Borhaber.net sitemiz çok okunan ve gündemi oluşturan bir site olunca Niğdeli hemşerilerimizin de gündemdeki konulara ilişkin çeşitli yazılarını ulaştırıyor. İşte yine bir hemşerimiz güzel bir yazı yazmış…
 
Mehmet Akif YAZICI  yazdı
 
 
İnsanın en güçlü hafızasının koku hafızası olduğu söylenir. Bu durumda Niğde’ye gelenler bir daha Niğde’yi hiç unutamayacaklardır. Beklide yetkililer şehrimiz unutulmaz bir şehir olsun diye işin üstüne gitmiyorlar. Şehrin üstünü sarar tüp kokusuna benzer o sinsi o alçak o kahpe koku hangi hafızlardan silinebilir ki. Nasıl ki Malatya kaysısıyla, Bursa şeftalisiyle meşhursa, Niğde’de bundan sonra kokusuyla meşhur bir ilimiz olacaktır.
 
Şaka bir tarafa şu Akkaya barajının kokusundan insan artık iyicene tiksinti duyuyor. Burayı bu hale getiren adamların hiç mi Allahtan korkusu yok acaba. Bu koku Niğde gibi güzel bir şehire hiç yakışıyor mu? Madem arıtma tesisini kimse çalıştırmak istemiyor, madem fabrikalar milletin sağlığını hiçe sayıyor öyleyse durmayın çekin alttan boruları taşıyın atıkları uzaklara. Kapatın Akkaya barajını. Bitsin bu kirlilik. Bitsin bu şehrin üstüne kâbus gibi çöken işkence.  Bu suyun en az on katı suyu arıtan belediyeler, tesisler var ve buralardan ne bir koku ne bir gaz yayılıyor. Burada ki asıl sorun bir arıtma sorunundan ziyade bir iyi niyet ve vicdan sorunu olarak durmakta.
 
Geçenlerde Bucakçayır’dan geçtim. Orda stadın arkasında ki boş çayırlığa inşaat artıkları ve moloz döküldüğünü gördüğümde memleketimiz adına gerçekten üzüldüm. Yeşil bir kilim gibi serili olan bu çayırlığı mahveden zihniyete açtım ağzımı yumdum gözümü. Bu memlekette hiç mi şehrini seven insan yok hiç mi taşın altına elini koyacak bir yetkili yok. Herkes bir nemelazımcılık hastalığına tutulmuş herkes birbirini yağlamakla meşgul.
Elin gâvuru yeşili artırıp korumaya çalışırken bizim insanımız nerde bir yeşil alan varsa mahvetme derdinde. Vallahi billahi gâvurlar şahadet getirse bizden daha kaliteli Müslüman olacaklar.
Dinimiz temizlik dini ama şehrimiz pislik içinde. Evet, kendi pisliğimizde boğulup kendi pisliğimizi arıtmaktan aciz insanlar haline geldik. İşimiz gücümüz gösteriş ile kibir olmuş. Kibirden milletin yanına yaklaşılmıyor. Herkes her şeyi en iyi şekilde biliyor zaten.
 
Unuttuğumuz şu ki, Müslümanlık sadece abdest namaz oruçtan ibaret değil. Kul hakkı yememek başkalarına eziyet etmemek Allahın yarattığı doğal dengeyi bozmamakta Müslümanlığa girer. Trafik kurallarına uymakta Müslümanlığa girer. Her tarafa inşaat yapıp şehri hacimsel olarak büyütmek gelişme değildir. Asıl gelişme sanatta estetikte bilimde olan gelişmedir. Utanmasalar tüm şehri kat karşılığı müteahhide verip bir köşeye çekilecek adamların arasında yaşıyoruz.
 
Niğde’nin Amas bağları, Tepe bağları, Bucakçayır mevkii ve Kayardı ne yazık ki inşaatlarla mahvediliyor. Şimdi de gözlerini Hançerli, Hamamlı, Kumluca ve Ferteğe diken inşaat baronları memleketin havasını suyunu kirletip üstüne üstlük birde para ve itibar kazanıyorlar. Şehir üç tane inşaatçının elinde oyuncak olmuş. Bir Allahın kulu bunlara dur demiyor. Herkes bu talandan memnun ne de olsa. Bedavadan alın teri dökmeden gelsin kat karşılığı daireler gelsin arazi “rant”ının meyveleri. Bu durumda kim bu tekere çomak sokabilir ki.
 
Bu şehri bu duruma getirenleri Allaha havale ediyoruz. Keşke şehrimizin insanları birbiriyle uğraşıp hasetlik yapmayı bıraksalar da birazda memleketleriyle ilgilenseler ne güzel olurdu.
 
 
Editör: TE Bilişim