Okullar  açıldı. Öğrenciler sınıflara öğretmenler okullara kavuştu. Öğrencilerimize başarılar Öğretmenlerimize kolaylıklar diliyoruz. Bu yıl okul zilleri çaldığında sorunların zilleri de çalmış oldu çünkü yeni bir eğitim sistemine geçildi. Sistem yeterince tartışılmadan uygulama başladı. Neler olacak süreç içinde göreceğiz.


 Konunun uzmanlarının bu bağlamda söyledikleri önemli uyarılar var. Süreç “yaşayalım görelim” ile geçiştirilecek bir süreç değil yaşanacak sorunların kalıcı etkisi olacağı kesin. O nedenle soruna ciddi anlamda her kesimin bir kez daha dikkatlice bakması ihtiyaç. Okullar açıldı, sistem yürüyor demek yerine sistemin açabileceği sıkıntılar konusunda uyarıları doğru irdelemenin yararı vardır.

 Okullar eğitim içindir. Eğitiminde içeriği çağdaş uygarlık seviyesine ülkeyi taşıyacak değerlerle buluşması ile olasıdır.

 Eğitim İş Sendikası Niğde İl Başkanı Timur Özkan, “Milli Eğitim Bakanı okullara işletme gibi bakıyor”  sözü önemle altı çizilmesi gereken bir durumdur.

 Eğitim ile ilgili kurumlar kuruluşlar uygulamanın yanlışlığı üzerinde durmakta uyarılar yapmaktadır.

 KESK-DİSK-TMMOB-TTB adına ortak basın açıklamasını okuyan Eğitim Sen Genel Sekreteri İsmail Hakkı Tombul  özetle “Eğitim herkesin eşit ve parasız ulaşabildiği sosyal bir hak olması gerektiğini,4+4+4, çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasına neden olacağını, İlk 4 yılın ardından, 9 yaşında henüz kendi yetenek ve yönelimlerini keşfedemeyecek bir çağda “mesleki eğitime” yönlendirilecek, erken yaşta işçileşmeye maruz kalacaklarını, 5 yaşındaki çocuklar zihinsel, fiziksel, sosyal ve psikolojik olarak ilkokula hazır olmadığını, aralarında 1,5-2 yaş farkı olan çocuklarımız aynı sınıflarda eğitim görecek, bu da gelişimlerini olumsuz etkileyeceğini.  30’ar kişilik sınıflarda okuması gereken çocuklarımız 70-80 kişilik sınıflarda okumak zorunda kalacaklarını, Laik ve bilimsel olması gereken eğitim, bu dayatma sonucu zorunlu hale getirilen din dersleri ile derin bir gericileşmeye maruz kalacağı, 4+4+4 öğretmenlere sürgün, norm fazlası, hak gaspları demek olduğunu, Veliler yine yüklü bir maliyetin altında kalacakları, bu ve benzer sorunlar ile 2012-2013 Eğitim-Öğretim yılının zilleri ile durumun derinleşeceğini söyleyerek, en başta milyonlarca öğrenci olmak üzere öğretmenler ve aileler için en sorunlu zil olarak çalmıştır. Daha ilk günden yaşanan sıkıntılar bu sorunun boyutlarını gözler önüne sermeye yetmektedir.”dedi.

Niğde  Eğitim –iş  Başkanı Timur  Özkan sistemle oynanması ve fiziki alt yapı oluşturulmadan yeni düzenlemeye gidilmesinin getireceği sorunlara dikkat çekti. Eğitim İş Başkanı Timur Özkan, yeni eğitim sistemine karşı çıkanlara yönelik suçlayıcı ve hedef gösterici açıklamalarında yanlışlığına vurgu yaptı. Başkan Timur Özkan, “ Bilimsel çalışmalar, 6 yaş öncesi çocuğun beynindeki bilişsel yapıların okul temelli akademik öğrenme için yeterli olmadığını ortaya koyarken, Bakanın 66 ay konusundaki ısrarını ‘bilimsel bir tercih’ olarak savunması da ilginçtir. Kaldı ki, UNESCO İstatistik Enstitüsü verilerine göre, dünyadaki 204 ülkenin 126’sında, yani ülkelerin yüzde 62’sinde, okula başlama yaşı 6’dır.”dedi. Anaokuluna gitmeden ilköğretime başlayacak olan çocukların yeterli bilişsel, duygusal, sosyal ve fiziksel gelişimi sağlayamadan ilköğretimde sunulan becerileri edinemeyeceğini vurgulayan Özkan, “ Bu yaş çocuklarının çoğu öz bakım gereksinimlerini bile kendi kendilerine karşılayamazlar. O nedenle renkli ve eğlenceli anaokulu yerine yoğun müfredatlı, kalabalık sınıflara mahkûm edilecek çocukların sonraki eğitim yaşantıları da derinden etkilenecektir. Uydurma rakamlarla kamuoyunu yanlış bilgilendiren Bakan, bu konudaki bilimsel verilere dayanan uyarılarımız nedeniyle bizleri yani eğitim uzmanlarını, sendikaları, demokratik kitle örgütlerini kargaşa yaratmakla suçlamaktadır. Gelmiş geçmiş Milli Eğitim Bakanları içinde öğretmen düşmanlığında, öğretmeni mağdur etmede, en öne çıkan Sayın  Ömer Dinçer, öğretmenlerin atama problemlerine de işletmeci zihniyetiyle yaklaşmış ve "Bir öğretmenin aylık maliyeti 3 bin lira, yıllık 36 bin lira. 33 bin öğretmenin yıllık maliyeti 1,1 milyar TL. Şimdi soruyorum Türkiye bu kadar zengin mi?” demiştir. Peki Sayın Bakan, Türkiye yandaşları zengin etme projeniz olan ‘Fatih’ projesinin maliyetini karşılayacak kadar zengin midir?” diye sordu.

Kısacası konunun bilenleri yanlış yapıyorsunuz diyor uygulamacılar bildiğimizi yaparız diyor süreci yaşayarak göreceğiz.