AKP Felaket üretmeye devam edecek !

Abone Ol
 ¤  İnsanlara büyük boy afişlerle «başarı ekip işidir» diye propaganda yaptıkları yerde 12 vatandaşımız hayatını kaybetti !
 
Sadece 12 kişi mi hayatlarını kaybetti? Dışa bağlı, bağımsızlığa alışmamış, hukuksuz, sakıncalı icraatlarından sorumluluk duymayan bu zihniyetle olur mu bu hiç?...  Eşi görülmemiş partizanlıklarla, iş bilenler, tecrübeli kadrolar görevlerinden uzaklaştırılarak, meslekle, işle, görevle hiç ilgileri olmayan, güvenilemeyecek kadroların; bu bizden diye önemli kurumların, ciddi projelerin başlarına getirilmeleriyle  başlayan skandallar, olaylar, yıkımlar için sadece geriye bakmak yeter!
 
10 Eylül 2009 tarihinde Trakya’yı ve İstanbul’u vuran aşırı şiddetli yağışların faturasının çok ağır olduğunu, İki günlük afette, İstanbul’da 21 ve Tekirdağ’da 10 olmak üzere, toplam 31 kişinin can verdiğini, kayıp 9 kişinin de arama çalışmalarının sürdürülmesinin açıklanmasından sonra ne gibi tedbirler alındı?  Bu soruya cevap; koskocaman bir hiç!... AKP’li yöneticilerin bir sorumluluk göstererek istifa ettiklerini de hiç gördünüz mü?
 
Aksine işledikleri ağır suçlar sebebiyle kendi haklarında soruşturma açan, dava yürüten savcıların ve hakimlerin hepsi görevlerinden alınmakla kalınmadı, terörist diye suçladılar. Adalet ve Kalkınma Partisi adıyla ABD tarafından Müslüman ülkelerin başlarına getirilen partilerden biri olması, adil veya tarafsız olamayacaklarının bir kanıtıydı. Bu sebeple millete, devlete, insanlığa hizmet söz konusu değildi.
 
Müslüman görünecekler ama İslâm’ın bir tek hükmüne bile riayet etmeyeceklerdi. ALLAH’ın (C.C.) güzel isimlerinden biri olan «gerçek adaletin sahibi, her işi ve her şeyi lâyıkıyla yapan» «Ya Adlü’ye» layık olabilmek için «adil olma» yerine adaletsizliklerin her türlüsünü icraatlarında yansıtacaklardı...
 
ALLAH’ın (C.C.)  güzel isimlerinden «Ya Bâisü’nün» «ölüleri diriltip kabirden çıkaran» olduğunu unutarak iktidar hırsı ile şirke girerek iktidara gelebilmeleri ve kirli siyasette söz sahibi olabilmeleri için kendilerini ilahlaştırarak birbirlerine «gerekirse ölüleri kabirden kaldırın» öğütlerinde bulunacaklardı!
 
ALLAH’ın (C.C.)  güzel isimlerinden «Ya Vedûd’un» «kullarını affedici ve onlara rahmetiyle muamele ve dilediğine de ziyade merhamet eden» olduğunu akıllarından çıkarmamaları gerekenler, merhameti bir kenara atarak zulmün her çeşidini insanlara reva göreceklerdi!
 
İslâm propaganda aracı yapılacak, cami inşa etmekten, İmam Hatip Liseleri açmaktan, türbandan bahsedecekler ama, İslâm’a, dindar insanlara, inanlara karşı nefret oluşturacak, psikolojik olarak karşıt üretme uygulamalarının bilerek içlerinde olduklarını gizleyemeyeceklerdi! AKP ile işte böyle oldu.
 
Yüksek frekansta demeçler, meydanlarda atılan nutuklar, ağır , kontrolsüz hakaret içeren sözler arasında çok büyük işler yapıyorlarmış görüntüleri altında, bütün sorunları,  ölümleri, problemleri bir kenara atarak, devlet gücünü, yetkilerini kötüye kullanarak  Kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarına en çirkin metotlarla, tasvip edilemeyecek seviyesizlikte, hukuk dışı yollarla  çamur atma yollarına giriştiler! Ne zaman zorda kaldılarsa, ne zaman sıkıştılarsa 30... 40, hatta 163 subay birden gece yarıları tutuklatarak gözaltına aldılar! Kendi ağır kusurları devam ettikçe bugüne kadar bu yolu izleyerek sık sık gündem değiştirerek kamuoyunun dikkatlerini başka konulara çektiler.
 
 
«Aman efendim, AKP’lilerde hiç suç olur mu? Gökte uçan kuşlar, suyu aşağılara akıtan yokuşlar suçlu! Ödül verin bunlara... Taç takın, ilim adamı gibi doktora ile ödüllendirin! Sırtlarını sıvazlayın... Rant için bunlar sizin hayatınızı tehlikeye attılarsa ne olmuş yani... Dere suçlu, dere suçlu diye siz de koro halinde bunu şarkılaştırın... Siz suçlusunuz derlerse hak verin onlara, boynunuzu eğin. Eğer ters davranırsanız ; yazarlarınızı içeriye attırırlar, maliyecilerle, cezalarla sizi korkutarak elinizdekileri, avucunuzdakileri sattırırlar... Hani dil birliği millet kavramı için çok önemliydi ya, bunlar üniversitelere de el attılar, dil birliğimizi param parça yapmak için. Açılım, saçılım derken ne hale düşürüldük? Siz oy vermeye, desteklemeye, alkışlamaya devam edin, onlar da sizin analarınızı ağlatsınlar!» (Ayla Dağıstanlı, Haber Cem, 10.09.2009)
 
«Uyusunlar AKP’li yöneticiler, Doğan grubunun da mallarına baskılarla el koyarak büyüsünler ninni... imar ve belediyecilik felaketleriyle koşar adımlarla yürüsünler, halkı sadakalarla peşlerinden sürüsünler ninni... Yandaş medyayla suçları ve kusurlarıyla görülmesinler ninni... Sel felaketleriyle dahi kendilerine fırsat kapıları açarak özelleştirmeler yaparak zenginleşsinler ninni! Bunlara oy verenler, bunları destekleyenler öğünsünler ninni! İstifa gibi şerefli bir kuruma zerre kadar adım atmayarak pişkinlik göstersinler ninni! Ninni... Ninni... Ninni... Ninni... Ninni... Ninni... Ninni...»(Ayla Dağıstanlı, Haber Cem, 11.09.2009)
Paris, 07.07.2012