Sonbahar mevsimi sararan yaprakların salına salına dallarından düşerek yere serilmelerinin mevsimidir, yanında taşıdığı hüzün bulutları ve kışın habercisi olan sertleşen iklim özellikleriyle.

            Çoğu sıkıntı ve depresyonların alt yapısında duran bu mevsim birçoğumuz tarafından sevimsiz bulunur. Ama sonbaharın çok sevimli ve hayat veren bir yönü vardır ki bizler onu bu mevsimle özdeşleştirmeyi pekte akıl etmeyiz.

            Oysa sonbahar mevsiminin özdeşleştiği ana unsurlardan birinin okulların açılıp kentin cadde ve kaldırımlarının cıvıl cıvıl çocuklarla gençlerin doldurması olduğunu unuturuz nedense.

              Tıpkı şu günlerde olduğu gibi.

             Okullar açıldı ve Niğde’nin tüm cadde ve sokakları şenlendi. Bunlara birde üniversite öğrencilerinin katılmasını eklediğinizde, mecburiyet caddesi bir anda harcu-merc caddesi oluveriyor, yürekler yeni öğretim yılının heyecanıyla atan; çoluk çocuk, genç ihtiyar, büyük küçük herkesin.

            Sırt çantalarıyla okul yollarında, servis kapılarında, eğitim yaşamlarının onları geleceğe taşıyacak olması hesabıyla tırmanmaya çalışacaklar, hayata hazır olmanın merdiven basamaklarını. En az onlar kadar heyecanlı olan ebeveynler, dedeler, nineler, çocuklarının, torunlarının telaşlı hallerini yine aynı telaş ve heyecanla hissedecekler, yüreklerinin derinliklerinde. Ne de olsa öyle kolay olmayacak, hayata hazırlanmak.

            Yıllarca sürecek eğitim yaşamı; uykusuz geceler, kişisel gelişimi ve sınavları alt etme becerisini sağlaması beklenen özel kurslar, çalışmalar. Bunları ne kadar alır, ne kadar öğrenir, ne kadar desteklerse o kadar aşmış sayılacak, yaşam kavgasının çetrefilli yollarını.

              Daha dünmüş gibi hatırlarım birbirinin benzeri sonbahar aylarının okul başlangıçlarını, elimdeki çanta ve kitaplarımla.

             Sonbahar da tıpkı kendini kovalayan diğer mevsimler gibi o kadar çabuk geçti ki; sırtımızda taşıdığımız çantaları bile devrettik, kendi çocuklarımıza.

            Okul yollarında sevinç ve telaşla koşuşturmaktan, devrolduk hayatın gailesinin içindeki git gellere. Beklenen okul açılmaları şimdi yerini çocuğunuzun beklediği ve sizinle paylaştığı okul telaşına dönüşmeye başladı.

            Şöyle geriye dönüp baktığımızda bir adımlık mesafede olmayan geçmiş dahi, artık ulaşılmayacak kadar geçmiş, düşen sonbahar yapraklarının havada bıraktığı izler gibi.

           Okul yollarındaki telaşlarımızda yaşama tutunma çabamıza kadar var oluşumuzla bulunduğumuz hayatta bir gün geride kalacak, tıpkı şu an okul yaşantılarımızın geride kaldığı gibi.

           Artık çocuklarımızın doya doya daha içindeyken zevkle yaşamasına yardımcı olmaktan başka bir şey gelmiyor elden.

           Bir de yeni öğretim yılında tüm öğrenci ve çocuklarımıza zihin açıklığı dilemekten başka