Bor Belediyesi binasının önünde daha önceki dönem de yapılmış Türk Bayrağı ve altında “ Ne Mutlu Türküm Diyene” yazılı büyükçe levha vardı.
YORUM HABER
Belediye binasının dış yüzü yeniden tamir edildi, daha estetik bir hal aldı ancak, Türk Bayrağı ve “Ne Mutlu Türküm Diyene” yazılı levha tekrar asılmadı.
Oysa, bu levha kaldırılırken MHP’li Meclis üyelerine kaldırılan levhanın yerine tunçtan daha güzel, daha estetik görünümlü Türk Bayrağı ve “Ne Mutlu Türküm Diyene” şeklindeki Atatürk’ün sözünün asılacağı belirtilmişti.
Ancak bu güne kadar belediye binasının önünde tamirden sonra uygun yer bırakılmasına rağmen, söz verilen tunçtan levha asılamadı. Bina önünde boş bırakılan bu alana ne yazılacak? diye haber yapmıştık, okuyucularımızdan onlarca yorum gelmişti (Burada Tıklayın)
AKP’nin “ Türk, Türklük, Atatürk, Vatan, Milliyetçilik” gibi kavramları nasıl algıladığını, yada ayaklar altına alma, yok etme, silme gibi hedefleri olduğu zaten bolca söyleniyor, yazılıyor, çiziliyor, bu konuda aşağıda bazı haberlerden alıntılar derledik.
AKP’nin böylesi bir düşüncesi varken, AKP’li Bor Belediye Başkanlığı buraya bırakın “ Ne Mutlu Türküm Diyene” yazmayı, oraya Türk Bayrağı asacak düşüncesi bile olamaz, nitekim bu güne kadar da asılamadı.
AKP’li ve MHP’li bazı meclis üyeleri ile yaptığımız görüşmelerde aslında onlarda oraya söz verildiği gibi, tunçtan “ Ne Mutlu Türküm Diyene” yazılmasını istiyor. Ancak şunu da öğrendik ki, sadece MHP’li iki meclis üyesi bu konuda tavır koyup gündeme getirmiş, diğer MHP’li meclis üyeleri ve bu işte asıl takipçi olması gereken MHP ilçe başkanı ve yönetimi bu konu gibi bir çok konudan bi haber, bir kısmı “ al takke, ver külah” bir diğer kısmı da “Üç Maymunu” oynuyorlar.
Bu konuda bir büyük! sorun da anahtar konumunda olan daha önce BBP’den (yanlış okumayın BDP’değil) AKP’ye geçen bir meclis üyesinin MHP’’lilere hitaben "bırakın bu bayrak işlerini boş! işlerle uğraşıyorsunuz” tavrı imiş.
***************************************
AŞAĞIDAKİ BÖLÜM TAMAMEN ALINTIDIR...
Emir büyük yerden, yapacak-ları birşey yok
Dışişleri Bakanı John Kerry, daha önce hem kendisi, hem de Hillary Clinton tarafından kullanılan ’Türk halkı’ (Turkish nation/Turkish people) ifadesini ’Türkiye vatandaşları’ ifadesi ile değiştirdi.
Türkiye'de İmralı süreci devam ederken, ABD'den de çok önemli bir "açılım" geldi.
Hürriyet muhabiri Zeynep Gürcanlı, ABD DIşişleri Bakanı John Kerry'nin dün Dışişleir Bakanı Ahmet Davutoğlu ile yaptığı görüşme ile ilgili önemli bir detaya dikkat çekti.
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, daha önce hem kendisi, hem de selefi Hillary Clinton tarafından kullanılan "Türk halkı" (Turkish nation/Turkish people) ifadesini "Türkiye vatandaşları" ifadesi ile değiştirdi.
Kerry, "Türkiye halkı" ifadesini İstanbul'da dün Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile görüştükten sonra düzenlenen ortak basın toplantısında, üstelik tam da devam etmekte olan İmralı süreci konusundan bahsederken kullandı.
