Bil ki sırat köprüsü kıldan incedir
Kılıçtan keskindir herkes geçemez
Kaybetmiş kendini insan nicedir
Herşeyi bilir de kendin bilemez 
 
Tüterken göklere hasret dumanı
Gök iken biçilir ömür harmanı 
Tutamaz hiç kimse geçen zamanı
Eceli gelmeden kimse göçemez
 
Bu savruluşlar söyle nicedir
Gönül dedikleri iki hecedir 
Gündüz sandıkları bil ki gecedir 
Bu gam pınarından herkes içemez
 
Âşıklar kervanı gitmiştir çoktan
Vuslat badesini içmiştir çoktan
Doğruyu yanlıştan seçmiştir çoktan
Onların elini dünya bükemez
 
Hayal durağında geçerken yıllar
Gönül harmanını biçerken yıllar
Dünyadan ahrete göçerken yıllar
Hayali gerçekten her göz seçemez
 
Bulanık nehirler durulur  bir gün
Şaşmayan terazi kurulur bir gün
Ne ettiysen hepsi sorulur bir gün
Dönüp duran lisan niye dönemez