13 MART 1899, Mustafa Kemal’in Harp Okulu’na girdiği, Harbiyeli olduğu tarihtir.
Büyük Önder’in eğitiminin tamamına yakın bir bölümü askeri okullarda geçmiştir.  Selanik Askeri Rüştiyesi (Ortaokul) , Manastır Askeri İdadisi (Lise),  İstanbul Harp Okulu ve Harp Akademisi. Mustafa Kemal’in kişiliği ve vatan konusundaki düşüncelerinin daha da olgunlaştığı Harp Okulu yıllarını Ata’nın ağzından dinleyelim:
“Sultan Hamit devri idi. Namık Kemal Bey’in kitaplarını okuyorduk. Bir gece Ali Fuat’ın yanına giderek Namık Kemal’in Vatan Kasidesi’nin teksirini verdim ve ezberlemesini istedim, yavaş sesle de;
’Felek her türlü esbab-ı cefasın toplasın gelsin. Dönersem kahpeyim millet yolunda bir azametten’ diye kasidenin bir parçasını okudum.”
“1901 yılında Harp Okulu’nun 3.sınıfında memleketin durumuna fevkalade üzülüyor, baştaki subayların buna bir çare bulacaklarına inanmıyorduk. Çare sadece Harp Okulu’ndaki adayların bir öncü subay olarak orduya katılıp bir kuvvet oluşturmasıyla olabilirdi.”
Mustafa Kemal Harp Okulu’nu Teğmen rütbesi ile bitirip 1902 yılında Harp Akademisi’ne girer. Henüz 21 yaşındadır. Ve akademi yıllarını yine Ata’nın ağzından dinleyelim:
“Akademi’de alışılmış derslere iyi çalışıyordum. Bunların dışında bende ve bazı arkadaşlarda yeni düşünceler belirmeye başladı. Yurdun yönetiminde de fenalıklar olduğunu görüyorduk.”
Ve bu düşüncelerle akademi öğrencilerine düşüncelerini anlatmak için el yazısı ile bir gazete çıkarmaya başlarlar. Sınıf içerisinde de ufak bir örgüt oluştururlar. Konuşmalar ve tartışmalar hep aynıdır:
“Bu memleketin hali nedir? Bu memleketin hali ne olacaktır? Vatan bizden hizmet bekliyor. Onun imdadına koşmalıyız arkadaşlar”
Koştular da… Vatanın imdadına koştular ve vatanı kurtarıp, Cumhuriyeti kurdular, Türk Gençliği’ne emanet ettiler…
***
Elimde bir kitap var; Gazeteci Mustafa Balbay’ın “Zulümhane” isimli kitabı. Silivri cezaevinde kaleme aldığı (teknolojiden yoksun bırakıldığı için elle yazdığı) kitabın 108. sayfasında Balbay, Harbiye’den derece ile mezun olan Kara Pilot Teğmen Mehmet Ali Çelebi’den özel olarak bahsetmiş ve savunmasının ilk sayfalarından birkaç paragraf aktarmış. Aynen alıyorum:
“Burası bizim için Silivri zindan değil. Albay Reşat’ın, Mehmetçiğin ve şimdi de bizlerin milletimizin namusu onuru ve bağımsızlığı için savunduğu Çiğiltepe’dir.
Buradan beni yetiştiren ve bu üniformayı bana lütfeden yüce Türk milletine, tüm silah arkadaşlarıma ve komutanlarıma sesleniyorum. Çiğiltepe kaybedilmeyecek! Gözünüz arkada kalmasın, burada biz varız. Burada Mustafa Kemal’in subayları, Türk milletinin askerleri var. Bundan sonra şehitler versek bile kaybedilmeyecek Çiğiltepe.
Bir akşam kendisine nazı geçenlerden biri Mustafa Kemal’e şöyle söyler:
-Düşünmelisiniz ki eğer ölürseniz, heykelinizi paramparça ederler. Yaptıklarınızın hiç biri ayakta kalmaz. Çok yaşamaya bakmalısınız.
Atatürk güler ve şu cevabı verir:
-Unutmayınız ki Mustafa Kemal’ler yirmi yaşındadır.
Ben Mustafa Kemal’i yetiştiren Harbiye mezunuyum. Biz Harbiyeliler her 13 Mart Ata’nın Harbiye’ye giriş töreninde apoleti 1283 okunduğunda ‘içimizde’ diye haykırırız. Bu kürsüden ettiğim askerlik yeminine, milletimin üzerimdeki emeğine, sevdiklerimin güvenine muhalif hareket etmemiş olmanın verdiği vicdan rahatlığı ile size şunu hatırlatmak istiyorum. Mustafa Kemal’in ruhu içimde. Ben bir Mustafa Kemal neferi olarak buradayım. Atatürk yaptıklarıyla biten bir insan değildir. O her kuşakta yeniden başlar. Mustafa Kemal mirası bizim için kocaman bir ikmal deposu, cephe yığınağıdır. Onun üniformasını taşıyorum. Türk milletini Mustafa Kemal adına selamlıyorum.”
Biz de buradan Mustafa Kemal’i ve onun ruhunu taşıyan tüm Mustafa Kemal’leri selamlıyoruz…
**
“Biz bir Ordu Millet’tik. Nice yüzyıllar önce, milletleşmeye ordulaşmakla başladık. Milletin en halsiz düştüğü ve ordunun en perişan bırakıldığı zamanlarda bile Ordu, kendilerine şanlı bir gelecek düşünen gençlerin hayalinde devletin, gene de en kutsal ocağı olarak yaşadı…” (Ş.S.Aydemir, Tek Adam Cilt:1/ S.53
**
Mustafa Kemal Atatürk, rahat uyu…
Mustafa Kemal’ler Çiğiltepe’de nöbette…
Türk ulusunun kurtarıcısı, modern Türkiye’nin kurucusu, en büyük Harbiyeli, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Harbiye’ye girişinin 112.yıl dönümü ulusumuza kutlu olsun!