ANITKABİR DEFTERİ'NE "TÜRK MİLLETİ" YAZMIŞTI
Kerry, Amerikan yetkililerinin rutin olarak kullandıkları "Turkish people/Turkish nation" ifadesini de İstanbul'da düzen düzenlenen basın toplantısı sırasında hiç kullanmadı. Oysa ABD Dışişleri Bakanı olduktan sonra geldiği Ankara'da, Anıtkabir'e yaptığı ziyaret sırasında Şeref Defteri'ne "Türk milleti" yazmıştı. Kerry, Anıtkabir Özel Defteri'ne, "Bir asker, bir devlet adamı, bağımsızlığın ve eğitimin şampiyonu Mustafa Kemal Atatürk; Amerikan halkının temsilcisi olarak Türk milletine ve onun büyük liderine saygılarımı sunmaktan dolayı şeref ve gurur duydum" ifadesini kullanmıştı.
Kerry'nin Anıtkabir Özel Defteri'ne yazdığı mesaj
(Kaynak: ABD Dışişleri Bakanlığı internet sitesi)
CLINTON DA "TÜRK HALKI" İFADESİNİ KULLANMIŞTI
ABD'nin bir önceki Hillary Clinton da, gerek konuşmalarında, gerekse Türkiye konusunda yaptığı yazılı açıklamalarda, birçok kez "Türk halkı - Turkish people" ifadesini kullanmıştı.
Clinton, Türk savaş uçağının Suriye tarafından düşürülmesi olayının ardından yayınladığı yazılı taziye mesajında, "ABD, Türk hükümetine güçlü desteğini ve bu olay çerçevesinde Türk halkı ile dayanışma içinde olduğunu bir kez daha teyit eder" ifadesini kullanmıştı.
***************************************
3 yıl TC vatandaşı olmak için bekledi ilk icraati ise!..
Sağlık Bakanı Müezzinoğlu, 3 yıl vatansız yaşadı ve TC vatandaşı olabilmek, TC kimliğini alabilmek için bekledi. Şimdi ise Bakanlık birimlerinden TC kısaltmasını kaldıran isim oldu.
Eskiden Yunan vatandaşı olan Batı Trakyalı Türk, Mehmet Müezzinoğlu , Meriç nehrini yüzerek Türkiye’ye iltica etmesinin ardından, 3 yıl vatansız olarak yaşadı ve TC vatandaşı olmayı bekledi. TC nüfus cüzdanı almak için bekleyen Müezzinoğlu, şimdi ise bakanlığının birimlerinden Türkiye Cumhuriyeti anlamına gelen TC kısaltmasını kaldıran isim oldu.
Gazeteport’un haberine göre; Sağlık Bakanlığı birimlerinden TC kısaltmasının kaldırılması tepkilere neden olurken, Bakan Müezzinoğlu, ”Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı” ibaresinin devam edeceğini belirtti ve ”Ama onun altında ’İstanbul Ümraniye Kamu Sağlığı Hastanesi’ derken, ayrıca TC kullanılmasının bir mantığı yok” dedi. Müezzinoğlu, hastane ve bakanlığa bağlı kuruluşların, Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı’nın kurumsal yapısı altındaki kurumlar olduğunu belirterek, ”Kurumsal yapımız bu şekilde devam edecek” dedi.
3 YIL TC’Yİ BEKLEMİŞTİ
Gümülcine doğumlu olan Müezzinoğlu, ilk ve ortaokulu doğduğu yerde bitirmiş, 1971’de İstanbul’a gelip lise tahsili yapmıştı. Başbakan Erdoğan ile okuduğu İmam Hatip Lisesinde arkadaş oldu. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesini 1982’de bitirdi ve Batı Trakya’ya döndü. Ancak Yunanistan’ın asimilasyon politikaları nedeniyle mesleğimi yapamadı.
13 Ağustos 1983 günü Meriç nehrinden Türkiye’ye geçen Müezzinoğlu, 25 dakika süren ve hayatını değiştiren bu süreci ‘’Anavatana gitmek için riskleri göze almıştım. Doğduğun, büyüdüğün ülkeden ceketini alıp da başka bir ülkeye gitmek çok zordu, ama Anavatan Türkiye’ydi’’ diyerek anlattı.
Türkiye’ye iltica eden ve İstanbul’da 3 yıl ‘’Haymatlos-Vatansız’’ olarak yaşayan Müezzinoğlu, bu süre içinde TC vatandaşı olmayı ve TC nüfus kağıdını bekledi. 1986 yılında da TC vatandaşı oldu. 27 yıl sonra ise Sağlık Bakanlığı koltuğundayken bakanlık birimlerinden TC kısaltmasını kaldıran isim oldu.
