Zamanın durduğu, gece ile gündüzün birbirine karıştığı, akıl denen olgunun bedene hükmedemediği anların bekçiliğinde, biçare dolaşmanın yorgunluğuyla yazıyorum.

Yok hain saldırı, yok kalleş pusu, yok sabır kalmadı, yok bu son olsun, yok yetti artık feryat figanları arasında bundan sonra olacak olası saldırılarla ve bir dahaki feryat figanlarda buluşmanın, zamanı değildir artık…

Bir milleti gözyaşlarına boğup; yaptığımız yanımıza kar, kukla vazifesi gördüklerimize yar olup bu coğrafyaya kan vaat edip Libya - Irak - Suriye denkleminin son çözümlemesine, Türkiye’mizin ismini kazımak isteyenlerin gülümsemelerine tahammül edeceğimizin, zamanı değildir artık…
Barış sürecindeki asaletimizi korkaklık zannedip genlerini habis bir kanser gibi sarmalamış ihanetin gölgesinde güneş ışınlarının sıcaklığını bu vatan topraklarında köpekliklerini yaptıkları çobanlarının himayesiyle sağa sola havlayarak devam ettirebileceklerini zannedenlerin, zamanı değildir artık…

Yüreğinde rahmet, varlığında insaniyet hissi taşımayanların, kendileri için şeytanla el ele her yolu mubah sayıp, kuyrukları sıkıştığında demokrasi ve insan hakkı tiyatrosu eşliğinde sahne alıp orta oyunu oynamalarını izlemenin, zamanı değildir artık…

İç içe geçmiş, koca bir imparatorluğun devamında aynı yürek atışlarını hissetmiş, bir birine göbek bağıyla bağlı; Türk – Kürt – Arap – Çerkez ya da Laz aynı hissiyat ve kararlılıkla Ay – Yıldızlı bayrağa gönül vermiş olanların, kendi canını esirgeyip yılacaklarını zannedenlerin, zamanı değildir artık…

Kendi kurdukları DEAŞ’ın, yıllardır iliğimizi kurutmaya çalışan PKK’ nın, damarlarımıza sızan FETO’nun ve tüm bunlara hizmet ederek PeKeKe sizi tükürüğünde boğar deyip ülkenin VİP lerin de cirit atarak ihanetleri kadar fütursuzlukları ve akan salyalarıyla meydanı boş bulup, rahatça koşturacakları rüyasının devam edeceğini var sayanların, zamanı değildir artık…

Terör örgütlerini taşeron olarak kullanan haçlılara karşı olan mücadelede, bu kadim toprakları sömürmekle kalmayıp, kemiklerine kadar kemiren yağmacı zihniyetin amaçlarını gerçekleştirme, zamanı değildir artık…
Önüne gelen tıfılın, ayakkabısını bağlamayı beceremeyen ergenin, hoş görümüzü zaaf zanneden zıpırların, utanmazca şehitlerimize sosyal medyadan oh olsun çekecek kadar azanların, zamanı değildir artık…

Evet sevgili Şehidimiz Bora Çelik…

Evet sevgili arkadaşım ve şehidimiz Kadir Yıldırım…

Artık zamanı geldi…

Öğlen yemeği diye ısırdığın simitteki susam taneleri gibi un ufak olacaklar, Sevgili Kadir…

Çim sahada basıp üzerinde koşturduğun çimler gibi ezilecekler, Sevgili Kadir…

Sert şutlarınla filelere yolladığın futbol topunun yüzlerce misli kadar toplar patlayacak başlarında, Sevgili Kadir…

Seni şehitlik nuruyla kucaklayan ölüm, onları zebani çığlıklarıyla karşılayacak…
Artık zamanı geldi…

Bu şer odaklarına insan olma şansını veren bu millet…

Devlet intikam almaz diyen saf ve art niyetlilere nazire yaparcasına…

İntikamda alacak, can da…

Lakin onlar yine de bunlara razı olsun ve kanaat getirsin…

Çünkü bu millet intikam da alsa, can da alsa, anasının ak sütü gibi helal olmasına helal da…
Bu devlet ve millet …

Hepsinin aklını alacak…

AKLINI…