Arap ediplerinden Cahız isminde gayet çirkin bir adam vardı. Bu zat hiçbir zaman kendi çirkinliğini inkâr etmezdi. Herkes bunun farkındaydı. Bazen kıyaslama yapılırken “Cahız kadar çirkin” diye anlatılırdı.
Cahız bir gün Yemenden döndü. Dostları onun ziyaretine geldiler. Ondan “Yemende ne var, ne yok,”diye sordular. Cahız onlara;
  ”Size bir şey söyleyeyim mi? Yemen’de en güzel yüzlü adam bendim. Artık ötesini siz düşünün.”dedi. Cahız’ın yüzü çirkindi, fakat kalbi altın gibiydi. Bir gün Osman adında biri Cahız’a geldi, ondan önemli bir konuda tavsiye mektubu yazmasını istedi. Ve:
-“Üstadım, sizin falan zatla dost olduğunuzu duydum. Benim de onunla bitecek bir işim vardır, bana bir tavsiye mektubu yazar mısın?” dedi Cahız hemen cebinden bir kâğıtla kalem çıkardı ve bir şeyler yazdı, mektubu zarfa koydu ve ağzını mühürledi, Osman’a verdi. Osman mektubu aldı, sevindi, ona teşekkür ettikten sonra hemen yola koyuldu. Epey gittikten sonra durdu. Aklına bir şeyler geldi. Zarfı açıp, mektuba bakmaya karar verdi. “Acaba mektup da ne yazıyor” diye merak etti ve mektubu açtı. Elbette ki bu mektupta kendisi için övücü sözler olmalıydı. Mektubu okuyunca gözlerine inanamadı. Adeta şoke oldu. Düş kırıklığına uğradı. Mektupta:
”Bu mektubu sana getiren kişiyi hiç tanımam. Benden tavsiye mektubu istedi, bende yazdım ve başımdan savdım.”def-i bela” için bu satırları karaladım. Onun isteği nedir bilmiyorum. Ona yardımcı olursanız, memnun olmam, yapmazsanız da üzülmem” diyordu. Bu durum karşısında Osman birden hiddetlendi ve geri döndü. Cahız’ın yanına geldi. Ve ona:
-“Efendi, ben senden tavsiye mektubu istedim. Beni rezil etmek için bir şeyler yazmışsın. Mademki isteksizdin, seni zorlayan yoktu. Elbette beni reddedebilirdiniz.”dedi. Cahız:
-“Ben sevdiğim dostlarıma bu tip mektupları yazarım. Onun işini böylece hallederim. Benim âdetim böyledir. Herkes beni böyle bilir, sen hiç merak etme” dedi. Osman Cahız’ın yanına yaklaştı. Onun yüzüne tükürdü. Ve sonrada:
-“Allah senin belanı versin.”dedi Cahız yüzünü sildi ve ona:
-“İyide ben neden bu çirkin hakarete maruz kaldım anlamadım.” dedi. Osman’da ona;
-“Beyim, ben de bir adama minnet duyarsam bu şekilde teşekkür ederim. Benim âdetimde böyledir. Bütün dostlarım beni böyle tanırlar” dedi ve sonunda işi tatlıya bağladılar.
Bu gün ülkemizde bu tip birçok” yüzüne tükürsen yağmur yağdı “diyenlere rastlamak mümkün değil midir?