Bilgi varsa idrak var, idrak varsa inanç var…

Bilgi, idrak ve inanç varsa o zaman vatan sevgisi, dostluk ve kardeşlik var !
 
 
Olumlu yorumlar için hepinize  teşekkür ediyorum
 
«Bor Haber’de yayınlanan yazılarım için yapılan  olumlu - olumsuz yorumların hepsini okudum.» Siyasi bataklık içerisinde kendilerini olumsuz eleştiri yapmaya zorlayan  ihtirasların (şeytanların) dürtülerinin onları günaha nasıl ittiğini dahi farkedemediklerini ibretle irdeledim. Okuma, yazma ve anlama özürlü olmaları yanında şarttlandıkları alanda kendilerine şirin görünmeye çalıştıkları kişi veya kişilerin de bu “kendilerini eleştirmen sananlardan” daha zayıf ve daha gafil olduklarını anladım.
 
«AKP tahribatları ve partizanlıkları için kamu ihale yasasını 114 kez değiştirenlere destek olanlar önce kendilerini sorgulamalıdırlar!»
 
Annelerini, babalarını ve eşlerini öldürenlere, öğretmenlerini bıçaklayanlara, arkadaşlarına tecavüz edenlere, Türk Askerlerini ve subaylarını şehit eden teröristlere,  14 yaşındaki Berkin Elvan’a hemen hemen hergün dil uzatan Tayyip’in bir tek kelime söz söylediğini hiç duydunuz mu?
 
AKP’li olmanın  beş şartı 
 
¤  Tayyip’e bağlanan her kişi, babası da, annesi de,  akrabası da olsa  mutlaka AKP’li olmayanlarla, AKP’ye karşıt olanlarla derhal ilişkilerıni kesecek! Hatta onlarla mücadele edecek!
¤  Tayyip’i tanrı, peygamber ve kutsal varlık gibi görecek;  Tayyip’in dokunduklarını, kullandıklarını, sözlerini , öfkesini, kinini, hiddetini içselleştirerek kutsayacak. Terörist de, suçlu da, katil de olsa, Tayyip’in sevdiklerini sevecek!
¤  Tayyip’in zulmünü, günahlarını, aldığı kararları, suçlarını, hukuksuzluklarını, yaptığı israfları, yolsuzluklarını çok iyi şeyler gibi algılayacak ve her ne olursa olsun övgü yağdırıp alkışlayacak!
¤  Muhalefet partilerinde görevli bile olsa Tayyip’e karizmatik lider, dünya lideri, çok başarılı bir kişi şeklinde yüceltici tanımlamalar yapılacak
¤  Tayyip’in her alanda kazanması ve AKP’nin iktidarda sürekli kalabilmesi için muhalefet partilerinin dışarıdan tanınmamış kişileri aday göstermelerine zemin hazırlanacak! Türkiye’nin genelinde yoğun bir şekilde ağaç kesimi yaygınlaştırılacak... Amerika ve İsrail’e hiç dil uzatılmayacak, eleştirilmeyecek, kınanmayacak... Aksini yapanlarla mücadele edilecek!
 
AKP’li yöneticilerin silah verdiği, tedavi ettirdiği, beslediği, eğittiği dünyaca bilinen ve Allahüekber diye Müslüman kafası kesip, camileri ve türbeleri yerle bir eden  IŞİD teröristlerinin Musul pazarlarında  açık artırmayla Müslüman kadın ve kızları satıklarını bile bile AKP’ye destek olmanın ne demek olduğunu size artık, haksızlık karşısında susmayı tercih eden ve AKP’lileşen din adamları da açıklayamayacak!
Unutmayın bu söylediklerimin hepsini belgelendirmek mümkün! Ki zaman zaman birçok gazete ve televizyonlar da bu konuları dillendirmektedirler.
 
Biliyorum ki, eleştiri ALLAH (C.C.) rızası için yapılmazsa attıkları taşların kendilerine dokunacağını da, sahiplerine düşündürmez!
Ben 65 yaşındayım. Yani eleştiri yapanların birçoklarının dedeleri yaşındayım. Yazdıklarımı ALLAH (C.C.) rızası için,  vatan ve insan sevgisiyle yazıyorum. Onlar eleştirilerini Amerikancı, daha doğrusu emperyalist güdümlü fakat Müslüman kılıklı bir partinin mensuplarına şirin görünmek için yapıyorlar. Aradaki fark bu.
 
