Şekil budayan karanlıklar
 
Dolambaçlı yollardan gelen tutkularınızın önlerine engeller de koysanız... Bir yolunu bulur size ulaşırlar, kuş sesleri, su şırıltıları ve annelerinizin sesleri. Yarını beklemeden ve yorumlamadan başınıza gelenleri içinizde taşımak zorunda bırakılırsınız!... Başladıklarınızı tamamlamadan, görüntü değiştiren sarkıtlara yavaş yavaş dokunarak kendinizi  görürsünüz aynalarda...  Göğün mavisi, denizin mavisi gibi dokunmaz saçlarınıza... Upuzun hayal merdivenleri de kursanız ulaşamazsınız dostlarınıza... Sadece size ait değil zamanlar… Bir gün sizi de dışında bırakabilirler haketmeden işgal ettiğiniz mekanlar...  Sözünüz geçmez ayıkladıklarınıza!
 
Tekil mi,  çoğul mu?
İyi mi, kötü mü?
Güzel mi, çirkin mi?
Beyaz mı, siyah mı?
Siz karar veremezsiniz bunlara dağarcığınızda taşıdıklarınızla.
 
Utanmak gerinerek yaşanacak bir şey değil
Girmeden içlerine bilemezsiniz fırsatları
Sevgiye,  aşka, birlikte yaşamaya dair hazları
Size soruyorum :
Çirkinliği alkışlamak... güzelliği taşlamak mı yaşamak?
 
Yalan söyleyerek
Farklı görünerek
Ceplerinden bir şeyler vererek
Aşağılayarak
Sizi aldatabilirler
Yanıltabilirler
Etkisiz bırakabilirler  
Elinizdekileri alabilirler
Çırılçıplak bırakabilirler
Sakın ha sakın kararlılığınızı bozmayın
Nasıl olsa kişiliğinize kimse dokunamaz
İçtenliğinize bir şey söyleyemezler
Bulunduğunuz yer oldukça sağlam
Yerinizde kalın!
 
Bekçi düdükleri, sirenler, yangın ışıkları
Kendilerini gizleyen görüntüler… Felaketler… Konya kaşıkları... İstanbul aşıkları...
Boşluğa uzanan eller... Hayali temeller… Bir hiç uğruna ödenen bedeller
İnsanların içlerine akan gözyaşları...
 
Doğru mu, yanlış mı?
Gerçek mi, yalan mı?
Hızlı mı, yavaş mı?
Bir tren gibi uzaklaşarak, bir rüzgâr gibi okşayarak, bir karanfil gibi dokunarak geçip giden yıllar...
Sonsuzluğa okunan aşk şiirleri... matem şarkıları... ayrılık türküleri... önümüze gerilen hasret ağları...
Öfkeler... tutkular... beklentiler... tepkiler...
Bir çivi gibi boşluğa çakılan dostların iltifatları... göstermelik övgüler... aşklar... sevgiler... şiirler!
 
Sorumsuzluklara, aymazlıklara, aykırılıklara, çelişkilere ve yobazlıklara
Gücünüzün yetmediği anlar olabilir
Unutabilirler sizin yüreğinizle sunduklarınızı
Sırtınızda taşıdıklarınız
İyi niyetinize, kaprisleriyle, saplantılarıyla, kirlenmiş duygularıyla
Karşılık verebilirler...
Unutmayın ki onların hataları, nankörlükleri, umursamazlıkları
Dost bildikleri, önlerinde eğildikleri
Bir gün gelir onları da çürütebilirler... eritebilirler...
Sakın ha sakın kararlılığınızı bozmayın
Nasıl olsa kişiliğinize kimse bir şey söyleyemez
Bulunduğunuz yer oldukça sağlam
Yerinizde kalın!
 
Paris,15.01.2010
 Resim : Üzeyir Lokman ÇAYCI