Bilindiği gibi Niğde-Bor arasındaki 20 Km’lik yol aylar süren ve bir çok trafik kazası ve can kaybından sonra nihayet açıldı... Biz insanoğlu yol açılınca aylarca yaşanan sıkıntıları, kaybettiğimiz gencecik insanlarımızı bir anda unuttuk, gittik!.. Bunların üzerine sünger çekip, derinden bir “Ohh!..” dedik.. “Çektik, ama bütün sıkıntılarımıza deydi” der olduk…

Hoppala!..  Bir de baktık ki; geçen hafta yol yeniden kapandı!..  O uğruna milyonlarca Tayyip Lirası (kusura bakmayın  bilgisayarlarda bunun ikonu olmadığı için böyle dedik) döktüğümüz canım asfalta bir haller olmuş!.. Ardından da bir baktık ki iş makinaları kütür kütür o güzelim asfaltı, uğruna milyonlarca Tayyip Lirası döktüğümüz o canım asfaltı söküyor…

Bu garip duruma bir anlam veremedim. Gazetecilik merakım ağır bastı, Niğde’den gelirken indim çalışan işçilere; “Beyler neden söküyorsunuz? Daha yeni bu asfalt” diye sordum.  Bir tanesi hemen atladı; “Yok, yok sökmüyoruz!.. Asfalta cila yapıyoruz!..” deyiverdi. Dayanamayıp “Ne cilası kardeşim? Burasının cilası boyası bitmemiş miydi?” diye çıkıştım. Benim bu çıkışıma; bu sefer diğer  işçi dayanamadı “Yok cila değil bacım!..  Zeminde çökme oldu!.. Çöken yerleri yeniden asfaltlıyoruz!..” diyerek baklayı ağzından çıkardı.

“Peki kardeş; siz kimsiniz? Karayollarının elemanları mısınız?” sorumu ise;  “Yok biz şirket elemanıyız” diye geçiştirmek istediler. Ancak ben işin aslını öğrenmekte ısrarlıydım:  “Pardon hangi şirket?”

İşçiler birbirlerinin yüzüne bakıp, boyunlarını eydiler. Ben ısrarla üçüncü kez sorduktan sonra, bir tanesi kelimeleri ağzında eğip, yavaşça “Nalbantoğlu..” deyiverdi. Böyle bir şirket var mıdır, yok mudur; bilemem. Çünkü benim muhatabım ne şirket , ne de burada çalışan gariban işçiler!.. Bu işi, bu şirkete ihale eden Karayolları Bölge Müdürlüğü!..  Şimdi buradan yetkililere sormak istiyorum:

*Yeni yapılmış yolda meydana gelen çökmelerin nedeni dolgu, sulama ve sıkıştırmanın usulüne göre yapılmamış olması mı?

*Şu anda yapılan tamirat ve yamalama faaliyetleri çözüm mü?

*Altyapısı tamam olmayan bir yerde böylesi makyajlar geçici çözüm değil de nedir?.

*Bu yol ve diğer şerit yamadan sonra bir daha çökmeyecek mi?

*Yol üzerinde meydana gelen çökmelerin nedeni, üst yapı aşamasına geçmeden önce gereken testlerin yapılmaması mı?

*Bu sorun sadece yolun yapımını üstlenen müteeahit firmanın mı, yoksa çalışmaları sıkıca denetlemesi gereken kontrol makamının mı?
 

*Bu yolun yapımına kaç Tayyip Lirası  ödenek ayrılmıştır?

 

*Ödenek olarak ayrılan bu Tayyip Lirası’nın, ne kadarı firmaya ödenmiştir?

 

*Bu işten dolayı firmanın daha alacağı kalmış mıdır? Bu zamana kadar alacağı varsa kusur şüphesiyle bloke edilmiş midir?

 

Bir anda detaylı düşünmeden üst üste sıraladığımız bu soruları daha da çoğaltmak mümkün… Benzer bir olay da geçtiğimiz yıl Niğde Cumhuriyet Caddesi’nde yaşanmıştı!.. Gençlerin “Mecburiyet Caddesi” dedikleri Niğde merkezin bu görkemli caddesi, bir anda Saddam Hüseyin’in işgal öncesinde bombalanmış Bağdat’taki görüntülere benzer çukurlarla kaplanmıştı!..

Bunun üzerine Niğde Belediye Başkanı Faruk Akdoğan, bir babayiğitlik yaparak; “Biz bu işi beceremedik!..” demişti…

Başkaları bu işi nasıl beceriyor, bilemem!.. Ancak bildiğim bir şey varsa; bu “Niğde – Bor yolunu yaptık!..” diyenlerin bu işi çok iyi becerdikleri!.. Yol yapılmış.. kontrolü yapılmış.. çökmüş.. bir daha yama yapılmış!.. Varsın milletin Tayyip Liraları çar - çur olsun!.. Bu yoldan benim gibi geçenlere de yazıklar olsun!..  

Kalın sağlıcakla…..

  

 Şerife TÜRKEŞ KANAATBİLEN
 Yen i Yıldız Gazetesi
 Genel Yayın Yönetmeni 

 

 

 

 

Editör: TE Bilişim