SALDIRI MI VAR?
TC kısaltmasının kaldıılmasına tepkiler de sürüyor. 10 milyon kişi facebook profilinin başına TC eklerken, MHP Grup Başkancekli Oktay Vural da, ‘’Burası Türkiye Cumhuriyeti devleti. Ziraat Bankasından çıkartılıyor, Sağlık Bakanlığından çıkartılıyor. Bayrağımıza, Cumhuriyetimize yönelik bir kampanya mı var, saldırı mı var? Bunun gerekçesi nedir? Burası Türkiye Cumhuriyeti devletidir’’ dedi.
*******************************************
Liselerde Atatürk rozeti gerilimi
İlköğretim ve lisede kıyafet serbest bırakıldı, öğrenciler arasında ayrışma başladı
Bağcılar İbni Sina
Bağcılar İbni Sina
Türbanla
*************************************
TC'den sonra Atatürk'ün resmi de meclisten kaldırıldı
Meclis Basın koridorunda yer alan Ünlü ressam Yaşar Çallı'nın"Atatürk'ün 23 Nisan 1920'de ilk meclis açılış konuşmasının resmedildiği tablo"restorasyon nedeniyle yerinden kaldırıldı.
Tablonun büyüklüğü nedeniyle salondan çıkarma sorununu da ressam Yaşar Çallı çözdü. Çallı öncelikle yaptığı tablonun çerçevesinden çıkartılmasını istedi. Daha sonra basın koridorunda basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Çallı, "Resmimi önce bir elden geçirmem gerekiyor. Bunun için mecliste bir atölye çalışma mekanı verdiler bana. Resmin bakımını yaptıktan sonra mermerli salon olarak bilinen kabul salonunda yer alacağını ve sergileneceğini söylediler. Onun için çalışmalara başlayacağım" dedi.
*************************************
Türk bayrağını indirdiler!
Adana'nın simge meydanındaki Türk bayrağını indirip, belediyenin logosunu koydular.
İmralı süreci tartışmalarıyla devam ederken, durumdan vazife çıkaran iktidar yandaşları da akıl almaz işler yapıyor. Adana Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Zihni Aldırmaz Türkiye Cumhuriyeti yazılarının devlet kurumlarından kaldırılmasından esinlenip Türk Bayrağını sansürledi. Bayrak yerine Büyükşehir Belediyesi logosu yerleştirerek büyük tepki çekti.
Adana’da önemli toplantı ve gösterilerin yapıldığı Uğur Mumcu Meydanı’nın ortasına çiçeklerle bezenmiş bir platform yaptıran Büyükşehir Belediyesi platformun üstüne de Türk Bayrağı yerleştirmişti. Gece etkinliklerinde de platformun üzerinde özel ışıklandırma ile Ay-Yıldız motifi işlenmişti.
Aldırmaz’ın talimatıyla bayrak kaldırılıp yerine belediye logosu yerleştirilmesine vatandaşlar tepki gösterdi. Bunun üzerine Aldırmaz, açıklama yapmak zorunda kaldı.
Aldırmaz tepki çeken uygulamayı şu sözlerle savundu:
“Uğur Mumcu Meydanı’ndaki kavşakta bulunan 2 bin 700 saksıdan oluşan kulemiz yıllardır Adana’nın görsel güzelliğine hizmet etmektedir. Söz konusu kulenin tepesinde ise günün, haftanın ya da ayın önemine binaen figürler yerleştirilmektedir. Bu uzun süredir yapılan rutin bir uygulamadır. Zira halihazırda çiçeklerden oluşan ağaç kulemizde bulunan Adana Büyükşehir Belediyesi logosu 23 Nisan’da zaten Türk Bayrağı ile değişecekti.”
*****************************
Diyanet yetkilileri 'Türk' ve 'Atatürk' ifadelerini hutbelerden kaldırdı.
Ulu Önder’in kurduğu Diyanet de açılıma uydu. Kurum, hutbelerinden Ata’yı ve Türklüğü sildi.
Camilerde okutulacak hutbeler, Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün onayından geçirilir.
18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi’nin yıldönümü nedeniyle her yıl okutulan hutbelerde, Atatürk ve Türk Milleti’nin kahramanlığından söz edilirdi.
