Akdeniz Üniversitesi’nde yüz nakli yapılan hastalar, yeni yıla yeni yüzle girerken, AKP hükümetinin yüzüne de estetik ameliyat yapıldı. Yolsuzluk operasyonundan sonra 10 bakan değiştirildi. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı olarak ilk konuşmalarından birini yapan Fikri Işık ise “Bugün yolsuzluktan filan bahsediyorlar. Önemli olan toplum vicdanıdır. Mahkemeler, bazen ‘kanunu uygulayalım’ der ama hukuku uygulamayabilir. Toplum vicdanının adalet terazisi hiç şaşmaz. Sayın Başbakanımız şiir okudu diye mahkûm edilmişti ama o kişi Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı. Biz o noktada önce Allah’a, sonra milletimize güveniyoruz” dedi.
Tayyip Erdoğan da, “kararı millet verir” diyor! Peki millet, hırsızlığı onaylar mı?
***
Bu durumda, eski İçişleri Bakanı Muammer Güler’in deyimiyle, oğlunun “pinti” olduğuna inanacağız çaresiz! Muammer Güler, oğlunun yatak odasında yedi kasa ve para sayma makinesi ile 1.5 milyon dolar bulundurma sebebini böyle açıklamıştı. Yine Halkbank Genel Müdürü’nün evinde ayakkabı kutularının içinde 4.5 milyon dolar bulundurmasının sebebinin de “saflık” olduğuna inanacağız. Başbakan böyle demişti. Hem sonra bu para, imam-hatip lisesi yaptırmak içindi değil mi? Bir de Bosna’ya Yunus Emre Üniversitesi kuracaklardı? Yani genel müdür, bu parayı evinde dini amaçlar için saklıyordu!
Önemli olan toplumun buna inanıp inanmadığıdır. Zaten, “isterseniz porno kasetlerini çıkarın, inanmayız” diyen destekçileri de var, bilmem neresinin kılı olanlar da…
Bütün mesele, iktidarın eskiyen, çürüyen yüzünü yenilemekti, genç bakanlarla onu da yaptılar.
***
Tıpkı Muaviye’nin Küfeli tüccarın erkek devesini Şamlılara dişi deve diye kabul ettirebilmesi gibi değil mi? İyi de bu çıplak gözle görünen yolsuzluklar ne olacak diye sorduğunuzda cevap hazır: İmam-Hatip yaptıracaktım!
-AB Bakanlığı ve Başmüzakereciliğe atanan Mevlüt Çavuşoğlu’nun babası Osman Çavuşoğlu da “Seviniyoruz, Başbakanımızı Allah gönderdi. Başbakanımızın takdiriyle de oğlum bakanlığa geldi. Türkiye’ye hayırlı olsun, Türkiye için çalışsın istiyorum” diyordu zaten!
AKP Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin ise Başbakan Tayyip Erdoğan’ı överken “O’na dokunmak ibadettir” demişti! Tayyip Erdoğan, bu şirk kokan ifadelerle ilgili hiçbir açıklama yapmamıştı!
***
CHP İstanbul Milletvekili, emekli müftü İhsan Özkes, Tekin Yayınevi’nden çıkan “Emevi Siyaseti; Dinin Saltanata Dönüşmesi” adlı kitabında “Emevi halifeleri kendilerini Allah, Kur’an ve Peygamber adına hareket edenler olarak tanıtırken, muhaliflerini de Allah, Kur’an ve Peygamber karşıtı göstermişlerdir. Hz. Muhammed’in sevgili torunu Hz. Hüseyin bile Yezit tarafından Kerbela’da Allah adına (!) hunharca şehit edilmiştir” diyor:
“Şayet, ‘şeytanın dahi aklına gelmez’ diyebileceğiniz entrikalarla karşılaşıyorsanız ve bunların 1400 yıl önceki Emevi versiyonunu biliyorsanız, asla şaşkınlık içinde olmazsınız. Günümüzde yaşananlarla ilgili sanki ‘kimi siyasetçiler Muaviye ile sabah akşam görüşüyorlar mı?’ diye düşünebilirsiniz. Emevilerin uygulamalarıyla günümüz politikalarının bu kadar örtüşmesine ‘tarih tekerrür ediyor’ diyebilirsiniz.
O gün, Müslümanlar eğer haksızlık karşısında yekvücut olsalar ve Hakk’a ayna olmak için melun Yezit’e biati değil, baş vermeyi tercih eden Hz. Hüseyin’in yanında olmayı seçselerdi; İslam dünyası bugün kardeşlik, eşitlik, adalet, hakça paylaşım ve demokrasi konularında dünyanın yıldızı olurdu. Ne acıdır ki o günlerin baskı, şiddet ve istismarı günümüze uyarlanmış olarak devam etmektedir.”
Kısacası, AKP’nin yüzü, Emevi yüzüdür vesselam!