Çok sıkıldım aslında bu kısır döngüden:
Biz yazıyoruz... Onlar çiziyor...
Onlar çiziyor... Biz yazıyoruz...
“Biz”:
Hâlâ, her şeye rağmen “gazetecilik” te direnenler. Gazeteciliğin “kamu hizmeti” de olduğu sorumluluğuyla hareket edenler. “Kamu yararı” uğruna, “kamu zararı” na işlere “muhalefet” edenler...
“Onlar”:
Kısaca “iktidardakiler”...


***


Önce biz yazıyoruz; perdelemeyen haberler, eleştirel yorumlar yapıyoruz.
Sonra onlar çiziyorlar; reklam listesinden çıkar, ilan listesinden çıkar, davetli listesinden çıkar.
Sonra sıra yine bizde;
Gazeteciliğin üzerine attıkları çizikleri yazıyoruz, duyun, bilin istiyoruz oy verdiğiniz, makam-mevki verdiğiniz insanların sergilediği ayrımcılığı.
“Adaletsizlikleri” gün yüzüne çıkınca daha da öfkeleniyorlar; atak sırası onlara geldiğinde ilk iş, “çiziğin” çapını genişletiyorlar, bastıra bastıra daha sert bu sefer:
- Nefeslerini kesin, zinhar gıklarını çıkaramasınlar!


***


Son örneği, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş imzalı “mektup” görünümlü ilan metni.
“Sevgili hemşehrilerim...” diye başlayıp “Sevgili İstanbullular” diye devam eden bu metin dün, Hürriyet, Milliyet, Sabah, Posta, Habertürk, Zaman, Vatan, Taraf, Radikal, Türkiye, Akşam, Star, Bugün, Takvim, Güneş, Yeni Şafak, Yeni Asya, Yeni Milat ve Dünya’nın birinci sayfasında, yukardan aşağı sayfa boyu arz-ı endam etti. Topbaş bu gazetelerin okurlarını “metro, metrobüs, tramvay ve deniz hatları”ndaki çalışmaları konusunda detaylı bilgilendirirken, artık “gelenek” hale geldiği üzere Yeniçağ, Cumhuriyet, Birgün, Evrensel, Milli Gazete, Ortadoğu, Sözcü, Aydınlık, Yeni Mesaj, Yurt ve Sol okurlarına selam dahi vermemeyi tercih etti!
Hayli tecrübe ettik Topbaş’ın da, parçası olduğu siyasal partinin “başı”nın da oturduğu yerden bakınca, kendilerini yağlamayan, cilalamayan, yarattıkları ucube mekanizmayı “muhteşem 10 yıl” diye pohpohlamayan gazeteler yok hükmünde...
TRT’de gösterilemezler, THY’nin kapısından giremezler, bakanlıkların, özerk kurumların, belediyelerin ve hatta özel sektörün ilan-reklam pastasından küçücük bir dilim bile yiyemezler...
İyi de, bu gazetelerin toplasan milyona varan okurlarının suçu ne?
Seçildiği dakika parti rozetini çıkararak bütün İstanbul’a eşit ve adil hizmet vermekle yükümlü İBB Başkanı’nın Yeniçağ, Cumhuriyet, Sözcü, Aydınlık, Yurt, Sol, Ortadoğu, Yeni Mesaj, Milli Gazete, Evrensel okurlarından “hizmet saklamak” gibi bir hakkı olabilir mi?
Peki yaptığı-yapacağı “hizmet”lerle ilgili “bilgilendirme”yi bu gazeteler, dolayısıyla da bu gazetelerin okurlarıyla paylaşmaması tam olarak bu anlama gelmez mi?
Bu konu gündeme geldiğinde daha önce de sormuştum:
Hizmetlerini bu gazetelerin okurlarından gizlediğine göre, ne yapmayı planlıyor Topbaş; mesela bütün metro girişlerine “Yeniçağ ile binmek yasaktır” tabelası mı astıracak?
Yurt’la geleni “Marmaray” ı kullanmaktan men mi edecek?
Sözcü okuru tramvay yerine tabanvaya mı yönlendirilecek?
Elinde Aydınlık gördüğüne “size tek yön Silivri biletinden başka satış yapamayız” mı diyecek?


***


Kamu kaynaklarını adil ve eşit dağıtmak gibi bir sorumluluğu bulunan İstanbul Büyükşehir Belediyesi madem dağıtırken “eşitlik” ilkesine riayet etmiyor toplarken de etmesin o zaman!
Bu gazetelerin okurlarını vergiden muaf tutsun mesela!
Ya da bir ölçü koysun;
Neye göre dağıtıyor bu ilanları bir anlatsın;
İlan verilen gazetelerin hepsinin uyduğu ve verilmeyenlerin hepsinin uymadığı o kriter ne?


***


Belediye bütçesinin en önemli gelir kalemlerinden biri vergiler, o vergileri veren de sizler olduğunuza göre, sizin oluşturduğunuz kaynağın, sizin rızanızın dışında, “ölçüsüz”ce pay edilmesi, her şey bir yana “kul hakkı” yemeye girmez mi?
Günah değil mi?
“En büyük cami” leri inşa edince örtülüyor mu Müslümanlara çektirdikleri?


***


“Her ilçeye, her mahalleye metro ile ulaşım hedefi”ymiş;
Medya mahallesinin muhalif sokaklarına yağmurlu havada suyu çok gören bu zihniyet mi götürecek “her mahalle”ye eşit hizmeti?
Güleyim bari...
Al takke ver külah sistemiyle ihya edilen onca yandaş gazete-televizyon dururken, kalkmış, kapı kapı çıkar amaçlı işler yapan “taraftar grubu” arıyorlar bir de...
Aldığı ihale ölçüsünde manşetten tezahürat yapan yandaş medyadan ala “tribüncülük” yapan mı kaldı ülkede...