Bir gönül dostumun ifadesine göre “ Türk-İslam davasında taş olanlar, çileyle gardaş oldular ama alçaklara asla yoldaş olmadılar. İnançlarına bağlı, yüreklerinde hep vatan ve bayrak aşkı vardı.”
İnsanoğlu; küçücük bir soğanı soymakla gözler yaşarırken siyasiler neden meydanlarda başka  gerçek hayatta  başka konuşuyorlar. Bu riyakarlık toplumun psikolojisini bozuyor. Bu ülkede bir zamanlar devlet bakanlarından biri çıkıp,”Diyanet İşleri Başkanlığının bir kadastro memurundan farkı yoktur.”demedi mi?
Bu Cennet vatanda  devlet kuran,  bu uğurda can verip kan döken bu millet, tarihin altın sayfalarında  kalan adaletin, merhametin,  hoş görünün temsilciliğini yapmıştır.
Türkiye zor bir coğrafya üzerinde,” Ebet- müddet”  var olma, yok olma mücadelesi vermektedir. Herkes, kafasını iki elinin arasına alıp düşünmeli ve sorumluluğunu bilmelidir. Ne yazık ki, ülkemizde  yapılan ihtilaller, bu halkı iyice sindirmiş görünüyor.
Bütün bu gelişmelerden geçmiş hükümetlerinde vebali büyüktür. Özellikle çekiç gücün Türkiye’ye gelmesinde Süleyman DEMİREL’in mecliste büyük çabaları oldu. Aslında bölücü başı Apo’nun  idam kararını kaldırma işi, 1995 yılında Strasburg’da alınmıştı.
Terörü yaşayan ülkelerde idamın kaldırılması doğrumu dur, değil midir tartışılır. Neticede tanklarla cezaevine girme, meclis lojmanlarında teröristleri barındırmak gibi acı tecrübeler yaşamadık mı?. Ama  şu kesin olarak bilinmelidir ki, Türkiye hiçbir zaman  İran, Suriye, Filistin, Libya, Mısır, Irak, Afganistan olmıyacaktır.
Terörün arkasında uluslararası destek olduğu konusunda hiç şüphe yoktur. Anadolu kuşatma altına alınmaktadır. Kürtlere önce azınlık, sonra da devlet kurma yolunu açma çabaları  canı candan, teni tenden ayırmaya çalışıyorlar.
Dün Abdulhamid’e “ Kızıl sultan” diyen, sözde aydınlar ile, bugünküler arasına hiçbir  fark yoktur. Köşe yazılarıyla eşkıyaya, teröre, çanak tutup, milli ve dini değerlere çamur atanlar, Avrupa İnsan Hakları mahkemesinden medet umanlara diyecek hiç bir şey bulamıyoruz.
 Polis Teşkilatımız ve Türk Silahlı Kuvvetleri, her şeyin üstesinden gelecek güçtedir.. Dini bir, Kıble’si bir, peygamberi, Allah’ı bir olanları  bölmeğe kimsenin  gücü yetmeyecektir. Askeriyle, polisiyle, duyarlı halkıyla,  gerekirse yeniden “Kuva-i  Milliye” ruhuyla yeniden  şahlanırız, sahnedeki yerimizi alırız.
C.Allah Yar ve yardımcımız olsun.