Suriye, anayasa değişikliği ve başkanlık gibi konularla satırlarımı doldurmak istemiyorum. Bu konular, ülkenin ve Niğde’nin gerçek problemlerinin ve gündeminin tartışılmasını gölgelemekte ve problemlerin ötelenmesine sebep olmaktadır.
 
Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) geçen aylarda yayınlanan raporunda iller sıralamasını irdelediğim yazımda belirttiğim gibi, elli birinci sıradayız.(Burada Tıklayın)
 
KOP (Konya Ovası Projesi) ve Ahiler Kalkınma Ajansı bölgesel resmi grupları içerisinde yaptığımız incelemelerde de, en geri iki ilden biriyiz.
 
Bu sebeple Niğde için bu köşede aklımın erdiği gücümün yettiği kadar dürüstçe katkıda bulunmaya, doğruları söyleyerek hizmet etmeye devam edeceğim.
 
Niğde kalkınması için hayati konuların en önde gelenlerden birisi, TIP FAKÜLTESİ konusudur. Tıp Fakültesi açılması konusunda nüfus azlığı problemi en hayati konulardan birisi idi. Bu engel, üniversite rektörü Sayın Adnan GÖRÜR Beyefendinin kıvrak zekâ ve birikimi ile akıllıca savunularak, üniversite senatosunun da katkıları ile YÖK (Yüksek Öğretim Kurulu) tarafından ortadan kaldırıldı.
 
7 Haziran seçimlerinden iki gün önce, 5 Haziran 2015 Cuma günü Resmi Gazetenin 29377 no’lu sayısında yayınlanan 2015/7723 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Sayın Başbakan tarafından Tıp Fakültesi açılması müjdelendi.
 
Ancak bu müjdenin kağıt üzerinde ve sözde kalmaması için ivedi yapılması gerekenler vardı.
 
Birinci ve en önemli engel olarak görülen husus; anladığım kadarıyla Sağlık Bakanlığının, Niğde Devlet Hastanesinin geçici olarak müşterek kullanımına izin vermemesi imiş.
 
Bu engeli anlamak mümkün değil. Neden mi?
 
Kuruluş kararının altında Sayın Sağlık Bakanının da imzası var da ondan.
 
Siz kuruluş kararının altına bakanlık olarak uygun diyeceksiniz, sonra da o uygun görüşü ortadan kaldıran engelleme yapacaksınız. Bu, idare hukuku mantığına da uymaz siyaset etiğine de. Eğer bir sıkıntı varsa, o sıkıntıyı gidermeden olur imzası atılmayacaktı. O imza atılmışsa; o Bakanlar Kurulu Kararının uygulanması için gereken formalite ve işlemleri de yapmak, imzayı atanın sorumluluğu ve görevidir.
 
Bu konuda yerel resmi ve siyasi görevlilerin de Sayın Bakanın bu sıkıntıyı aşmasında yardımcı olmaları gerekir. Çünkü Niğde’nin potansiyelini yerel yöneticiler çok iyi bilirler veya bilmeleri beklenir.
 
Bu görev ise Niğde ekibine düşer. Mevcut hastane kullandırılmayacaksa; üniversite kampusu içerisine hemen yaptırılacak hastane bitene kadar, Niğde veya Bor’da üniversite çevresindeki başka bir hastane binası üniversiteye tahsis edilmelidir. Böyle bir hastane binası da yok mudur?
 
Daha sonra da ivedi olarak Başbakan ve Maliye Bakanının tasarrufunda olan çeşitli FONLAR kullanılarak, hemen TOKİ kanalı ile bir mevsimde kampus içinde yeni hastane binası ortaya çıkarılmalıdır. Benim aklıma gelen formül budur. Bu formülden daha hızlı başka formüller de mutlaka bulunabilir. Yeter ki bu konular üzerine de ciddi tarzda düşünülsün.
 
Aksi halde, 5 Haziran 2015 tarihinde ilan edilen Tıp Fakültesi açılması müjdesinden itibaren geçen on ay gibi, daha çok zaman kaybedeceğiz.
 
Ayrıca kent yöneticileri ve siyasi kadrolarla hizmetler konusunda son derece dengeli ve başarılı yaklaşımları olan Sayın Rektör ve üniversite kadrolarının, bu konudaki ciddi gayretlerinin de elle tutulur sonucunu almamız biraz zora girecektir. Hayırlısı.
 
Değerli okurlarıma iyi bir yatırım dönemi dileklerimi sunarım.