Bir köpekbalığı, aç halde bir akvaryuma konulur. Balık akvaryumun her yerinde yüzebilmektedir. Avlayacağı bir şeyler aramaktadır.
   Sonra, akvaryuma küçük bir balık konur.  Köpekbalığı küçük balığı yemek için hemen harekete geçer. Çünkü açtır ( motivasyon), küçük balığı yiyebileceğine inanmaktadır (özgüven) ve küçük balığı yemenin, kendi elinde (kontrol) olduğunu düşünmektedir.
   Küçük balığı yemek için ilk saldırısında, kafasını ne olduğunu algılayamadığı sert bir şeye çarparak şok geçirir. Çünkü bilim adamları, küçük balık ile köpekbalığı arasına cam bölme yerleştirerek onları ayırmışlardır!  Köpekbalığı   “balık aklıyla” düşündüğünden camı görememekte ama kafasını çarptığında camı algılamaktadır.
    Sonra bir daha dener, yine kafasını cama çarpar. Bir daha dener, tekrar aynı şeyi yaşar. Tanımlayamadığı bir şey, hedefine ulaşmasına engel olmaktadır.
  Yaklaşık kırk sekiz saat sonra köpekbalığı, küçük balığı yemek için uğraşmayı bırakır.
Evrensel, “büyük balık küçük balığı yer” kuralı işlememektedir. Çünkü ne yaparsa yapsın, o küçük balığı yiyebileceğine inanmıştır.
      Deneyin ikinci aşamasına geçildiğinde araştırmacılar, aradaki cam bölgeyi kaldırır. Artık köpekbalığı isterse küçük balığı yiyebilecektir. Önünde hiçbir engel bulunmamaktadır.
     Çokta açtır!
     Araştırma ekibi neler olacağını beklemeye başlar. Şaşırma sırası bilim adamlarındadır. Çünkü köpekbalığı,  küçük balığı yemek için hiçbir şey yapmaz!  Küçük balığı kovalayıp büyük balığın alanına geçirirler ama yine de yemek için hiçbir hamle yapmaz.
      Sonu çok dramatiktir, büyük balık açlıktan ölmek üzere olmasına rağmen, yine de küçük balığı yememiştir.
     Köpekbalığı küçük balığı neden yemedi?
    “ Aç ama gururlu olduğu için mi” ?
    Bilim adamları köpekbalığının içine düştüğü ruh durumuna   “öğrenilmiş çaresizlik” demektedir.
    Öğrenilmiş çaresizlik, bir canlının defalarca denediği halde istediği sonucu alamaması durumunda, bir sonraki denemesinde başarısız olacağını beklemesinden dolayı, deneme cesaretini kaybedip, hiçbir şey yapmaması halidir.
    Bu hale  “öğrenilmiş başarısızlık” ta diyebiliriz. Köpekbalığı geçmişteki denemelerinde başarısız olunca, gelecekteki denemelerinde de başarısız olacağını öğrenmiştir.
    Öğrenilmiş çaresizlik, bir daha deneme cesaretini kaybetmektir.
    Kendine olan güvenini, “başarabilirim” inancını kaybetmektir.
    Öğrenilmiş çaresizlik, zihne takılı bir psikolojik kelepçedir.
    Öğrenilmiş çaresizlik…
   Dünya Kadınlar gününü yad edeceğimiz şu sıralar bu günü,  kadınların yaşadıklarını bir günde anmanın dışına çıkarak, hayata yaymada bir kez daha gözden geçirelim diye yazıyorum bunları.
    Dövdüğümüz, öldürdüğümüz, okutmadığımız, çalıştırmadığımız ya da ölesiye çalıştırdığımız kadınlarımız, kabuklarını kırma yolunda, içinde bulundukları öğrenilmiş çaresizliği kırmayı, hem insan, hem de kadın olma kimlikleriyle, var olmaya çağırıyorum.
    Yaptıklarını test ettikçe, yapacaklarını görebilmede, zihinlerinde oluşan zincirleri kırmaya çağırıyorum.
   Köpekbalığının öğrenilmiş çaresizliğiyle yaşamaksızın, her iki cinsi, gerekeni yapmaya çağırıyorum.
   İyi bir motivasyon, adamakıllı bir özgüven ve sıkı bir kontrolle.