Adam Olmak Üzerine

Abone Ol

Adam olmak adem olmaktır. Adem olmak her daim aşkla dolmaktır. Aşkı olmayanın her işi kuru bir iddiadır. İnsanı adem eden edep ve hayadır. İlimle artar aklın rütbesi, Hak ile dolar nefesi. Adam olmak haddini bilmektir. Nerde bir garip varsa elinden tutmak, gözyaşını silmektir. Kısaca adam olmak sevgi saygı ve emektir.

Bir insan eğer makamından dolayı adam olduğunu zannediyorsa unutmamalıdır ki bütün makamlar ve mevkiler gelip geçicidir. Mezarlıklar kral ve kraliçelerin çürümüş kemikleriyle doludur.

Bir adam servetinin çokluğuyla adam olduğunu zannediyorsa elindeki malların ilk sahiplerine baksın. Bu dünyadan ayrılırken yanında götüremeyeceği hiçbirşeye bel bağlamasın. Bugün hazinesinin anahtarlarını taşımak için kırk kişiyle dolaşanların yerinde yurdunda yeller estiğini unutmasın.

Bir insan cismani güzelliğiyle adam olduğunu zannediyorsa bütün güzelliklerin mevsimlik olduğunu eninde sonunda teninin kırışacağını ve en sonunda kara toprağa karışacağını hiç aklından çıkarmasın.

Bir insan etrafının kalabalık olduğundan, soyunun sopunun genişliğinden dolayı adam olduğunu zannediyorsa kabirde yanında kimseciklerin olmayacağını düşünüp düştüğü bu kuyudan kendini hemen kurtarsın.

Bir insan herkes tarafından tanındığı ve şöhret sahibi olduğu için adam olduğunu zannediyorsa bu şöhretin zehirli bir yılan gibi birgün kendi kendini sokacağını düşünüp geçmişte yaşayan insanların sonlarından ibret alsın.

Adam olmak borsa gibi yükselip inen durmadan değişen birşey değildir. Adamlık dediğimiz, beşikten tabuta kadar sürecek olan hayat yolculuğunun her merhalesinde insanın alnına bir mühür gibi vurulur. Yüreği küf tutmamış her insanın yürek kalesinde bir bayrak gibi dalgalanır. Onun dünyasında ne gösterişe ne de kibire yer yoktur. O ki kendini beğenmişliğin çukurunda yuvarlanan gafillere acıyarak bakar. Çünkü bilir ki bencillik bir bataklık gibi çırpındıkça daha da derine gömer insanı. Onun yüreğinde her daim yeşil kalan bir merhamet çınarı vardır.

Birde adam olmadığı halde kendini adam zannedenler vardır. Bunlar körler sağırlar birbirini ağırlar kabilinden sahte bir dayanışmanın içinde yaşayan menfaat şebekeleri ve çıkar gruplarıdır. Burdaki bütün adamlık iddiaları büyük bir sis perdesinin içindedir ve hakikat aleminde bir karşılığı ise yoktur.

Son tahlilde elinden ve dilinden kimseye zarar gelmeyen ve canlı cansız tüm varlıklara karlı faydalı olan iyi niyetli insanların adamlık payesini elinde tuttuğunu söyleyebiliriz. İş üretmeyip laf üretenlerin yapıp ettiği herşeyle övünüp duranların, herşeyden bir menfaat umanların adamlığı ise tartışmaya açıktır.

Yazımı konuyla ilgili yazmış olduğum bir şiirle tamamlıyorum

Adam mı Deyim

Hileyle hurdayla oyun kurana

Söyleyin gardaşlar adam mı deyim

Kul hakkı yiyerek gezip durana

Söyleyin gardaşlar adam mı deyim

Kula kul olup kula tapana

Yaptığı her işte hile yapana

Hakkı bırakıpta şerre sapana

Söyleyin gardaşlar adam mı deyim

Çalarak çırparak zengin olana

Dönüp kör şeytana secde kılana

Milletin başını derde salana

Söyleyin gardaşlar adam mı deyim

Bayrağa yan bakıp vatan satana

Önüne gelene çamur atana

Helalin içine haram katana

Söyleyin gardaşlar adam mı deyim

Gıybetle yalanla kuyu kazana

İkilik çıkarıp yuva bozana

Gururla kibirle gezip tozana

Söyleyin gardaşlar adam mı deyim

Durmadan kalp kırıp hatır yıkana

Zeytinyağ misali üstte çıkana

Şu yalan dünyaya kazık çakana

Söyleyin gardaşlar adam mı deyim

Mehmet Baş