Müslüman’ın matematiği pek bizim bildiğimiz matematiğe benzemez. Bizim bildiğimiz matematikte 2’den 1 çıkarsa geriye 1 kalır. Fakat Müslüman’ın matematiğinde 2’den 1 çıkarsa geriye 10,100, 1000 gibi sayısız rakamlar kalmaktadır. Evet, Allah için verilen bir sadaka malı azaltmak yerine çoğaltmakta amel defterini sayısız sevapla doldurmaktadır. Sayıları aşan, kelimelerden taşan hakikat budur. Zaman ve mekândan ötede, madde kaydından azade bir bakışla baktığımız zaman bu hakikat bize kendini gösterecektir.
 
Müslüman’ın matematiğinde tüm sayılar kaynağını 1’den alır. O bir ki ezeli ve ebedi olan, doğmamış ve doğrulmamış olan, eşi ve benzeri olmayan, göklerde ve yerlerde ondan başka ilah olmayan Allah’tır. Onun birliğine hiçbir şey ortak değildir. Kâinatta ki büyük nizamın bu büyük döngünün her anında her noktasında bu birliğin bir tecellisi vardır.
 
Müslüman’ın matematiğinde 5 sayısı önemli bir sayıdır. Sabah namazı ile başlayan gün yatsı namazı ile biter. Gün içinde beş kere Allah’a yönelen Müslüman bu büyük ruh içtimasında kendisini yoktan var edenin huzuruna yönelerek kalbini dünyanın kesretinden tevhidin vahdetine eriştirir. Beş sayısı güneşin menzillerinden ruhun menzillerine doğru bir yol açar. Bu sayı ile Müslüman kendini avlamaya çalışan başka sayıların esaretinden kurtulur. Ayrıca İslam’ın şartı da beştir ve bu beş şart kişinin kalbine format atıp onu dünya kirlerinden arındırarak yüksek makamlara eriştirir. Bu beş şart Müslüman olmanın bir delili ve bir yansıması olarak turnusol kâğıdı gibidir. Dinin bina edildiği bu beş sütuna sahip çıkmayanlar kendi nefislerinin enkazı altında kalmaya mahkûmdurlar.
 
Müslüman’ın matematiğinde imanın esasları 6’dır. Amentünün esaslarını tam anlamıyla tasdik eden bir kişi mümin olma vasfını elde ederek sonsuzluk ticaretinde bitip tükenmez bir hazine elde etmiştir. İnanılması gerekenleri bilen bir yürek önüne sürülen sahteliklere hiçbir zaman kapılmayacaktır. Bunun için imanın altı esası bir kale gibi imanı koruyacak, iman sahibini bu dünya imtihanından yüz akıyla çıkacak kullar zümresine eriştirecektir.
 
Müslüman’ın matematiğinde sayılar alın teriyle kıymet kazanır. Alın teri dökmeden hile ile hurda ile yapılan işlere geçit yoktur. Bir mal yüzde bilmem kaç faizle alınıp satılmaz. İşçinin alnının teri kurumadan hakkı verilir ve kimsenin hakkı yenmez. Haksızlıkla biriktirilen mal ise sahibine cehennemde ateşten bir hediye olarak geri döner.
 
Müslüman’ın matematiğinde çoğu çıkartmalar toplamaya, çoğu toplamalar ise çıkartmaya eşdeğer durumdadır. Allah için verilen mallar bize fazlasıyla geri döner. Malının kırkta birini zekât olarak verenler bunun karşılığında malının kıymetini kat ve kat artırır. Allah çoğu zaman bir sevaba onlarca sevap verir. Müslüman’ın attığı bir adım kendisine iki adım olarak döner. Fakat hırs ile hile ile mal biriktirenlerin malı zahirde artsa bile hakikatte azalır. Keyfiyeti olmayan bu kemiyetten Allaha sığınmak gerekmektedir. Müslüman’ın matematiğinde mülkün gerçek sahibinin Allah olduğu unutulmadan herkes kendisine emanet edilenlerin hakkını verir.  Bu mesele komşusu açken tok yatanların anlayamayacağı kadar hassas ve derin bir meseledir.
 
