşil BOR'da.
ÇAKILBAHÇE-GEBERE, KAYABAŞI'nda bahar,
ÖZDEN'de karsuları, coşarak çağlar akar
BENTKAVAK, MANASTIR'da sevda türkü yakar,
Sevgilinin yüreği ezilir Yeşil BOR'da
Bahçeler gonca gonca, çeşit çeşit gülleri,
Ötüşürken yarışır bülbüllerin dilleri
İlkbaharda yemyeşil giyer mevsim tülleri,
Sevgi dolu güzellik, süzülür Yeşil BOR'da.
YANIK KAPI, bağları mor menekşe kokuyor
YUNAK'da HUMAN Çayı köpürrek akıyor
KIZILYER'de leblebi çiçekleri şakıyor,
Duygular sanki düğüm, çözülür Yeşil BOR'da
Hadırellezle gidilir bağa, yeni yaprağa,
Canlılık fışkırıyor, hayat gelmiş topraga
Gece çiçeklerinden esans yayılır, dağa
İlham gelir, mısralar yazılır Yeşil BOR'da.
Bor'a özlemle dolu Borlular gurbet elde
Birer hatıra şimdi yanık türküler dilde,
Kavuşmamız neşedir hasretli gönüllerde,
Sabır vuslata tespih, dizilir Yeşil BOR'da.
ACIGÖL, ELALDI'da hayatın son durağı,
Kimini gonca iken ereken almış kırağı
Anmadan durulmuyor neşe olasa da ağı,
Her geçişte burukluk sezilir Yeşil BOR'da
Kaynakları beslesin; yaşatsın karlı dağlar
Pınarlar şırıl şırıl, mehtaba çelenk bağlar,
FESÇİOĞLU, sevinçli gelmiş yine ilkbahar,
Sevgilere mezar mı kazılır Yeşil BOR'da.
M. Emin Arısoy (FESÇİOĞLU)
Ağıllamak : Koyunu kuzudan ayırmak
Aletrik : El feneri
Andal : Tarlanın bölümlerinin her biri.
Aşlık : Buğday
Avşarlamak : Bir işi üstünkörü yapmak
Ate : Hala
Ballık : Yenilebilen bir tür bitki
Bandıkmak : Çok sıcaklamak
Bannakcak : Derme çatma yapılan kapı
Baruu : Korku ifade eden bir ünlem
Batman : Ölçü birimi.
Bazar ekmeği: Somun ekmeği
Bidiminek : Yenilebilen bir tür bitki
Bocut : Küçük testi
Boğen : Kurumamış koyun pisliği
Bolamadı : Çoklukla, fazlasıyla
Boşanmak : Eşeğin zincirini koparıp kaçması
Böycü : Böcek
Bunek : Tanayı bağlamaya yarayan ip.
Bunelek : Yazın hayvanlara muzallat olan bir sinek
Cavlak : Kabuğu soyulmuş ceviz
Cavurdamak : Gürültü yapmak
Caydak : Katıksız
Cıncık : Cam ,Cıncık şeker : Akide şekeri
Cıngıl : Üzüm tanesi
Cızlağan : Isırgan otu
Ciğerin ağzından gelsin : Bir beddua çeşidi
Cingil : Bir çeşit süt kabı
Cingil : Burundan dışarı akan sümük.
Coruhsuz : Çok israf eden
Cülük : Civciv
Çağşak : Taşlık alan
Çalçap : İşi hızlı ve baştan savma yapan
Çellav : Hırçın yapılı
Çepiç : Genç keçi
Çevirme : Üzerine ekmek konulan yuvarlak ahşap sini
Çıkrık : Yün eğirme aracı
Çiğin : OmuzÇoğzürmek : İşemek
Çolpa : Beceriksiz
Çonur : Çalı dikeni
Çopur : Kayalık zirvesi , yamaç
Çörten : Dam yağmur oluğu
Çukur : Hindibağı bitkisiDal : Sırt
Dam tanası : Aşılanmış cins dana
Daylı : Haylaz çocuğa beddua
Depik : Tekme
Devre : Aksi, ters
Deyramber : Ayçiçeği, günebakan
Dıkaçlı : Ağzının içinden konuşmak
Diri gün : Salı günü
Domuşmak : Ayakta durmak
Dölek durmak : Yaramazlık yapmamak
Dumacık : Aşırı rahatsızlığa yol açan bir tür sinek
Ekin yolmak : Ekin biçmek
El galem Çıtkırıldım : Nane molla.