Ancak 2012 ve 2013 yılındaki hutbelerde, dünyada eşi benzeri görülmemiş bir savaştan galip çıkan Türk Milleti ve Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’e yer verilmedi.
*****************************
Milliyetçiliği Savunmak Suç Oldu
Vali Yardımcısı “Türk Milleti bölünüyor. Milliyetçilik ayaklar altına alındı” diye isyan etti. Hemen ifadesi alındı.
Yaklaşık 25 yıldır kaymakam, vali yardımcılığı görevlerinde bulunan Samsun Vali Yardımcısı Mesut Taner Genç, BDP heyetine Samsun’da gösterilen tepkilerle ilgili de twitter’da “Milliyetçiliği ayaklar altına aldık diyenlerin ayaklar altına alındığının ispatıdır” diye yazdı. Bu sözleri nedeniyle İçişleri Bakanlığı tarafından Genç hakkında idari soruşturma başlatıldı. Bakanlık, olayın incelenmesi için iki müfettiş birden görevlendirdi. Müfettişlerin Samsun’a geldiği gün hastanede operasyon için bekleyen Genç’in ifadesi hastane odasında alındı.
Müfettişler attığı tweetleri sordu
Genç, müfettişlerin “Bu tweeti siz mi attınız?” sorusunu şöyle cevaplandırdı: “Evet ben attım. Ben, BDP’lilerin milli tansiyonu yükselttiğinden yakındım. Ön plana çıkardım. Samsun’da yaşlı kadınından, hamilesine kadar herkes BDP heyetinin gelişine tepki gösteriyordu. Milli hassasiyetle yükselen milliyetçilik vardı. Ben de milliyetçiliğin Samsun’da göklere çıkarıldığını, milliyetçiliğin ayaklar altına alınamadığını, bunları söyleyenlerin ayaklar altında kaldığını yazdım.”
*****************************
Köşe Yazarı Mehmet Saral'ın yazısından bir bölüm
Mehmet Saral Şehit Hüzeyin'in hikayesinden yola çıkarak zorlaya zorlaya da olsa ''Maraş'ın Kahraman'ı Kaldırılsın'' diyerek Hükümetin Açılım politikasını eleştirdi.
90 yıl sonra Türklerin kurduğu Cumhuriyetin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, yenemediği PKK’yla anlaşmak için “Milliyetçilik ayaklarımın altındadır” dedi.
*****************************
Batman'da "Ne mutlu Türküm diyene sözü" kaldırıldı
Batman Cumhuriyet Meydanı'nda bulunan Atatürk Heykeli'nin kaidesindeki, 'Ne mutlu Türküm diyene' yazısı, iki gün önce sökülerek yerine, 'Yurtta sulh cihanda sulh' yazısı takıldı.Bu değişiklik Batman' da hükümetle İmralı arasında yürütülen 'çözüm sürecinin ilk uygulaması' olarak değerlendirildi.
Batman kent merkezinde yaklaşık 30 yıldır Atatürk Heykeli kaidesinde bulunan, Ulu Önder'in 'Ne Mutlu Türküm diyene' vecizesi, 2 gün önce söküldü. Cumhuriyet Meydanı'nın sembollerinden olan heykelin kaidesindeki Atatürk'ün 'Ne Mutlu Türküm Diyene' sözünün yerine 'Yurtta Sulh Cihanda Sulh' sözü yazıldı. Yeni yazıyı görenler bu değişikliği, Çözüm sürecinin Batman'daki yansıması olarak değerlendirdi.
Cumhuriyet Meydanındaki Atatürk Heykeli kaidesindeki vecizenin değiştirilmesiyle ilgili Batman Valisi Yılmaz Arslan, konu ile ilgili Batman Belediye Başkanlığı'ndan bilgi alınmasını istedi. Belediye Başkan Vekili Serhat Temel ise, anıttaki yazının sorumluluğunun Belediyede olmadığını, kendilerinin sorumluluğunun sokak ve cadde isimlerinin değiştirilmesinde olduğunu ifade etti.
Batman'ın en merkezi yeri Cumhuriyet Meydanı'nda bulunan Atatürk Heykeli'ndeki 'Ne Mutlu Türküm Diyene' vecizesini hangi kuruluşun ya da kimin değiştirdiği net olarak öğrenilemedi.