Yazılarımın bütününü okumadan yorum yapanlar
 
¤  Gülünç duruma düşüyorlar
¤  Millî hassasiyetlerini yitirdiklerini, karakter iflasına girdiklerini, beyinlerinin nasıl yıkandığını  ve cehaletlerini ifşa ediyorlar
¤  İslâmî, insanî ve ahlâkî kuralların dışına çıkıyorlar
 
Meselâ yazdığım yazıların bir çoğu ayet  mealleriyle, belge ve delillerle ifade edilmesine rağmen bunlara dil uzatmak; bu «ayetleri ve gerçekleri» inkâr etmek demektir. Bunu göremiyorlar. Zaten bu kişiler gerçekleri görebilecek seviyede veya bilgi birikmi ile yazılarımı okusalardı, aksine beni tebrik etmeleri gerekecekti. Kâlpleri kapalı bu arkadaşların (!) bilgiye, gerçekleri öğrenmeye, ahlaklı olmaya da ihtiyaçları yok! Sadece birilerine, sevmediklerine, kendilerinden olmayanlara taş atarak tatmin olma yolundalar!!!
 
Türkiye’nin gerçeklerinde, «ALLAH’a ve Kur‘an‘a (C.C.) bağlılık » var, «Peygamber sevgisi» var,  «bayrak» var, «vatan» var, «millet» var, «cumhuriyet» var, «Atatürk» var, «ecdat» var, «Türkçe» var, «ahlâk» var, «dindarlık» var, «ilim» var, «ihlas» var,  «dürüstlük» var, «kardeşlik»,var, «insan, orman ve ağaç sevgisi» var.
Şimdi bakın bu değerlerin yerlerinde neler var?
«Bu arkadaşların gözleri kapalı destekledikleri parti yöneticileri ise» bütün bu değerleri birer birer bitirdiler. Bu partinin  dokunmadıkları ve  yozlaştırmadıkları hiçbir değer kalmadı!
Emperyalist projeler istikametinde yaygınlaştırılan kalleşlikler doğruya, güzele, iyiye, gerçeğe, dürüstlüğe, vatan sevgisine, milliyetçiliğe, ülkücülüğe, kardeşliğe, dostluğa, kaynaşmaya, birlikteliğe ve dayanışmaya asla izin vermiyor!
Bu sebeple hayatı okumakla ve ilim tahsil etmekle geçen 65 yaşındaki bir adamı kendileri gibi google bağımlısı ve cahil olarak gösterme saplantısı içerisindeler!
 
Ben 50 yıl önce nerede durduysam bugün yaşıma uygun bir şekilde daha kapsamlı olarak aynı duyguları taşıyorum
 
Benim için  bu kişi AKP’den Bor Belediye başkanlığına adaylığını koydu diyecek kadar ileri giden, iftira eden, yalan söyleyen gafillere «cehenneme giden  yolunuz açık olsun» demekten başka ben ne diyebilirim ki. ?
 
Bir kere erkekçe ortaya çıkıp benim gibi açık açık kimliklerini ortaya koymayan, isimlerini, adreslerini, kimliklerini gizleyen bu kişiler bu hâlleriyle  tarihlerine de Türk kimliklerine de, inançlarına da leke sürmektedirler. Bu yansıma,  maske takıp dostunu arkadan bıçaklayan hainlerin vasıflarına çok benziyor. Bizim ecdadımız tarihte «silahsız düşmanına» dahi silah kullanmamıştır! Onlara “Saklanma arkadaş, çık ortaya, ismim ve adresim bu de. Sonra yaz yazacağını!“ diyen de yok!
 
İşte dün 9 yaşında iken bugün 22 yaşında olan gençlerimizi  13 yılda öz karakterlerinden kopararak, beyinlerini yıkayan ve bu şekilde kimliksizleştiren, ayrıca kendi insanlarıyla çatışmalarından nemalanan ve kendi milletinin fertlerine bize karşı diye hakaret ettiren partinin adı AKP’dir! Bu yüzden ben ve benim gibi olanlar Yüce Türk Mileti’nin genlerine kadar sirayet eden, din istismarcısı  BOP’çu AKP’nin bu tahribatlarına karşı çıkmaktadırlar.
 