Engel : Tarla biçilmiş buğday , arpa tutamı
Epitmek : Yelllenmek
Fıs dimedi : Hava çok sıcak, hiç rüzgâr esmedi
Folu : Tavuğun yumurtlaması için bırakılan tek yumurta
Fos ciğer : Sakatadın akciğeri
Fotuk : Yeşil renkli burun akıntısı
Fotulamak : Suyun tazyikli akması
Gabala : Rastgele
Gabış : Hayvan (tüysüz hayvan) , Kel
Gadem : Kardeşim
Gağış : Kurumuş hayvan pisliği
Ganara : Doymayı bilmez adam
Gaklık : Taş oyuğu
Gapalı Bazar : Pazar günü
Garağış dumanı : Çok kederli yüz ifadesi
Garık : Bağın bölümlerinden her biri
Garsamba : Gereksiz alet, edavat
Geber yatlık : Gece yemeği
Geleni : Gelincik
Getleme : Yenilebilen bir tür bitki
Gıbal : Sima
Gırkmak : Koyunun yününü kesmek
Gırma : Tüfek
Gırma : Tarlada andalın içindeki küçük engel
Gıtır vermek : Arayı bozmak
Gıykımsız : İşini hesaplamadan yapan
Gocaoğmak : Peynirli, soğanlı ekmek parçası yemeği
Golan : Palanı merkebe sabitlemeye yarayan sağlam ip
Golek : Yapay su birikintisi
Golük : Merkep
Gosa : Tırpan
Guğlek : 2 tenekelik ölçü birimi (30 kg civarı)
Gumanım : Zannedersem
Gurk : Anaç tavuk
Guru : Boşuna, Beyhude yere
Gusgun : Palanın bir parçası
Gülbündü : Kuş burnu
Günülemek : Bir çocuğun başkasını kıskanması
Hak : Çobanın emekleri karşılığı perânteden aldığı kuzu
Hakkırdamak : Yüksek sesle gülmek.
Hangırda : Nerede
Harar : Büyük çuval
Harım : Harman yeri
Hassek : Sürüden geri kalmış davar
Hazal : Kurumuş yaprakHelik : Küçük yapı taşı
Hereni : Büyük yayvan kazan
Heyden : Güçten kesilmek Takati kalmamak
Heyeri : Be adam
Hındıkmak : Bir isteği olmadığı için içten içe üzülmek
Hülük : Kışın etrafında oturularak ısınılan toprak ocak
Istar : Halı tezgâhı
İl iyisi : Başkasına yaranmaya çalışan
İn : Koyunun kulağına yapılan sahiplik işareti
İni : Kayın
İssissıran : Spatula
İteği : Ekmek yapılırken serilen örtü
İzbet : Yorgun, döküntü mal
Kaklamak : Sıyırmayı küçültmek
Kârden gelmek: Gurbetten gelmek
Kef : Kurumuş burun akıntısı
Kele : Uyuz dana
Kelik : Ayakkabı
Kemçik : Düşünmeden konuşan veya iş yapan
Kendir : Sağlam urgan
Kemre : Katmanlaşmış, parçalara bölünmüş hayvan dışkısı
Keşli : Patavatsız
Keşli Saçma sapan konuşan
Kişşik : İmece üsulünde sıra
Kitilemek : Sinirinden dolayı agresif davranmak
Kofere : Bal peteği, Kovan
Koken : Fasulve, karpuz v.b.nin ağacı
Komüs : Su bekçisi
Kulük : Manivela
Küpecik : Peynir konulan toprak kap, küp
Küssük : Küçük balyozLoda : Sıyırma yığını
Lömpü : Ağır, hantal adam
Mane : Kusur bulmak
Mayda :Annelerin sinirli iken çocuklara buyurduğu yemek çeşidi (Zıkkımın kökü)
Mazer yağı : Vazelin
Mısmıl : Murdar olmamış,