*********************************
Ve AKP tüzüğünden "Türk" sözcüğünü çıkarıyor
Bu da oldu...
AKP artık "Türk" adını duymak istemiyor.
Tüzüğünü de değiştirmeye karar verdi.
Çünkü: AKP içinde de “Türk Milleti ve Türk kavramını tüzükten ve programdan da çıkaralım” tartışması başladı.
Partideki bazı yöneticilerin, AKP tüzüğünün 4. Maddesi'nde yer alan ve ayrıca “Temel Amaçlar” bölümünün, “4.1-4.2-4.11” maddelerinde bulunan “Türk Milleti ve Türk” sözcüklerinin de değiştirilmesinin uygun olacağını görüşünü savundukları öğrenildi.
Yapabilirler mi?
Neden olmasın, çünkü, AKP, Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na sunduğu metininde Anayasa’dan “Türk Milleti” kavramı çıkarılmış, bunun yerine“Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığı” tanımını getirmişti.
*********************************
Kürt sanatçı Şivan Perwer Radikal Gazetesi Raportajından
Arınç : Gel Mevlanamız ol
Perwer, geçtiğimiz yılın başında Bülent Arınç'la yaptığı görüşmeyle ilgili detayları da anlattı. Arınç'ın da aslının Kürt olduğunu belirten Perwer, Arınç'ın kendisine "Gel, Mevlanamız ol!" dediğini söyledi.
Bir buçuk yıl kadar önce Bülent Arınç'la görüştüğümde beni nasıl da ağır suçladılar. Oysa sadece sohbet etmiştik.
"NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE" BİR AN ÖNCE KALDIRILMALI
Neler konuşmuştunuz?
Adamcağız beni 15 dakikalığına görmek istemişti. Ben de kabul ettim. Görmeye gittim. Ne de olsa devletin hizmetinde biri. Devlet adamı. Hükümette. Görüşüp kendisine görüş ve önerilerimi söyledim. Şimdiye kadar niyetlerine destek verdiğimi, referandumda evet dediğimi, doğru bulduğum politikalarını övdüğümü ancak artık savaşın bitirilmesi gerektiğini söyledim. Kürtlere karşı savaşın bitirilmesi gerektiğini söyledim. Diğer taraftan Kürdistan dağlarına yazılan 'Ne Mutlu Türküm Diyene'nin bir an önce kaldırılmasını söyledim. Kürtlerin onurlu bir halk olduklarını, 20-25 milyonluk bir halkın bu çağda kabulünün imkânsız olduğunu söyledim.
ÇOCUKLAR TAŞ DA ATABİLİR KAFA DA KIRABİLİR
Peki, o ne dedi?
Dedi ki: "Doğrudur. O sözler eski döneme ait sözler. Aşılacak". Kürt halkı üzerinde baskının olduğunu söyledim. Bu zulmün sonu gelmeli dedim. Alenen Kürt çocuklarının kolları kırılıyor. Artık bu zalimliğe son vermek, polislerin terbiye edilmesi gerekir dedim. Ancak o zaman çözüm gelir. Kaldı ki çocuklar taş da atabilir, kafa da kırabilirler. Hoşgörüyle bakmak gerekir. Sonra nerede hangi Türk, nerede hangi Kürt var konuştuk. Sohbet iki saat sürdü. Daha da bırakmadı. Dedim ki sen de Siirt'ten gelmişsin, aslın Kürt'tür ve adının anlamı da 'Bilind-Yüksek'tir dedim.
Tepkisi ne oldu?
Hiç, hoşnutsuz bir şey söylemedi. "Olabilir, olabilir... Ben oradan geliyorum" dedi. "Ayrıca bugün artık sistem olarak herkesi kucaklamak istiyoruz" diye ekledi.
AK Partili vekilin “Ne Mutlu Türküm Diyene“ itirazı
Ak
AK Parti Diyarbakır milletvekili Mine Lök Beyaz'dan çok tatışılacak bir çıkış...
Habertürk'e
NE
"Benim dedelerim Sarıkamış ve Çanakkale savaşlarında şehit oldu. Biz Diyarbakır'ın yerli ailesiyiz. Kürtler ve Diyarbakırlılar bu
Camiden TÜRK adı Siliniyor
İstanbul’un kurtuluşu nedeniyle asılan mahyalardaki “Türk” sözcüğüne alerji duyanlar, apar topar ışıkları söndürdü.
