Milli değerlerimize düşman olan birtakım yazar ve çizerler, kasıtlı olarak kinlerini kusmak suretiyle, Sultan Adülhamid Hana karşı “vatan haini ve kızıl sultan” diye itham etmektedir. Hâlbuki o büyük insan, yıkılmakta olan bir devleti otuz üç yıl ayakta tutmayı başarmıştır. Elbette ki bu gerçekleri görmek istemeyenlere diyecek bir söz bulamıyorum.
 
Bu gün Atatürk’ü din düşmanı olarak gösterenler, onun Bursa Zağanos Paşa camiinde verdiği vaaz ve hutbeye ne diyecekler? Bu durum Atatürk’ün mürteci olduğunu mu gösteriyor? Olaylara at gözlüğü ile bakmayanlar bilirler ki, Kemalist’im deyip Atatürk’e düşman olanlar yok mudur?
 
Biz gerçekte Abdülhamid’i ne kadar tanıyabiliyoruz? İnsan ancak bilmediği şeylerin düşmanıdır. Mürekkep yalamış, mangalda kül bırakmayan kaç kişi Singapur'da Sultan Abdülhamit adına düzenlenen bir müzenin bulunduğunu biliyor? Belki de bu, dünyada onun adını taşıyan tek müzedir. Bu müzede Sultan Abdülhamid Han'ın yağlıboya bir tablosu yer alıyor. Singapurlu Müslümanlar bu müzeye karşı ayrı bir ilgi duymaktadır.
 
Sultan Abdülhamid, Kasım 1900 senesinde Singapur’daki Müslümanlarla irtibata geçmiş ve tefsir âlimlerinden Kadı Beydavi'nin Kuran tefsirini Malaycaya çevirtip onlara göndermiştir. Bu nedenle de Singapurlular İslam’a büyük ilgi göstermişlerdir.
 
Sultan Abdülhamid Han, Diyarbakır'ın Ergani ilçesinde bulunan Hükümet Konağını 1895'te, Saat Kulesini ise 1899'da yaptırmıştır.
 
Ne yazık ki, 1994 yılında Kültür Bakanlığı bu konağı "Ermeni kilisesi", kuleyi de onun "çan kulesi" olarak tescillemiş. Hatadan dönülmüş ama bugün bu eserler metruk vaziyettedir.
 
Sultan II. Abdülhamid Han 1908’de Çin’de Hamidiye Üniversitesini kurmuş, o dönemde burada önemli Müslüman bilim adamları yetişmiştir. Özellikle İmam Wang,  iki ülke arasında köprüleri kuran eğitmen olarak tarihe geçmiştir.
 
Wang,1906’da İstanbul’a gelmiş II. Abdülhamid Han tarafından çok sıcak karşılanmıştır. O dönemde Çin’de İslami eser bulunmadığı gerekçesiyle Wang’a binin üzerinde kitap hediye etmiştir.
 
 Wang, İstanbul’da Osmanlı eğitim sitemini inceleme fırsatını bulmuştur. II. Abdülhamid, İmam Wang’a Pekin’de bir üniversite açma düşüncesinden bahsedince Wang, bu konuda Sultan’a elinden gelen her türlü yardımı yapacağını ifade etmiştir.
 
Bu görüşmelerin ardından II. Abdülhamid Han, Pekin’e,  okul açmak için Muallim Ali Rıza Efendi ile Muallim Bursalı Hafız Hasan Efendi’yi gönderir. İmam Wang konuklarını Niujie Camii’ne götürür. Burada cemaate, bu Türk muallimlerin okul açma planını anlatır. O dönemde Niujie Camii Müslümanların buluşma mekânıdır. Çinli Müslümanlar bu caminin arka bahçesinde boş tutulan bir binayı onarırlar, Osmanlı bayrağının dalgalandığı üniversite seviyesinde bir okulun açılmasına karar verirler.
 
Tarih 1908, Dâru’l-Ulûmi’l-Hamidîyye (Pekin Hamidiye Üniversitesi) eğitim öğretime açılır. 1908’de açılan bu okulun kapısında artık Osmanlı bayrağı dalgalanmaya başlamıştır.
.
II. Abdülhamid Han adına Pekin Müslümanları Tarih ve Kültür Araştırma Bölümü Başkanı Yang Hai Haipeng, Hamidiye Üniversitesi’nin açılmasını mühim bir olay olarak değerlendiriyor. Çin kaynaklarına göre Hamidiye Üniversitesi  bugün hâlâ ayaktadır.
 
1908’in sonunda henüz bilinmeyen bir sebepten ötürü Türk hocalar Çin’den ayrılınca, üniversiteye bölgedeki Müslümanlar sahip çıkmıştır. Ancak 1949’daki Mao devriminin ardından kapanmış burası müzeye dönüştürülmüştür.
 
Yaklaşık 200 bin Müslüman’ın yaşadığı başkent Pekinde Hamidiye Üniversitesi şu anda devlet koruması altındadır.
 
6 bin metrekarelik alanı bulunan ve aynı anda binden fazla kişinin namaz kılabildiği Niuje Camii’nde bayram ve cuma namazlarında yer bulabilmek neredeyse imkânsız.
 
Cennet mekân Sultan Abdülhamid Han’ı rahmetle yâd ediyorum.