Ben “birçok kez yurt dışına bir dua ile çıktım“, dedim. Bunun doğruluğunu tespit etmek hiç zor değil. Zaten bu konu yazılarımla, yaptıklarımla, yaşadıklarımla adeta belgelendi. Benim çok yakınımdakiler, uzakta da olsalar bana yakın duranlar, benimle irtibat kuranlar ve kendileriyle ilgilendiğim insanların durumları çok şükür ki benim ana yolumdan hiç ayrılmadığımın aynaları oldular.
Benim her ne kadar yazı üslubum sert olsa da kâlbimle yansıttıklarımın derinliğinde mutlaka vatan sevgisi var.
 
Eleştiriyi yaparken, kişilere,  «bu kişi neden böyle yazıyor diye düşündürmeyen sistemin adı» emperyalizmdir. Eleştiri yapanlara kimliklerini gizlettiren, onları kendi insanlarına hakaretlere, bilim dışı hareketlere iten, çıkarcılığa, maddeye ve partizanlığa sürükleyen,  ya da Müslüman’ı Müslüman’a aşağılattıran sistemin adı da kapitalzmdir.
 
Türkiye Cumhuriyeti Devletini çağdışılığa, krallığa, saraylara, sürüklemenin, Türk milletinin büyük çoğunluğunu  küçük düşürecek şekilde yardımlarla yaşar hale getirmenin sonuçlarını hiç merak etmiyor musunuz?
 
Prof. Dr.  Yaşar Nuri Öztürk’ün Kur’an’daki İslam isimli eserinin 171. sayfasında geçen bir soru : (Neml suresi) 34. ayette krallarla ilgili bir tespit var. Buna değinir misiniz ?
Cevabı :  Bu ayet Kur’an’ın krallar ve krallıklar hakkındaki görüşünü dile getiren tek ayettir. Şöyle deniliyor :«Krallar bir ülkeye girdiler mi, orayı bozgun ve fesada uğratırlar, ora halkının onurlarını alçaltılmış hale getirirler. İşte böyle yaparlar.»
Kur’an’ın bu beyanı, krallık ve benzeri sistemlerin anatomisini mucize bir biçimde ifadeye koyarak insanlığa çok önemli bir ders vermektedir.
 
Kendilerini sultan ve  kral gibi görenlerin vahim hallerine ve tahribatlarına bir bakın yeryüzünde nasıl anılıyorlar? Bunu itibar olarak görmek mümkün mü?
 
Pekiyi biz gafletlerimizden ya da günahlarımızdan dolayı üzerimize gelen felaketlerden veya belâlardan hiç ders almayacak mıyız?
 
Unutmayın, günah işlemeden belâ gelmez.
Manevi bir imtihan şeklinde ülkemizi saran hortumlar, seller, ani ölümler, cinayetler, hastalıklar, intiharlar, kazalar, yıkımlar, çökmeler, isyanlar, soygunlar, hırsızlıklar, yolsuzluklar, partizanlıklar, zulümler, adaletsizlikler, hukuksuzluklar,  kopmalar, ayrıştırmalar, bölünmeler, kafa kesmeler, teröristlerle AKP“li yöneticilerin kucaklaşmaları  sizi uyandırmayacak mı?
Dost kucak açar, kaçak güreşmez, kalleşlik yapmaz, her zaman doğruyu temsil eder, uyarıcılık yapar,  sineğin uçuşundan rüzgârın şiddetinden, insanların saray tutkularından, israf içinde yüzenlerin saplantılarından, firavunlaşanların karşılaştıklarından, ya da tarihten ders alır ve söylenmesi gerekenleri korkmadan söyler. Yani kaypak da olmaz!
O halde Bor insanının kendi ecdadının yüreğinde yaşattıklarını yaşatmaları için derhal yola koyulmaları, üzerlerine çöken gafleti sırtlarından atmaları,  feryat etmeleri, haykırmaları, susmamaları gerekir;
Size söylüyorum, Kuddûsi Baba’nın kucağinda kim ki Bor’da AKP’li ise asla iflâh olamayacaktır!
Ne demek istediğimi mutlaka birgün anlayacaksıniz ama iş işten geçmiş olmasın!
 
Buzla kaplanmış ceset gibi bir kardeşlik
 
Eğilirsen, bükülürsen göremezsin yaşlandığını
Dilenirsen, kirlenirsen, bilemezsin taşlandığını
 
Sessizliğin adıdır yalnızlığın, zaman içinde
Kimsesizliğin fiyatıdır dalgınlığın, umman içinde.