Sonunda bunu da gördük
TÜRKİYE, AKP devrinde bir skandala daha tanık oldu. İstanbul’un kurtuluşunun 86. yılı kutlamaları çerçevesinde camilere asılan mahyalar, “Ne mutlu Türk’üm diyene ifadesi, bölücülüğe yol açabilir” işgüzarlığıyla alelacele kaldırıldı.
Müftüden garip açıklama
BÜYÜK ilgi çeken mahyaların kaldırılması ortalığı karıştırdı. İstanbul Müftüsü Mustafa Çağrıcı, sorular üzerine ‘vatandaşlardan mahyaların kaldırılması yönünde telefonlar aldıklarını, bu yüzden devreye girdiklerini’ ifade etti.
Türk ordusuna tahammül yok!
KALDIRILAN mahyalardan biri de güçlü Türk ordusuna yönelikti. Bu mahyanın kimlerde, ne gibi bir rahatsızlık yarattığı malum! Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ, Zafer Haftası mesajında “Güçlü ordu, güçlü Türkiye” mesajı vermişti.
Her taşın altında Gül’ün adı var
AKP’nin tüm Türkiye’yi tedirgin eden girişimlerinin ardında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün izleri, belirgin biçimde öne çıkıyor.
* “Ne mutlu Türk’üm diyene” sözünü her yere yaza yaza, Türkiye aslında ilkel bir hale döndü. (RP’den vekil, 1992)
* 6 Eylül 2008’de oynanan Ermenistan-Türkiye maçı için Erivan’a giden Gül, AKP’nin Ermeni açılımını başlattı.
* Kürt sorunu ile ilgili iyi şeyler olacak. Ortada tarihi bir fırsat var. Bu fırsatı kaçırmamalıyız. (Mart 2009)
Bayrak serbest millet mi yasak!
DİYANET, daha önce camilere bayrak asılabileceğini açıklamıştı. Milleti temsil eden bayrağa izin çıkarken, Türk’e gelen ‘veto’ kafaları karıştırdı.
“Milletin başına belâ olan kuvvetler!”
Yedi bin yıllık tarih boyunca sel gibi Türk kanı dökülerek vatan yapılan bu topraklarda, “Ne Mutlu Türküm diyene - Milli Birlik esastır”, “Önce vatan” gibi sözlerin, kurtuluş gününde İstanbul camilerine mahya olarak asılması bile “Tarihi camilere ideolojik mahyalar” veya “Irkçılık camilere taşındı” diye yorumlanabiliyor. Bu tablo gösteriyor ki açılımın maksadı bir etnik gruba hak sağlamak değil, Türklüğü Türk vatanında boğmaktır!
* Arslan BULUT
************************************
Cemaat platformunda “Türk”ün adı silindi!
Abant Platformu sonuç bildirgesinde, “Hiçbir resmî belgede, Türk vatandaşlığının sosyolojik tanımının olmaması, devletin, üst kimlik tasarlama girişiminde bulunmaması” önerildi
Fethullah Gülen’in Onursal Başkanı olduğu Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı tarafından düzenlenen 28. Abant Platformu’nun sonuç bildirgesinde “Türk vatandaşlığının” sosyolojik tanımının her türlü resmi belgeden silinmesi önerildi. 27 maddelik sonuç bildirgesinde, kimlik tartışmaları, AB müzakere süreci ile yeni anayasa çalışmalarıyla ilgili tespit ve çözüm önerilerine yer verildi. Kimlik tartışmaları konusunda “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı kavramı üzerine odaklanılmalıdır” teklifi getirilen bildirgede, “Türkiye’nin, farklı mezhep, din ve etnisiteleri içeren fakat bunlarla sınırlı olmayan çok kültürlü yapısı, devlet ve toplum tarafından tanınmalıdır” denildi, yerel nüfusun talebi halinde yer isimlerinin orijinal haline iade edilmesi gerektiği belirtildi.
Üst kimlik tanımı
Bildirgenin ilk cümlesinde “Türk vatandaşlığı” ile ilgili olarak “Hiçbir resmî belgede, Türk vatandaşlığının sosyolojik bir tanımı olmamalı. Bunun yerine, sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı kavramı üzerine odaklanılmalı” ifadeleri kullanıldı.
