Gül ağacı olsaydım
Dikenlerle dolsaydım
Sever miydin yar beni
Vakitsizce solsaydım
 
Karanfilim can verir
Yaprağına kan verir
Gözlerinin kalesi
Üç kıtaya şan verir
 
Kül olmuş bakışların
Dilimde nakışların
İçimde bir vadidir
Su gibi akışların
 
Yaylalara göçünce
Koyun kuzu seçince
Şu gönül delirmez mi?
Aşk badesin içince
 
Gönül dağlardan ulu
Göğe serilir çulu
Âşıklar çarşında
Geçmez cihanın pulu
 
Kar yağar kar gecede
Ağlar mı yar gecede
Kanayan şu yaramı
Kim sarar yar gecede
 
Söz otağı kurulur
Akan sular durulur
Yıkılır şu dağlarım
Ceylanlarım vurulur
 
Çamardı’nın gülleri
Bülbül gibi dilleri
Dağların eteğinde
Eser seher yelleri
 
Şu dağa çıkam dedim
Köyüme bakam dedim
Karışıp da şu öze
Sessizce akam dedim
 
 
 
Seher yeli eser gider
Canı cana katar gider
Toprağın kadehiyle
Kanımı döker gider
 
Ay doğar ay gecede
Dilimdeki hecede
Asıllar solar gider
Güller kalır gölgede
 
Su akar yücelerden
Dökülür hecelerden
Şafakların cemali
Sıyrılır gecelerden
 
Kurt kuzuyu yemezmiş
Gül esvabın giymezmiş
Eller bilir halimi
Yar bildiğim bilmezmiş
 
Günler akar çeşmeden
Sarhoş oldum içmeden
Sen benden geçer miydin?
Ben senden vazgeçmeden
 
Gül yerine gül yerine
Ağlayanın gül yerine
Gözümde yaş kalmadı
Geliversen gül yerine
 
Zaman eğri mekân kısa
Bizde hüzün anayasa
Güzelliktir çabuk solar
Yüreklere çöker tasa
 
Bende matem sende düğün
Elden gelen olmaz öğün
Geçen geçti sevdiceğim
Dövünürsen şimdi dövün
 

Mehmet Baş