Müslüman’ın matematiğinde bazı şeyler bölündükçe çoğalır. Bir ekmeği ikiye bölüp bir garibanla paylaşınca o ekmek binlerce ekmeğe dönüşür. Bir fakire verilen para eksilmez artar. Müslüman Müslüman’ın derdini bölüşünce o dert azalırken sevinç ve neşe çoğalır. Müslüman bencil değildir ve bölüşmeyi seven insandır. Nemelazımcılık yaparak kulaklarını tıkayarak gözlerini yumarak dünyaya bakmaz. Bunun için Müslüman’ın matematiğinde bir şeyden her şeye, her şeyden bir şeye doğru bir yol vardır. Her bölünme bir bütünleşmeye doğru gider. Güneşten yayılan her ışık dağıldığı yerde bizlere güneşi hatırlatır.
 
Müslüman’ın matematiğinde, aramızdan ayrılıp ahrete gidenler bizi azaltmak yerine bizi daha da çoğaltırlar. Bizim için eksilen sadece bedenleridir. Ruhları ise hala diridirler ve ölümden uzaktırlar.  Çünkü bizim matematiğimizde ölüm eksilme değil sonsuz hayata erişmenin bir kapısıdır. Çünkü dünya ahretin bir tarlasıdır. Bu tarlaya atılan can tohumları İsrafil aleyhisselam’ın Sur’a üflemesi ile yeşerecek ve tekrar dirileceklerdir.
 
Müslüman’ın matematiğinde 12 ayda 1 ay oruç tutmak açlığımızı tokluğa çağıran bir düğün gibidir. Ramazanın gelmesi ile birlikte ağzın gümrüğünü kapatıp kalbin gümrüğünü açan Müslüman, toprak kaynaklı besinler yerine gök tarlasından gelen kutlu besinlerle beslenmeye başlar. Ramazan ayı 30 kanadı olan bir kuş misali hanelerimize konarak her gün bir kanadını bırakır ve bu 30 günün sonunda bize bayramı bir hediye olarak verip gider.
 
Müslüman’ın matematiğinde tesadüfe yer yoktur. Her şey belli bir nizam ve düzen içinde yaratılmıştır. Kâinatta hiçbir şey tesadüfen var olmamıştır. Her şeyin yaratılışında bir hikmet vardır. Hiçbir şey kendiliğinden sudur etmemiştir. Elektronlardan, protonlardan başlayıp galaksilere kadar uzanan sistemde hep aynı elin mührü vardır. Kâinat her an yeniden var edilmekte her an ve her mekânda Allah’ın güzel isimlerinin tecellileri yansımaktadır. Bundan dolayı kâinatın hiçbir noktasında tesadüfe tesadüf etmek mümkün değildir.
 
Müslüman’ın matematiğinde azlıklar çokluk çokluklar ise azlığa dönüşür. Az yemek, az uyumak, az konuşmak Müslüman’ı ruhen büyütürken;  şöhret şiddet ve şehvet çıkmazına saplanmak ise Müslüman’ı esfel-i safilin derecesine düşürür. Esas büyüklük Allah katında olan büyüklüktür. Dünyanın verdiği makamlar ve rütbeler gelip geçicidir. Kalıcı olan en büyük rütbe kulluk rütbesidir.
 
Müslüman’ın matematiğinde sayılar niyetle anlam kazanırlar. Yapılan her işin arkasında esas olan niyettir. Amellerin niyetlere göre değer kazandığı ve tartıldığı bir terazi vardır. İhlâsla yapılan bir iş ihlâssız yapılan binlerce işten daha kıymetlidir. Başkalarına yaranmak ve gösteriş için yapılan amellerin kişiye bir faydası yoktur.
 
Az bir sadaka ile çok belaları def eden, bir damla gözyaşı ile cehennem ateşini söndüren, bir sevabına bin sevap yazılan bir dinin mensupları için sayılar birer vesile olup esas olan Allahın razılığıdır. Bunun için her dem şu dua ile Allaha yakarıp ona sığınır ondan yardım bekleriz.

 "ilahî ente maksudî ve rıdàke matlûbî " (Allahım, maksadım sensin ve talebim senin rızandır.)