**********************************
Badana bitti cumhuriyet gitti
Konak Kaymakamlığı binasının dışında Atatürk'ün sözleri yazılıydı. Sol üst köşesinde ay - yıldızlı bayrağımız yer alıyordu. İzmirliler kendilerini bildi bileli o yazı orada yer alıyordu. Demek ki birilerini rahatsız etti.
Cumhuriyet'ten rahatsız olan kişiler tadilatı fırsata çevirdi. Atatürk'ün sözünü, imzasını ve bayrağı duvardan sildi. İzmir'de bile bunlar oluyorsa, varın diğer yerleri siz düşünün. Bakalım valilik ne diyecek.
Konak Kaymakamlığı binasının deniz tarafına bakan kısmında 15 yıldır yazılı olan ‘Cumhuriyet Fazilettir’ sözünün yapılan tadilat sonrası yerine yeniden asılmamış olması hem medya hem de İzmirliler tarafından büyük tepki görmüştü.
İzmirlilerin ardından yaklaşık 2 hafta sonra bugün öğlen saatlerinde‘’Cumhuriyet Fazilettir’’ yazısı İzmir Büyükşehir Belediyesi İtfaiye ekipleri tarafından yerine monte edildi.
*********************************************
Adında ”Türk, Türkiye ve Cumhuriyet” kelimesi bulunan şirketler, ”İsminizi değiştirin” diye uyarılıyor. Habertürk, Kanaltürk gibi TV kanalları, Cumhuriyet Sucukları gibi şirket isimleri yasaya aykırıymış…
Tebligatta yasanın ilgili maddesi hatırlatılarak, ‘’Unvanınızda bulunan ibarenin kaldırılması gerekmektedir. Beş iş günü içerisinde, gerekli tadil ve ortaklar kurulu karar suretini müdürlüğümüze tescil ettirerek, unvanınızı değiştirmeniz gerekmektedir. Aksi taktirde, Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulacak ve hakkınızda işlem yapılacaktır’’ denildi.
************************************
Ata ve Türk alerjisinde son nokta!
“Kaşıma!” dediler
KONYA’daki Kulu Lisesi’nde yaşanan inanılmaz skandalın ardından harekete geçen CHP İlçe Başkanı Vahdettin Yücel, “Şikayet dilekçesi verdim, sonuç çıkmadı. Konu çok hassas. Suç duyurusu yapacağım. ‘Olayı kaşıma!’ dediler ama vazgeçmeyeceğim” dedi.
Faili meçhul gibi!
CHP’nin MYK üyesi Hüseyin Karakoç da skandalın unutturulmasına izin vermeyeceklerini açıkladı: Konuyu kaymakamlığa, valiliğe ve Milli Eğitim’in ilçe müdürlüğüne taşıdık. Resmi makamlardan hiçbir açıklama gelmedi. Ancak olayın peşini bırakmayacağız.
Sonunda bu da oldu!
Konya’da Kulu Lisesi’nin ön cephe duvarında yer alan dev boyuttaki Atatürk resmi ile “Ne mutlu Türküm diyene” sözlerinin üzeri boya ile kapatılarak küçültüldü. Bu durum CHP ve MHP’nin büyük tepkisine yol açtı.
**********************************
AKP’nin Türklüğü bitirdiğinin itirafıdır!
AKP İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşcu’dan çok tartışılacak açıklama: İktidarımızdan önce Hepimiz Türk’tük. Mesela o dönemler Kürtsen ‘Kürt’ demek bile yasaktı.
AKP İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşcu, “Partimiz iktidarından önce hepimiz Türk’tük. Etnik farklılıkları bahane ederek farklı isteklerde bulunmak yasaktı. Mesela, Kürt’sen ’Kürt’demek yasaktı. Bugünkü ile kıyas edilmeyecek şekilde yoksul, antidemokratik, uluslararası alanda silik ve esamesi okunmayan bir Türkiye vardı” dedi. Partisinin İl Danışma Meclisi toplantısında konuşan Babuşcu, 2014’te yapılacak yerel seçimlerin Türkiye’nin geleceğinde kilometre taşı olacağını belirterek, şunları söyledi:
*******************************