Fakir bir derviş, talebe okutacak okulu olmayan bir Arapça hocasına rast gelir. Hoca derslerini şehrin duvarlarına tebeşirle yazarak vermektedir. Derviş, hocaya kendisinin de okuma yazma öğrenip öğrenemeyeceğini sorar. Dervişin samimiyetinden etkilenen hoca ona ücretsiz ders vermeyi kabul eder. Duvara tek bir çizgi çeker ve açıklar; ‘ Bu elif harfi alfabenin ilk harfidir’ der. Derviş başını eğer, hocaya teşekkür eder ve oradan uzaklaşır. İlk derste alfabenin en az yarısını öğretme adeti bulunan hoca şaşırır. Bu eğitim uzun bir süreç olacak gibi görünmektedir.

Derviş ne ertesi gün ne de ertesi hafta gelir.

Giden gitmiş gibidir, hoca onu tamamen unutur.

Ama o da ne?

İki yılın sonunda derviş gözleri gönül ışığıyla parlayarak gelmiştir. Hocayı hararetle selamlar ve ikinci derse hazır olduğunu söyler. Hoca içinden ‘Bu hızla alfabeyi asla bitiremeyecek’ diye düşünmektedir. Dervişe döner ‘Tamam. Şimdi ilk dersimizi tekrarlayalım. Elif harfini duvara yaz’ der.

Derviş elif harfini duvara yazar ve…

Duvar yıkılır gider.

Bazı kıssaların derin anlamlarına nail olmak da ayrı bir derinlik gerektirse de bu kıssaların hisselerinden payımıza düşeni almak, yaşam denen mucizenin gizemli labirentlerindeki yolculuğumuza ışık tutar.

Hayat serüvenimizin en büyük sergi alanı olan yaşadığımız kent ve o kentin olanakları ise doğal olarak hepimizi yakından ilgilendirir.

Park ve oyun alanlarından sportif faaliyetlere.

Temizlik ve çöp toplamasından, alışveriş merkezlerinin varlığına.

Akan suyunun temizliğinden, imarının düzgünlüğü dahil olmak üzere, daha birçok şey hepimizi doğrudan ilgilendirir.

İşte bu noktada belediyecilik ve onun işlevi olan hizmetler tüm ehemmiyetiyle karşımıza çıkar.

Niğde belediyenin borcunun fazlalığı veya azlığı.

Personel çokluğu ve bunun belediyeye maliyeti.

Belediyenin kurumsallaşma noktasındaki özverili çabası.

Hata yapanın yanına kar kalmayacağının ve hesap sorulabilirliğin ilanı.

Referansla ve liyakat gözetilmeden eleman alınmayacağının netliği.

Seçim öncesi süreçte verilen tüm sözlerin tutulacağının gayretli tekrarı.

Hele ki AK Parti içindeki İrlandalılar (herhalde hainler demek isteniyor) tarafından çıkarıldığı varsayılan Başkanın istifa edeceği söylemi.

Kaldırım işgalleri ve kaçak yapılar için kurulan yıkım ekipleri.

AVM ve Hükümet Binasının taşınmasından tutunda daha birçok projeyle ilgili sergilediği kararlılık.

Tüm bunlar geçtiğimiz hafta yaptığı basın toplantısında, Niğde Belediye başkanı Sayın Özdemir tarafından, akıllarda şüphe bırakmayacak şekilde dillendiriliyordu.

Nitekim bu toplantı Başkan Sayın Emrah Özdemir’in; hiçbir etki altında kalmadan ve sadece bu kentin menfaatini gözetecek bir Başkanlık yapacağı noktasındaki görüşlerimi, daha da kuvvetlendiriyordu.

Hele ki tüm iş ve işlemlerin şeffaf olacağı konusundaki, gerek düşünce gerekse de uygulamadaki iradesi Niğde için bir umuttu.

Başkanın bu söylemlerinden çıkardığım insani bir yan vardı ki ona destek vermek Niğde halkı içinde bir zorunluluktu.

Çıkar odaklarına, yalaka takımına, iş bilmezlere ve daha da ötesi kentin gelişimi önünde dikilen her tür engele karşı…

Başkan Özdemir yalnızlığı seçiyordu.

Ama bu tavrı Niğde için belki de alfabenin ilk Elifi olacak…

Ve o Elif belki de…

Kentin önündeki tüm duvarlar yıkıp geçecekti…