27 Mart gününün Dünya Tiyatro Günü olarak kabulünün hikâyesini aktarmadan evvel, bu günün akşamında (27 Mart) Ankara Ekin Tiyatrosunu “Memleketin Birinde”  adlı oyunlarını Niğde Kültür Merkezi sahnesinde biz tiyatro severlerle Dünya Tiyatrolar Gününde buluşturan kişi, kurum ve kuruluşlara teşekkür ederim.
 
 
     Gelelim günün nasıl tiyatro günü olduğuna. Bundan 48 yıl önce A.M. Julien adında bir Fransız vatandaşı tasarladığı ilginç tiyatro festivalini gerçekleştirebilme olanağını bulamasaydı bugün bir 27 Mart Dünya Tiyatro Günü'nden söz edilemeyecekti. A.M. Julien'in önayak olduğu bu girişim 1954 yılı İlkbaharında, Paris’te, deneysel çalışmalarını sergileyecek yabancı topluluklara açık bir festival olarak doğdu. Adı da şöyle kondu:
 
      "THEATRE DES NATİONS" (Uluslar Tiyatrosu).
 
       Fransa dışından çeşitli uluslardan davet edilen tiyatro toplulukları o yıl Paris'e geldiler ve çalışmalarını sergilediler. 1955 ve 1956 yıllarında yinelenen bu festival o denli başarılı oldu ve ilgi topladı ki 1957’de festivale resmi bir nitelik kazandırıldı ve sağlanan çeşitli olanaklardan yararlanılarak daha büyük boyutlarda uygulamaya geçildi. Nitekim 1957 yılı İlkbaharında Mart ayından Temmuz’a dek Paris’de "Sarah Bernhardt Tiyatrosu"nda birbiri ardından 16 topluluk 9 değişik dilde birbirinden başarılı oyunlar sergiledi.
 
       2500 yıllık bilinen geçmişi boyunca tüm insanların ortak bir anlatım aracı durumuna gelmiş;  dünya  halklarının birbirlerine yaklaşmalarında, birbirlerini anlamalarında değerli bir yer tutan tiyatro sanatının çağımızda, çağımız için yaşamak isteğini bir kez daha anlatmak; bu yaşamın vazgeçilmez unsurlarından biri olduğunu hatırlatmak; eğitici ve yükseltici görevini belirtmek; kültür gelişmesindeki değerli yerini unutturmamak amacıyla dünya tiyatro günü kutlamaları için gün araması yapılırken bu gün için bu amaçları uluslararası düzeyde 1954'den beri gerçekleştirmeye çalışan "Uluslar Tiyatrosu"nun açılış tarihi olan “27 Mart” günü oy birliği ile kabul edildi.
 
       İşte dünya ölçeğinde duyarlı tiyatrocular sayesinde yaygınlaştırılan dünya ölçeğinde kabul gören böylesi özel bir günde “günün mana ve önemine” cuk oturan bir tiyatro gösterimine katılacak olmanın sevincini okurlarla paylaşmak oyunu da tanıtmak istedim.   
 
     “Memleketin Birinde”    ( Ülkemiz dâhil dünyanın her hangi bir memleketi olabilir.) Birbirinden çetrefil, kurgulanmış oyunlarla çalkalanırken, Ankara Ekin Tiyatro sanatçıları tarafından bu görünmez oyunları görünür oyunlar haline getirme konusunda tüm gayretlerini gösteriyorlar.    Özelleştirmeler; sağlık, çevre, çalışma hayatı, siyaset, spor, kültür, sanat, hukuk, basın alanında akıl almaz çarpıklıklara tanıklık ederek bu tanıklıkları tiyatrosuyla seyircisine ulaştırıyor. Ankara Ekin Tiyatrosu kurulduğu günden bu güne ülkemizin derdiyle dertlenen bir tiyatro.
 
     Günlük yaşamda olduğu gibi, kültürel hayatımızda da tercihlerin, nereden yana taraf olmanın önemli olduğuna inanarak emek yoğun bir biçimde kendi mevzilerinden mücadele yürütüyorlar.  
 
     Son on yıldır pek de görülmeyen “Politik taşlamanın, eleştirel sanatın” kutup yıldızı olmaya devam eden Ankara Ekin Tiyatrosu popüler kültürün dayatmasına inat kendi seyircisini de oluşturarak politik tiyatro yapmaya, emekçilere ayna tutma görevine tüm olumsuzluklara rağmen devam ediyor.
 
     Ankara Ekin Tiyatrosu izleyenlerine şöyle sesleniyor:
 
   “Türkiye’nin her yerinde oyunlarımızla buluşan sadık tiyatro izleyicilerimize sesleniyoruz. Her yeni oyunda kendinizle birlikte, tiyatroya hiç gitmemiş bir kişiyi tiyatro ile tanıştırın. Tiyatroyla, sanatla daha çok insanımızı buluşturalım. Karanlıkla mücadelede en önemli silah sanattır; sanatta buluşan insandır.”
 
      Semih Çelek’in oyun için yazdığı ki aynı zamanda oyunun yazarıdır. Şarkı sözleriyle yazımızı tamamlarken, tiyatroya ama nitelikli tiyatroya gidin derim. Hepimize iyi seyirler.    
 
     “İki kalas’la bir heves
     Şu kubbede hoş bir nefes
     Misal ibret görenlere
     Şeytan bunun neresinde?”