Ömer Fethi Gürer ; Sungurbey Camii muhteşem taş işçiliği her geçen gün yok oluyor.
 İlhanlılar döneminde yapılan tarihi Sungur Bey caminin acilen onarıma alınması istendi.
Araştırmacı Yazar Ömer Fethi Gürer Sungurbey Camiinde son dönemde oldukça yıprandığına dikkat çekerek aslına uygun  mutlak surette caminin onarıma ihtiyacı bulunduğunu belirtti. Gürer, Sungurbey Cami muhteşem taş işçiliği örneklerinin onarılmaz ise kısa sürede  büyük bölümü yok olacağını öne sürdü.
 Niğde  Cumhuriyet öncesi tarihini anlatan 800 sayfalık Niğde Kapadokya’nın Başkenti kitabının yazarı Ömer Fethi Gürer kitabında  Niğde Sungur Bey Cami her yönü ile anlattığını belirterek  şöyle konuştu.” Sungur Bey Cami İlhanlılar döneminde Niğde valisi Sungur Ağa tarafından yaptırılmıştır. Döneminden günümüze eren muhteşem bir eserdir. Muhteşem eser için 1335 yılı tarihlenmektedir. Cami çifte minareli, kubbeli olarak inşa edilmiştir. 18 yy mahallede çıkan yangında barut deposu olarak kullanıldığı dönemde yangından etkilenmiş ve önemli ölçüde tahrip olmuştur. Onarılan cami kubbeleri ve minareleri ise yapılmamıştır. Daha sonra bir minaresi eklenmiştir. Yangın sonrası ahşap direkli ve düz tavan örtülü hale dönüştürülmüştür. Dıştan 28.45x37.10 m. ölçülerindedir. Harime kuzey ve doğu cephelerden giriş vardır. Ayrıca “ Bey kapısı” Kuzey cephede sonradan kapatılmıştır. Cami avlusunda bir de türbe bulunmaktadır. Sarımtrak renkte ince yonu trakit taşı ile inşa edilmiştir. Doğu cephede Kaburgalı Tonozla örtülü Eyvan yan duvarları muhteşem detayları ile görülmeye değerdir. Kuzey giriş aralığı üzerinde Sungur Kuşu ile işlemelerde vardır. Cami aydınlatan 9 pencere de yine orijinal dokuları ile farkı fark ettirmektedirler. Minberi Dışarı Caminde bulunan cami biri müzede kapılarındaki ahşap işçilikte dönemin en ileri işlemelerindendir. Cami içinde yangın sonrası yıkılan kubbeleri taşıyan duvar sütunlarda dünü anlatmaktadır Cumhuriyet döneminde de cami onarımlar görmüştür. Ne yazık ki cami önemli bölümünde şaheşer taş ve ahşap işçilik bir bölümü yok olmuştur. Cami çifte minareli camiler grubundandır.İkinci minare  temeli durmasına karşın yapılmamıştır. Geçtiğimiz yıl Vakıflar Genel Müdürlüğüne mektup yazdım ve cami çifte minareli olması aslına uygun korunmasını istedim ama yanıt alamadım. Cami Çifte minareli Anadolu da yer alan cami örneklerinden olması nedeni ile aslına uygun yine çifte minareli hale dönüştürülmesi öncelikle Şarttır. Cami kısa süre önce gezdiğimde gördüklerim ise oldukça düşündürüdür” dedi
TAŞA İŞLENEN ŞEKİLLERDE BÜYÜK YIPRANMA VAR
  Araştırmacı Yazar Ömer Fethi Gürer cami son durumunu da şöyle özetledi-“Cami Doğu Portalında yer alan eyvan duvarları simetrik yerleştirilmiş geometrik şekiller ile eyvan köşe sutunları arasındaki çeşitli hayvan başlarının yer aldığı bölüm çok dikkate değerdir. Kuzey panoda 37 güney panoda 42 figür vardır ki bunların bir bölümü dökülmeye ve bozulmaya başlamıştır. Kuş,yılan,aslan,ördek,fil,oğlak, balık,panter,at gibi figürlerin yer aldığı alan her yıl daha çok yıpranmaya başlamıştır. Bu bölüm için işin uzumanlarından destek alınıp gerekirse şeffaf cam kapama ile bu alan örtülmelidir. Bu süreç devam ederse bir dönem sonunda bu figürlerin tamamı yok olması olasıdır. Cami Kuzey kapısında da tahribatlar vardır. Cami monte edilmiş tüm duvarlara eklenen pano, hoparlör, vs acilen sökülmelidir. Bu kadar önemli bir tarihi eserin bu kadar özensiz korunmasını anlamak olası değidir. Cami içi dışı dünden gelen her yerde yıpranmaları önlemek aslına uygun onarıma gitmek gereklidir” dedi.
TARİHİ ESERLERİ KORUMAK BİR YURTTAŞLIK GÖREVİ OLMALIDIR
Gazeteci Yazar Ömer Fethi Gürer tarihi doku ve eserlerin özenle korunması gerektiğini belirterek onarım adı altında yapılan kimi uygulamalarda aslına sadık kalınmaması ile eserlerin zarar gördüğüne de dikkat çekti. Ömer Fethi Gürer Sungur Bey cami ile ilgili detaylarıda özetle şöyle anlattı. “. Sungur bey Cami her adımında detaylarla zenginliktir. Bu eserin özellikle taş işçiliğin sergilendiği bölümlerde oluşan yıpranma ve dökülmeler için acil önlem alınarak koruma sağlanmalıdır. Ayrıca cami doğu portalinde bir bölümü kalmış taş işçiliğin aslı tüm yenilenen alanda işlenerek geleceğe kalması sağlanmalıdır. Tarihi eserleri korumak bir yurttaşlık görevi olmalıdır. Bu cümleden caminin onarımı ve bir an önce muhteşem taş işçiliklerin korumaya alınması ile çifte minareli hale cami dönüşmesi için herkesi duyarlı olmaya, yetkililerinde gereğini yapmaları çağrımı yiniliyorum. Ayrıca cami özellikle kuzey duvarında panolar, hoparlör, kablolar camiinin tarihine saygusızlıktır. Derhâl yapıya monte edilen bu tür kablo aktarma ve diğer eklemeler sökülmelidir. Teknolji bu denli gelişmişken tarihi eseri delmek, çivi vs çakmak sorumsuzluktur. Bu gibi eserleri gözümüz gibi korumalıyız”dedi.


Editör: TE Bilişim