Hayal kurmak ve onun peşinden koşturmak biz adem evlatlarını, insan yapan özelliklerimizden biridir.
Kimimiz hayalini gerçek boyutların üzerinde tutup sadece hayal kurmanın hoşluğunu yaşar, kimimiz ise kurduğumuz hayali hayata geçirmek için olabilecek şeklini zorlar ve hayata geçirmeye çalışır.
Hayal kurma ve satma konusunda en değme maceraperestleri bile yarı yolda bırakabilecek kabiliyete sahip olan ülkemiz siyasetçileri, asla rakip kabul etmeyen hayal satma becerileriyle; önce göz kamaştırıp, devamında zihin karıştırarak politika denen sahneyi süsleme becerilerini sergileyerek, iktidar denen gücü ellerinde tutmaya çalışırlar.
Hayal kurmakla suçladığım ve asla yapılamaz dediğim iki konuda Başkan Sayın Akdoğan’ın beni yanılttığını buradan itiraf etmek zorundayım.
Birincisi; Efendibey Kentsel dönüşüm projesinin hayal boyutundan projeye, oradan da gerçeklik boyuna ulaşacağına, asla ve asla inanmamıştım.
İkincisi; amatör ligden beri maçlarını üç beş seyirci arasında izlediğim Niğde’nin kendisini 2. Ligde temsil edecek bir takıma sahip olacağına, asla ve asla inanmamıştım.
Kentsel Dönüşüme; o kadar insanın ikna edilerek evlerinden ayrı tutulma koşullarının sağlanıp, devasa büyüklükteki uzun zamanlı bir projenin gerçekleşmesinin, Niğde ortamında imkansız olarak gördüğüm için, inanmamış ve hayal olarak nitelemiştim.
İkincisine; geçmişinde ciddi 2. Lig tecrübesi olmasına rağmen, futbol seyir ve heyecanını yitirmiş bir kentte bunu yeniden ateşleyecek şevk ve itici gücün, üstüne maddi imkansızlıkları katıp, yanına bana neciliğin doğurduğu ilgisizliği de eklediğimizde, asla ve asla yeniden canlanacağına, inanmamış ve hayal olarak nitelemiştim.
Günümüz realitesinde ise ufuk projesi olarak nitelenen kentsel dönüşümün, % 60’ı tamamlanan ve ortaya çıkan şekliyle hayal değil artık gerçek olduğunu görüyor ve izliyoruz.
Yine günümüz realitesinde amatör ligde sürünen bir futbol takımı olan Niğde Belediyesporun bu ismiyle 2.Lig Kırmızı grupta ilk beşi zorlayıp, PTT Ligine göz diken, stadı tıklım tıklım dolduran futbol takımı kimliğiyle, kente ayrı bir heyecan kattığını, hayal olmayan gerçekliğiyle görüyor ve izliyoruz.
Şimdi kimimiz; yok şu şu hizmetler yapıldı, eskiden şunlar bunlar yokken şimdi bunlar şunlar var diye neden daha fazlası yazılmadı diyebilecek…
Diğer bir kısım kimimizde; şu şu hizmetler eksik kaldı, şunlar bunlara şu bu da eklenebilirdi diye eksikliklere veya olumsuzluklara dikkat çekmek isteyebilecek.
Üzerinde asli olarak durmak istediğim belediyenin görev ve sorumlulukları değil. Zaten Başkanlık koltuğunda oturan her kim olursa olsun, bu asli görev ve sorumlulukları ve hizmet periyodunu devam ettirmek zorunluluğu ve zorluğuyla karşı karşıya.
Lakin siyasetçinin bazen sadece kendisinin inandığı toplum faydasına olan işlerde ardına bakmadan yürüyüp, inandığının arkasından gitmesi gerekir.
Yani anlayacağınız muradını inat yapıp, şevk ve hevesle ardını bırakmamalıdır.
Şimdi diyeceksiniz ki ne yani Başkan Akdoğan inatçımı?
Kentsel dönüşüm ve Niğde’yi temsil edecek bir takımın kurulmasında ki çizgiye baktığımız zaman…
Bu iki konunun genel seyri dışında, kişilik özelliği olarak tam bir tanım yapma hissim olmasa da…
Bu elzem iki hayalin gerçekleşmesi noktasında…
Evet…
Başkan Akdoğan İnatçı…

 
 
Editör: TE Bilişim