Her derde deva olması, her damağa kendi doğallığı ölçüsünde uyması ve besleyici özelliğiyle çok farklı bir besindir bal.

Bir durumu ölçüsünde tanımlamak için ‘bal kıvamında’, bir insanı övmek için ‘bal gibi insan’ veya bir şeyi iyi manasında karşılaştırmak için ‘baldan tatlı’ deriz. Balı yapan arının çalışkanlığı ve disipline oluşu arı gibi çalışkan deyimini zihinlerimize yerleştirmiş, kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim de Nahl suresi 69. Ayet de “ onların karınlarından renkleri çeşitli bir bal çıkar ki, onda insanlar için şifa vardır. Şüphesiz ki bunda düşünen bir millet için, büyük bir ibret vardır.” denerek, bal nezdinde gereken mesaj verilmiştir.

Şimdi nerden çıktı bu bal kardeşim o kadar meraklıysan git bakkala çakkala al alabildiğin, ye yiyebildiğince lakin bizim ağzıma bir parmak bal çalmaktan vazgeç diyenleriniz olabilir.

Konunun çıkışı tamamen, Valimiz Sayın Kılıç’la makamında yapılan bir sohbet programı içerisinde geçince, yapılan işler ve benzetme arasında bağ kurmak açısından önem arz ediyordu.

Akkaya’nın son durumu neydi?

4000 kişilik öğrenci yurdunun tamamen Özel İdarece yapılacak ve bunun ülkemizde kaynak bulunması ve yapılandırılması açısından bir ilk oluşu, hem de 2015 – 2016 eğitim yılına yetiştirilecek olması, nasıl ve kimlerin emekleriyle başarılmıştı?
Ecemiş suyunun ilimize kazandırılmasıyla ilgili çalışmaların gerçeklik zemini var mıydı ?

Bolkar dağlarının kış turizmine kazandırılması ve dünyada sayılı en uzun kayak pistine çekilecek olan telesiyej hattı, Çiftehan termalinin etkinleştirilmesinin projelendirilmiş olması,  turizmi ve dolayısıyla ilimizi nasıl etkileyecekti?
Ve elbette bir havaalanımız olacak ve uçabilecek miydik?

Her biri ayrı bir başlık bir o kadar da saatler alacak konularda bu sütundan ahkam kesmem zor. Lakin devlet adamı ciddiyeti ve konulara vakıf olduğu kadar, hantal bürokrasi mantığının dışına çıkmayı başararak, laftan ziyade iş üretebilen anlayışı sadece benimseyen değil aynı zamanda uygulamaya döken Sayın Kılıç’ın yanından ayrılırken, şahsım adına birçok sorunun cevabını almış olmanın hazzı vardı.

Özellikle Akkaya ile ilgili eleştiri getiren biri olarak, Akkaya da ki arıtma tesisinin 400 litre arıtan potansiyelinin Niğde ye yeteceğinin DSİ kanallarınca rapor edilmiş olmasının yanıltıcı olduğu ve 6 ay gibi bir süreci heba ettiğini öğrenme olanağı buluyorduk. Daha sonraki çalışmalarla bu yanlışın tespit edilmesi sonucunun Niğde’ye tamamen bilimsel verilerle ve büyümesini de kapsayacak yeni bir arıtma tesisinin kazandıracağı müjdesini bizzat ilgili bakanlığın ağzından verildiğini Sayın Kılıç’tan duyuyorduk. 50 milyon (eski parayla trilyon diyelim) tl ye mal olacak projenin uygulama safhasına geçtiklerini ve 2 ay boyunca alınacak numunelerle ne tür bir arıtmanın kurulacağının araştırılması safhasındaydık. Bu aynı zamanda Akkaya’nın da kurtarılması oluyordu. Bundan sonrasında sulama için kullanılan barajda vahşi sulamanın dışına çıkılarak daha teknik sulamalarla Akkaya da düşen su seviyesinin korunması halinde, Niğde ve Üniversitesi, içinde su sporlarının yapılabildiği ve doğal ortamını korumayı başarmış gölüne kavuşmuş olacaktı.

İşlerin yürüme ve projeye döküp hayata geçirilmesi zaten tamam denilince, öylesine hemen olmuyordu…
Baro Başkanı sevgili Hüseyin Demirbilek, Niğde Hasretten sevgili Turan Uçan ile birlikte yapılan Niğde ile ilgili bu sohbet programı, hem Niğde Hasret hem de Bor Haber Net’ten internet üzerinden yayımlanacak. Konularla ilgilenenler açıklamaları bizzat Sayın Valimizden izleyebilecekler.

Haaa bu arada bal konusu ne oldu, bal oldu da eridi mi diyeceksiniz.

Balı arı da seviyor yiyor, ayı da seviyor yiyordu.

Ayı balı seviyor olsa bile; yese de yemese de oluyordu ama arı yemese ölüyordu.

Bu projelendirme işlemlerinde sürekli çalışıp çözüm üreterek sinerji yaratıp, Tüm Niğde’yi bu işlere katmayı nasıl başarabiliyorsunuz diye sorduğumuz özel sorumuzun cevabıydı, arının balı istemesi örneği…

Biz balı arı misali yiyemezsek öleceğiz mantığıyla istiyoruz ve öyle arzulayıp çalışıyoruz cevabını veren Sayın Kılıç’la, sohbeti sonlandırıyorduk.

Sahi bu arada…

Arı gibi çalışan bir Valinin Niğde kovanında, bal üretebilmede bizler üzerimize düşenleri yapabiliyor muyduk?..