Mızıklanmak : İşi ağırdan alan
Miliz : Arı
Mimbal : Sivri uçlu kısa sopa
Mürdümüne : Boşu boşuna, beyhude
Nâkıt : Ne zaman
Necaset : İnatçı, çirkef çocuk
Nöğrün : Hal hatır sorma ünlemi, Ne yaparsın
Ohmatsız : Gözü doymayan
Onese : Avlanmak için yapılan mevzi
Ötürek : Amel-İshal
Panus : Yük eşeği
Papara : Soğanlı, domatesli bir yemek
Parç : Maşrapa
Pelezimek : Heyecanlı bir şekilde koşmak
Perânte : Yaylada bir çobana mensup sürü sahipleri
Pırtı : Kumaş örtü
Pırtı : Düğünden önce kız ve oğlan evinin yaptığı alışveriş
Pişkir : Havlu
Pörüşmek : Solmak
Sakı : Ceket
Samarık : Kandırmaya elverişli, tembel
Samırdanmak : Uykuda konuşmak
Saptan gelmiş golük gibi serilmek : Yorgun düşmek
Savan : Büyükce örtü
Savuşturmak : Uğurlamak
Sındı : Makas
Sıracalı : Yaramaz çocuk
Sırçan tüyü : Gri renk
Sinekli : Yavaş iş yapan
Sitil : Domates, biber fidanı
Sokurtu : Ağzının içinden konuşmak
Söypümek : İyice zayıflamak, seçilmek
Suğdu : Sinsi insan
Süngü : Bir çeşit kelek
Şalak : Karpuz
Şaplak : Tokat
Şarapana : Üzüm ezilen tahtadan havuz
Şelek : Taşımaya elverişili hâle getirilmiş keven, buğday, sıyırma yığını
Şepe : Bir tür ekmek
Şişek : Genç koyun
Tavlar : Gereksiz eşyaların konulduğu çatı bölmesi
Teleme : Az pişmiş yumurta
Tetir : Ceviz kabuğu ,
Tırık : İshalin şiddetlisi
Tızıkmak : Hızlı koşmak
Tingildemek : Düzensiz ve hızlı yürümek
Toklu : 6-12 aylık kuzu
Topalak : Sakatadın böbreği
Tütsü : Nazarı savmayı amaçlayan duman
Uğra : Ekmek açılırken onun yapışmamasını sağlayan kepek
Ulu Bazar : Pazartesi günü
Ummuoo : Teessüf ederim
Urup : Tahıl ölçü birimi (Guğleğin 1/4'ü)
Üzlük : Yumurta saklanan derin çukur
Yağlı ufak : Ev yufkası ile yumurtalı baharatlı yemek
Yav : Yahu
Yazağır : Yani
Yolak : Patika, dağ yoluYoz : Hayvan sürüsünün gönderildiği yer
Yoz sığırı : İşe yaramaz tembel (Çocuklar için kullanılan hakaret ünlemi)
Yumuş : Görev, iş
Yün eğirmek : Yünü ip haline getirmek
Yüzellik : Nazar değmesini engellediğine inanılan bir tür bitki
Zahra : Tahıl
Zerrâdar : Azıcık
Zıbarmak : Mecburen uyumak
Zımbık : Yumruk
Zıpırdamak Gürültülü bir şekilde oynamak
Zollu : Çok iyi
Zuğmak : Damın akmaması için yapılan toprağı sıkıştırma
- Avrat malı kapı mandalı.
- İpliği pazar bilir, ölüyü mezar bilir.
- Öfkenin aklı olmaz.
- Aç karın katığı neylesin, uykusuz baş yastığı neylesin.
- Ah ile gelen vah ile gider.
- Akılsız başa devlet konmaz, konsa bile çok durmaz.
- Alim yaşadıkça koç olur; cahil yaşadıkça hiç olur.
- Babasının mezarını bilmediğin adama kız verme.
- Büyük dağa kar yağmadıkça küçük dağa sıra gelmez.